...................
...................
THAMADE GELİNCE KAVGA SÜRER Mİ?

24.10.2004

Kuban Paul Seauhmann
...................
...................
Thamade gelince kavganın durmasını bırakın, büyüklerimizle kavga ediliyor. İnanılmaz bir durumdayız.

Çoğunuz halk dansları gösterilerinde izlemişsinizdir. Gençler aralarında, hem de kısa kılıçlarından kıvılcımlar saçılırcasına kavga ederler. O hırslı kavga thamade gelince birden kesilir.

Bu dansın farklı bir versiyonunda da genç kız geldiğinde kavga kesilir. Bundan 20 yıl öncesine kadar gerçek yaşamda uygulanırdı.

Yani thamadeler ve genç kızlarımızın toplumumuzda çok etkin bir rolü vardı.

Bu yazıyı okumaya 1-2 dakika ara verin ve çevrenizi göz önüne getirin. Şimdi ne durumdayız?

Danslara yansıyan, o toplumun yaşam biçimidir. Erkeklerin parmak üzerinde dans etmelerinin kökeninde; savaş anında düşmanını daha iyi görebilmek olduğu söylenir.

Tüm bunları göz önüne aldığınızda ne denli asimile olduğunuzu daha rahat görebilirsiniz.

Çerkesler arasındaki diyalogda çok büyük dejenerasyon oldu. Artık thamade kurumu hiç önemsenmez duruma geldi. Genç erkeklerimizin, genç kızlarımızla olan ilişkisi de aynı durumda.

Elbette; insan nüfusu çoğalıp, kitle iletişim araçları sınırları ortadan kaldırınca kültürel etkilenmeler de kaçınılmaz oluyor. Gelişmiş toplumlar diğer kültürlerin olumlu yönlerini alıp olumsuzlukları ayıklayabilecek düzeydeler. Gelişmemiş ülkelerde durum ise tam aksi.

Örnek verelim. Hollanda yüzyıllarca önce Anadolu’ya gelip lale soğanlarını alıyor ve kendi ülkesine götürüyor. Üzerinde uzun zaman araştırmalar ve deneyler yapıyor.

Sonra?

Tüm dünya lale kültürünün Hollanda’ya özgü olduğunu sanıyor. Oysa değil.

Diğer tarafta, yine Anadolu ve Şark kültürü olan ’pusu’yu almıyor. Düello geleneğini koruyor.

Bizlerinde diğer kültürlerden etkilenmemiz kaçınılmaz. Yemek normundan, giyim kuşam normuna kadar değişime uğrayabiliriz. Ancak, bir Çerkes’i Çerkes yapan temel değerler var. O değerleri yok eden, telafisi olmayan bir hataya imza atmış olur.

Thamadelere ve genç kızlarımızla ilişkilerimizde xabze ölçülerini baz alan insanlarımız yok değil. Buna karşı; lümpen ve gerici bir gençlik yaratıldı ve palazlanmaları için tahmininizden daha büyük paralar ve olanaklar harcandı, harcanıyor.

İki sözü bir araya getiremeyen; kendinden büyüğüne saygısızca saldırıp tabloyu tamamlanıyor.

Danslarımızı izlerken bir de bu açıdan değerlendiriniz. Göreceksiniz. İlişkilerimiz nereden nereye gelmiş.

Melih Aşık’tan kısa bir anekdot:

Epiktetos, "Düşünceler ve Sohbetler" adlı kitabında soruyor:
- Nasıl oluyor da münakaşalarda ve kavgalarda cahiller sizden daha kuvvetli oluyorlar ve sizi susmaya mecbur ediyorlar?
Yanıtı şöyle veriyor:
- Çünkü onlar yanlış ilkelerine kuvvetle inanmışlardır. Siz ise kendi ilkelerinizin gerçekliğine zayıf şekilde bağlısınız. Sizin gerçekleriniz kalpten gelmiyor, dudaklarda doğuyor. Bunun için cılız...

Doğru söze ne denir?

 

SonSöz
Çerkes, kapısının önünü süpürürken çöpleri komşusunun kapısına itelemeyendir. (Kuban)