Son günlerde
Ajans Kafkas’ta HACI BAYRAM BOLAT hakkında yoğun bir haber
trafiği yaşanıyor. Sanıyorum Ajans Kafkas daha öncede bu şahıs
hakkında haberler yapmıştı. Kimdir bu Hacı Bayram Bolat?
Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’ne neden gitmiştir? Türkiye’deyken
ne iş yapmaktadır? Her hangi bir politik ya da dini grupla
bağlantısı var mıdır? Mesleği nedir? Hangi sülaledendir? Bu
soruların hiçbirinin yanıtı yok haberde. Bu nasıl bir habercilik
anlayışıdır?
Kuzey
Kafkasya’ya dönüş yapan onca aile ve insan için bu tehlike neden
yok da, bu şahıs için var? Hatko Kemal isimli hemşehrimiz bu
şahsın “Kafkas Davası”na katkıda bulunduğunu yazmıştır. Sözü
edilen “Kafkas Davası” nedir?
Hacı Bayram
Bolat olayı son derece gizemli bir konu. Umarız Ajans Kafkas bu
şahsın gerçek kimliğini, görevini ve Kuzey Kafkasya’da bulunma
amacını haber yapar ve herkes tam bilgi sahibi olur.
Çerkeslik adına
“dava” adına oradaki insanlarımızın huzurunu bozmaya kimsenin
hakkı yok.
Aslında Ajans
Kafkas ile ilgili de birkaç şey yazmak gerekiyor. Bu ajans;
haberlerinde, teknik ve etik olarak habercilik yapmaktan çok
yorumculuk yapmaktadır. Umarız bu yanlışını görüp bir an önce
gerçek haberciliğe başlar. Birliğe en çok gereksinim duyduğumuz
bu zamanda, kimliği ve amacı belirsiz olan bu şahsın ajan
filmlerine taş çıkarırcasına neden lanse edildiğini tüm
okuyucularına açıklar.
Bildiğimiz
kadarıyla Kabardey Balkar'da, Fetullah Gülen isimli tarikat
liderinin okulları var. Bu okullara özel olarak seçtikleri
(ayrıcalıklı Karaçay ve Balkar) çocukları okuttukları biliniyor.
HACI BAYRAM BOLAT’ın bu okullarla bir ilişkisi var mı?
Ajans Kafkas,
Türkiye ve diğer ülkelerdeki Çerkeslerin yaşadıkları özel
sorunlarla, neden bu şahıs kadar ilgilenmemektedir? Neden, Ajans
Kafkas, Kuzey Kafkasya ile ilgili her haberinde İslam
değerleriyle yorumda bulunulmaktadır? Eğer objektif habercilik
etiğine uygun haberler yapıyorsa, neden insanlara taraflı bilgi
vermektedir?
Bu HACI BAYRAM
BOLAT olayı, tüm dünyadaki Çerkesler için çok önemli bir konu
haline gelecek. Eninde sonunda bu şahsın ne amaçla Kuzey
Kafkasya’ya gittiği ve Türkiye’deyken ne iş yaptığı ortaya
çıkacak. Umuyoruz ki, Ajans Kafkas yüklendiği misyona uygun
olarak bu şahıs hakkında detaylı bilgileri bize verir ve herkes
bu olayın ne olduğunu anlar.
Rastlantıya
bakınız. Bugünkü Hürriyet Gazetesi'nde, Emin Çölaşan'da basının
insan üzerindeki etkisini anlatıyor. Bir kaç paragraf aktaralım:
"İşte size bir
şantaj öyküsü! Osmanlı döneminde İstanbul'un içme ve kullanma
amaçlı musluk suyu Terkos gölünden elde ediliyor. Bu suyu Terkos
isimli bir yabancı kumpanya satıyor. Dönemin ünlü bir
gazeteci-şantajcısı var. Malumat Gazetesi sahibi Baba Tahir. Bir
gün gazetesine manşet atıyor:
‘‘Terkos gölüne bir domuz düşüp boğulduğu rivayet olunuyorsa da,
bu hususta henüz kesin bir bilgi elde edemedik. Tahkikat
yapıyoruz.’’
Domuz pis, murdar bir hayvan. Domuz leşi, suyu da murdar eder.
Müslüman ahali böyle bir durumda o suyu ne içer, ne de kullanır.
Bu durumda Terkos iflas eder.
Kumpanya direktörü bu haberi okuyunca telaşlanıyor. Ancak
‘‘tahkikat yapıyoruz’’ cümlesi anlamlı! ‘‘Gereken ödeme’’ hemen
yapılmadığı ve Baba Tahir ertesi gün ‘‘suya domuz düştüğünü
tahkikat sonucu öğrendik’’ diye bir manşet patlattığı takdirde
her şey bitecek. Bu durumda yapılacak bir tek şey var.
Derhal Baba Tahir'e gidiyorlar, çil çil 600 altın veriyorlar.
Gazetede ertesi gün şu haber çıkıyor:
‘‘Dünkü nüshamızda Terkos gölüne bir domuz düşüp boğulduğu
hakkında bir rivayetin meydana çıktığını yazmıştık. Yaptığımız
tahkikat neticesinde bunun doğru olmadığını öğrendik.’’
Türk basınından -bazılarını benim de bildiğim- nice şantajcı,
üçkağıtçı, dümenci geldi geçti. Eylem biçimleri zamana göre
değişti ama özleri aynı kaldı."
Son
Söz
Çerkes,
asla nalıncı keseri kullanmayandır. (Kuban)
|