...................
...................
BİZLER NEREDEYİZ, ONLAR NEREDE?

12.02.2005

Kuban Paul Seauhmann
...................
...................

Artık dünyada değerler değişti. Bazı toplumlarda çağdaşlık son hızla ilerlerken, bazılarında hızla geriledi. Çerkes toplumu ise ne yazık ki, hızla gerileyen gruba girmek üzere.

Bu kanı boşuna oluşmuyor. Kafanızı kaldırıp bir çağdaş toplumlara bakın, sonra kendimize.

Onlar; tıp alanında kanserle savaşırken, bizde kendi insanımıza savaş açılıyor.

Onlar; Cebelitarık’ı en uzun ve güvenilir (15 km uzunluğunda) köprü yaparak  geçmeye hazırlanırken, bizde anavatanla –zaten cılız olan- köprüler yıkılmaya çalışılıyor.

Onlar; askeri birliklerini kaldırıp, bütçesini eğitime devrederken, bizde gençlere savaş çığlıkları attırılıyor.

Onlar; yolda yürürken bile kitap okurken, bizde –baştan sona rengarenk fotoğraflarla dolu- gazete bile okunmuyor.

Bu örnekleri çoğaltmak isterseniz; bir onlara bakın, bir bize...

Geçen hafta Adigey’de yaşayan sayın Çetao yazmıştı. Sovyet dönemindeki kitap üretme sayısı, günümüzde hızla düşmüş. Çağdaş toplum yolunda olsaydık; vatanımızı aşağılamak ve savaşa kışkırtmak yerine bu sorunun çözümüne yönelirdik. Eğitimsiz, niteliksiz 1000 asker yetiştireceğimize, 10 eğitimli insan yetiştirirdik. Çünkü bilirdik ki, 10 nitelikli insan; değil 1000, 100 bin insana bedeldir. Sağlamasını yapmak isterseniz gidin herhangi bir fabrikaya, işletmeye bakın. Kalifiye olan yönetir, kalifiye olmayan da yönetilir. İstediğiniz kadar kahraman olun. Sonuç olarak emir altına girersiniz.

Tartışmalara baktığınızda, durum daha net ortaya çıkıyor. Çağdaş insan, değerlendirmelerinden belli olur. En kalabalık Çerkes nüfusu Türkiye’de değil mi?

Evet.

O zaman?

Bırakın Çerkesce kitapları, Türkçe üretilen kitap sayısı kaçtır? Biz diyelim yılda 5, siz deyin 10 kitap. O kadar da yok ama var diyelim.

Televizyon yayını? Adigey Cumhuriyeti’nde Ruslar izin vermiyor. Türkiye’de sorun ne? Nüfusumuz Türkiye’de 6-7 milyon değil miydi?

Hadi televizyon işi pahalı. Peki Çerkesce Radyo? Sitemizin eski okuyucu ve üyeleri anımsarlar. Radyo Xase’yi kurmuştuk. 13 kişiydik. 3 Çerkes, 4 Kanadalı, 6 Türk. Büyük özveriyle çalışmışlardı. Bir Kuruş istemeden. Salt bir kültürün yok olmaması için.

Düşününüz. Çerkesler bir radyo kuruluyor. 13 kişinin 3’ü Çerkes, 10’u değil.

Şimdi Adigey’de tv yayınları kısaltılıyor diye sızlananları düşünebiliyor musunuz?

Pekiyi. Radyoyu da geçelim. Bizim toplumumuza lüks olsun. Yıllarca emek vererek, kitap üreten yazarlarımızın durumu neydi?

Facia.

Örnek mi istersiniz? Geçenlerde yitirdiğimiz Tarık Cemal Kutlu. Çeçenya için ‘’vurun, kırın’’, ‘’kahramanlar, şehitler, vatan, toprak’’ diye gençleri savaş yanlısı yapanlar; Kutlu’nun masasında kalan ‘’Çeçen Direniş Tarihi’’ çalışmasını neden yayınlatmak için çaba göstermediler?

Çok basit. Gençler kitap okursa kafalarına ‘’kötü’’ bilgiler yerleşir. Dinden çıkarlar. Daha da tehlikesi sorgulamaya, değerlendirme yapmaya başlarlar. Daha, daha kötüsü çağdaş insan olurlar. Oysa; okumayan, kafası hamasetle doldurulmuş genci yönetmeden daha kolay ne var? İnanmazsanız Çerkes sitelerinin forumlarına girin bakın.

Adigey’de Çerkesce kitapların üretimi düştü deyip, koskoca Türkiye diasporasında yılda 3-5 kitap bile üretilememesi ve buna kimsenin itirazının olmaması size garip gelmiyor mu?

Başkasının gözündeki çöpü görüp, kendi gözündeki merteği neden görmüyorlar sanıyorsunuz?

Adigey’de Çerkesce kitap üretilmiyorsa; otur sen üret. Televizyon yayını mı yapılmıyor, para bul sen yap. Çerkesce dersler mi azaltılmış, 6-7 milyon değil mi Türkiye’deki nüfusumuz? Hemen Çerkesce eğitim veren ilkokullar, liseler, üniversiteler açalım. Çocuklarımızı da hemen gönderelim. Nüfusumuz Belçika nüfusundan fazla.

Tüm bu tartışmaların temelinde yatan Çerkesliği, yaşam biçimi olarak seçen ve seçmeyi arzulayanla; çıkarı için Çerkes'miş gibi olanlar arasındaki çelişkidir. Elbette; hem Çerkes’im deyip, hem Çerkes’miş gibi yaşamak zor iştir.

Üzüm burada, bağcı orada...


SonSöz
Çerkes, ‘’ağlamayana meme yok’’ demelerine karşın ağlamayandır. (Kuban)