Müzik, ulusların yaşam biçimlerini gösteren en güzel
normlardan biridir. Bir ülkenin sosyo-politik durumunu
etnik müziklerinden hemen anlayabilirisiniz.
Çoğunuz duymuştur. Tabuları hiçe sayıp düşünce
açıklayanlara hemen ''ayrı telden çalıyor'' deyimi
kullanılır. Ayrı telden çaldığı saptamasını yapanlar
ne çaldığını dikkate almazlar.
Doğu kültüründe müzik tek seslidir. 20 enstrüman bir
araya gelir, ancak tek melodi çalar. Aynı şekilde
30-40 kişilik koro bir araya gelir, onlarda aynı
melodiyi seslendirir.Batı’da ise 20 enstrüman varsa 20 enstrümanda aynı
ana temayı bozmadan farklı melodilerle tek müzik
yaparlar. Aynı şey koro için de geçerli.
Bu nedenle Doğu kültüründe ana düşünceniz bir
olmasına karşın farklı seslerle anlatmaya kalkarsanız
başınız derde girer. Çünkü diğer enstrümanistlerin
kafası karışır, aynı melodiyi seslendirmeye
koşullanmıştır.
Çoğunuz ilk okul ya da orta öğretimde
karşılaşmışsınızdır. Müzik öğretmenleri aynı melodiyi
iki ya da üç farklı tonda söylemeyi öğretmeye
çalışırlardı. Kafanız ve kulağınız sağlam değilse,
sürekli yanınızdakinin tonuna kaçardınız. Bu tümüyle
sizin iradenizin dışında olurdu. Çünkü radyoda şarkı
dinlerken tek sesli, televizyonda şarkı dinlerken tek
sesli, düğünde halay çekerken tek sesli müzik
dinlerdiniz. Dolayısıyla beyniniz aynı melodinin
farklı tonda olabileceğini ret ederdi.
Çocukken, zegeslerde deju yapan büyüklerimizi
dinlerken hep şaşırırdık. Her zaman dinlediğimiz
müziklerden farklı olduğunu hissederdik ama ayrımına
varamazdık. Sonradan öğrendik ki, aynı melodiyi farklı
tonlarda seslendiriyorlar. Müzik öğretmenlerinin
bize öğretmeye çırpındıkları çok sesli müziği
büyüklerimizi doğal bir rahatlıkla yapıyorlardı.
Biz Çerkeslerin tek sesli müziğe alıştığımız
söylenemez. Her şeye karşın her türlü sorunlarımızda
çok seslilik baskın. Arada bir; tek sesli olma yönünde
adım atılmıyor değil. Ancak pek tutmadığı görülüyor.
Bu da doğaldır. Çünkü anavatan dışında yaşadığımız
ülkelerin çoğunda tek ses kültürü egemen.
İşin özüne bakarsanız, artık yavaş yavaş tek sesli
müzik ortadan kalkıyor. Aynı biçimde tek sesli
kültürlerde ortadan kalkıyor. Daha doğrusu kalkmak
zorunda kalıyor. Çünkü insanın doğasında birlikte
olmak ama özel yaşamak isteği var. Bunun tersi
zorlamalar zaman içinde gücünü yitiriyor.
Hala dejular çok sesli yapılıyor. Gençlerimiz artık
3 akordeonla aynı müziği yapmak istemiyorlar.
Akordeonun yanına keman, flüt, gitar, bas gitar
koymayı arzuluyorlar. Üstelik aynı temayı farklı
tonlarda seslendirerek.
Bu geleceğimiz için umut verici
bir gelişmedir.