Ünlü yönetmen ve aktör Yılmaz Güney, bir yazısında şöyle
diyor: “Eğer gübre kokan bir odaya ilk giriyorsanız, kokudan
inanılmaz rahatsız olursunuz. Ancak uzun süre odada
kalırsanız, artık kokuyu algılamazsınız.”
Olayları değerlendirirken sık sık düşülen hatalardan biri de
budur. İnsan içinde yaşadığı ortam nedeniyle; sübjektif
düşünme ve değerlendirme yapma olasılığı artar.
Bunun için, herhangi bir konuda düşüncelerinizin sağlamasını
en güzel karşı görüşleri değerlendirerek yaparsınız. Çünkü;
sonuç olarak onlar, sizin bulunduğunuz odanın dışındadırlar.
Bu demek değildir ki, değerlendirmenizde hata vardır. Salt
doğru olup olmadığınızı anlamak için bu yöntemi
kullanmalısınız.
Tartışmada ya da değerlendirmede acizlik, asıl konuyu bırakıp
başka yöne sapmaktır. İlk aşamada doğru olduğunuzu sanırsınız,
yani odanın kokmadığını sanırsınız, ancak dışardan yeni gelen
biri inanılmaz rahatsız olur. Bunun bilincine varamazsanız,
istediğiniz kadar yazın çizin kokuyu yok edemezsiniz.
Genel çerçeveden yaptığınız değerlendirmelerinizin, objektif
ve tutarlı olmasını istiyorsanız; tartışmalarda kişilerin özel
hayatlarını didikleyerek konuyu saptırmamalısınız. Bu da
acizlik göstergesidir. İlkel beyinli insanların uyguladığı bir
yöntemdir.
Siz; bulutun beyaz olduğuna adınız kadar emin de olsanız,
karşıdaki kara diyorsa, sizin göreviniz beyaz olduğunu
ispatlamaktır. Yok eğer, bunu yapamıyor da kişinin özel
hayatına saldırıyorsanız, o zaman sizde ciddi sorunlar var
demektir.
İşin ispiyon yönünü tümüyle ayrı tutalım. Yani tartışmadan
kaçmayı; bir kişiyi başkalarına ispiyon için yapıyorsanız
zaten söylenecek bir şey yok. Hayır, onu susturmak için
yapıyorsanız, o zaman sizin konuşmaya hakkınız kalır mı?
Geri kalmış ülkelerdeki bu mekanizma ne yazık ki, çok insanı
etkisi altına alıyor.
Propagandistler inanılmaz bir duruma düştüler. Yukarısı bıyık
aşağısı sakal. İşte; Kuzey Kafkasya’yı kendi inanç ve
çıkarları doğrultusunda değerlendirmenin kaçınılmaz sonucu bu
oluyor. Biz bu sütunlarda sürekli odanın koktuğunu dile
getiriyorduk. Ancak, odanın içindekiler, kokuya alıştıkları
için bir türlü bunun farkına varamıyorlardı.
Şimdi keskin bir viraja girildi. Güney Osetya ve Abhazya her
zaman olduğu gibi birlikte hareket ediyorlar. Diğer 7
cumhuriyette yanlarında. Bu topraklarda bulunan yabancı
unsurlar ise panik halindeler. Elbette onların işbirlikçileri
de.
Kuzey Kafkasya’nın geleceğini belirleyecek tek etken orada
yaşayan insanlarımız. En iyisini ve doğrusunu onlar yaparlar.
Sürgün döneminde; her pahasına orda kalarak bunu da zaten
ispatlamışlardır.
Siz siz olun, savaş çığlıkları atanların yanında olmayın.
Kuzey Kafkasya’da yaşayan insanlarımızın huzurunu yeteri kadar
kaçırdılar.
Bırakın çığlık atanları, odanın içinde olmak istiyorlarsa
kalmaya devam etsinler.
SonSöz
Çerkes, ikinci mesleği ispiyonculuk olmayandır. (Kuban)
|