|
|
................... |
|
................... |
AKIL ile MANTIK
TERS DÜŞERSE |
24.06.2006 |
|
Kuban Paul Seauhmann |
................... |
................... |
Diyelim ki, Ankara’dan İstanbul’a gideceksiniz. Bir
arkadaş grubunuz var. Toplam on kişi. Onlara
danışıyorsunuz. İstanbul’a en kestirme yol hangisidir?
Şimdi o grup içinde siz de olsanız, iki alternatif
sunardınız. Biri, Bolu üzerinden otobüsle, diğeri
Eskişehir üzerinden trenle. Üçüncü bir alternatif yok.
Biri çıkıp,
Konya-Afyon-Kütahya-Bursa-Çanakkale-Tekirdağ-İstanbul gibi
bir güzergah önerirse aklından zoru olduğunu, daha iyimser
tahminle aklının karışmış olduğunu düşünürsünüz.
Pekiyi…
Niye İstanbul’a gidiyorsun da Erzurum’a gitmiyorsun derse
bir başkası?
Bu kez sizin aklınızın karışması büyük olasılıktır.
Bu denli dengesiz eleştiri ve öneriler; sağlıksız toplumun,
sağlıksız bireylerinden sıklıkla göreceğiniz davranış
biçimidir.
Hani genelde denir ya. Yahu biz neden birlik olamıyoruz?
Olamazsınız… Olamazsınız… Olamazsınız…
Önce sağlığını yitirmişleri sağlıklı insanlar haline
getirmek gerekiyor. Eğer bunu başaramazsak toplumsal
şizofreni gün geçtikçe büyür. İşin kötüsü büyümekte.
Şizofreniye yakalanmış bir insan ya da toplum; dünyayı
farklı algılar. Normal insanın duymadıklarını duyar,
görmediklerini görür. Bu hastalık aniden ortaya
çıkabileceği gibi sinsice yavaş yavaş da gelişme
gösterebilir.
Bu hastalığın belirtileri gözle görülebilir. Başlangıç
aşamasını saptayabilirsiniz. Örneğin, çevrenizde belli bir
konuda dikkatini odaklayamayan, toplumsal olaylardan
kendini soyutlayan, dini uğraş ve eylemlerini arttıran,
karşı cinsten birine yaşamını karartacak denli bağlanan
biri çevrenizde varsa bu şizofrenik bir rahatsızlığın
belirtisi olarak değerlendirilebilir.
Gazetelerden okuyorsunuzdur. Adam dağ başında bir mağarada
yaşar. Tüm toplumdan soyutlamıştır kendini. Saçı sakalı
birbirine karışmıştır ya da bir başkasını okumuşsunuzdur.
Kendini Mesih ilan eder. En sık okuduğunuz da aşık olduğu
insan için canına kıyanıdır. İşte bunların tümü hastalığın
başlangıç aşamasında tedavi edilemeyen insanların sonuçta
geleceği noktadır.
Peki uzmanlar ne diyor bu konuda? Dr. Sibel Mercan'ı
dinleyelim:
Şizofrenide görülen
belirtiler iki başlık altında toplanır: pozitif belirtiler
ve negatif belirtiler.
Şizofreninin tipine göre belirti kümeleri de değişir.
Örneğin paranoid şizofrenide şüphecilikle ilgili
belirtiler baskındır. Paranoid şizofrenlerde sık görülen
temalardan bazıları şunlardır: Kendisine kötülük yapmak
isteyen kişiler veya güçler vardır, bununla ilgili sesler
işitmektedir, bu nedenle evde perdeleri kapatıp oturmakta,
yemek yerken zehirlenme riski olduğunu düşünerek yemeği
kendi önünde hazırlatmakta veya kendi yaptığı yemeği yemektedir.
Odasına dinleme cihazları yerleştirilmiştir, bu nedenle
odasında temkinli konuşmaktadır, eşi kendisini
aldatmaktadır, v.b. Basit şizofrenide ise toplumsal
çekilme, içine kapanma, sosyal aktivitelerde azalma,
kendine bakımın düşmesi gibi belirtiler dışında fazla
bulgu olmayabilir. Pozitif belirtilerde; şüphecilik,
işitme varsanılar ve garip davranışlar sıktır. Hastalarda
düşünce ve konuşmada kopukluk görülebilir.
(...) Harekete başlama güçlüğü görülür. İleri
evrelerde hareketsiz uzun süre durdukları görülebilir. Bu
hareketsizliğin nedeni sıklıkla ileri derecede kararsız
kalmakla ilgilidir. Bazen bu uzun süreli hareketsizliğin
ardından ani beklenmeyen bir hareketlilik olabilir, hasta
yaydan fırlamış ok gibi eyleme geçebilir. Hastalar
toplumsal olaylara ilgi ve isteklerini genelde
kaybederler. Toplumsal çekilme, okul ve işe devam edememe,
arkadaşlardan uzaklaşma, yalnız kalmayı tercih etme sık
görülür. Dikkat toplama güçlüğü vardır, hastalar bir
konuya odaklanamazlar.
Yukarıdaki bilgiler ışığında gelişen olaylara ve
kahramanlarına baktığınızda toplumsal şizofreniye hızla
gidildiğini görürsünüz.
Şizofreniye yakalanan eğer kişiyse tedavisi kısmen kolay. Çünkü
tıp bu konuda oldukça gelişmiş durumda. Ancak toplumsal
şizofreni o denli kolay çözülebilecek bir sorun değil.
Deprem gibi. Birbirini tetikleme olasılığı çok ama çok
yüksek.
İşte; suç yaratılıp, linç girişimde bulunulması bunun en
güzel örneğidir. Çok olmadı herkes anımsar, bildiri
dağıttılar diye 3-4 gence 300-400 kişi linç girişiminde
bulunmuştu. Neden? Çünkü biri çıktı bu bildiriyi
dağıtanlar PKK'lı dedi. Ruh sağlıklarını yitirmişler de
bir araya gelip az daha gençleri öldüreceklerdi. Oysa
bildiri dağıtanların PKK ile uzaktan yakından ilgisi
yoktu.
Onun için kahvede, okulda, chat odasında, forumda,
dernekte kısacası toplu yaşanan her yerde ruh sağlığını
yitirmekte olanlara dikkat etmek gerekir. Bu tür insanlar
yalnız kendisine ve çevresindekine zarar vermezler.
Koskoca bir toplumu şizofreniye sürükleyebilir.
Bunun çözümü nedir?
Bir çok çözüm önerilebilir. Öncelikle, toplumun önüne
sağlıklı insanları çıkarmak gerekir. Böylece -özellikle-
gençler kendilerine model olarak doğru insanları görür.
İdealini sadece vurdu kırdıyla gerçekleştirmekten başka
çapı olmayan insanlar sağlıklı toplum dinamiklerini asla
oluşturamazlar. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|