|
|
................... |
|
................... |
UTANMAMAK İÇİN NE
YAPMALI? |
13.10.2007 |
|
Kuban Paul Seauhmann |
................... |
................... |
Toplumsal gelişim yoksa, her zaman
utanılacak durumda kalabilirsiniz.
Gençleri kışkırtmayın, sonra sosyal travma geçirmelerine neden
olursunuz, diye yıllardır bu sütunlarda yazıyoruz.
Gençleri üretime yöneltmek kolay iş değil. Zaman ister, emek
ister, para ister, özveri ister.
Geçen haftaki makalemizde belirtmiştik. Abhazya Devlet Başkanı
hemşehrilerine konuk olacak diye. Sonraki gelişmeler ne yazık ki
daha kötü oldu. Gelmesine de izin verilmedi.
Ellerine pankart tutuşturup, elçilik önüne gençleri
gönderenlerin bu temiz dimağlara verdiği zararı uzun yıllar
tamir etmek olanaklı olmayacak.
Elinde pankarta Rus Konsolosluğu'nun önüne koşan gençler, Dış
İçleri Bakanlığı'nın önüne gidemeyince nasıl bir ruhsal sorun
yaşacaklar hiç düşündünüz mü?
Siz elbette düşünürsünüz, ancak onların ellerine pankart
tutuşturanlar düşünürler mi orası meçhul.
Biz bu gençlerin yanlış kişilerce, yanlış yönlendirdiğini 5
yıldır anlatmaya çalışıyoruz. 5 yıl öncesinin gençliğiyle
şimdiki gençlik arasında -olumlu- çok büyük fark var. Ancak hala
bazı gençlerimizi kullanarak yerlerini sağlamlaştırmaya
uğraşanlar hiç yer değiştirmediler. Aynen koltuklarında
oturuyorlar.
Rus Konsolosluğu'nda yapılan gösteri ne denli yanlışsa, Dış
İşleri Bakanlığı'nın önüne gitmek gibi bir eylem de yanlıştır.
Niteliksiz, internet kafe müdavimi, yaşamı boyunca -okul
dışında- kitap okumamış, üniversite de okurken hala babasının
cebine bakan bir grup; ister Rus Konsolosluğu, ister Dış İşleri
Bakanlığı bahçesi fark etmez, bir hiçtir.
Doğru olan nedir?
Tespiti yapmak çok basit.
Uygulamak o denli çetrefilli ve zor...
Doğru olan; nitelikli, internet kafeyi iletişim ortamı gören,
ayda en az bir kitap okuyan, üniversite de okumasına karşın,
kendi harçlığını çıkaracak gençlerin çoğalması.
Bu çoğalmayı sağlamak elbette büyük emek ister.
Yoksa, ne var; ellerine birer pankart verip, hiçbir tehlikenin
olmadığı bir ortam da bağırtmak çok mu zor?
Elbette gençlere de sorumluluklar düşüyor. Kendilerini
yönlendirenleri iyi irdelemeleri gerekiyor. Sonuçlarını iyi
analiz etmeliler. Kaçak güreşmek, kısa dönemli rahatlık verir.
Örnek olarak, bu konuya ilişkin bir kaç gencin forumlarda
yazdıklarına bakalım.
''Abaza vatanperverlerinden eleştiri dahi göremiyoruz...
Kendine Abaza mitosu teorisini hazırlayan "o Abazaları" da
göremiyoruz...''
''Altın Kadehli İstek! Gürcistan Patriği ile Gürcistan Devlet
Başkanı Mihail Saakaşvili, Sizlerin ve bizim dualarımızla yakın
gelecekte Gürcistan'dan kopmuş bulunan Abhazya'ya tekrar
kavuşacağımıza inanıyorum sizden dini destek bekliyoruz.''
''Abhazya Devlet Başkanı sayın Sergey Bagapsh'ın Türkiye'deki
Çerkes diasporasını ziyaretini engelleyen bütün kurumları
kınıyoruz.''
''AB'ne çıkıp boy gösterisi yapmayla söze de Çerkeslerin
asimilasyon yarasına ilaç, merhem olma iddiasında ki Avrupalı
Çerkeslerin tavrı nedir, her fırsatta Abhazya Parlamentosu'na
gidebilen zihniyet AB-Türkiye ilişkisinde Çerkeslerin yerini
nasıl görüyor, bu ilişkinin Abhazya gerçeğine bakışını nasıl
değerlendiriyor? Şimdi ise bu sorunu çözün bir Kafe'yle ve bir
boynuzla, görelim, Çerkeslere sadakatinizi."
Söylenecek çok şey var, yazılacak binlerce sayfa. Ancak değerli
yazarımız Nevzat Tarakçı sorunun temelini tek tümceyle ortaya
koymuş: Sevgili gençler, sizi konuşmalı Kafkasya!
Gelecekte utanacağınız bir geçmişe sahip olmamak için, Nevzat
beyi dinleyiniz gençler... Unutmayın ki, niteliksiz olursanız,
sizi kullananların elinde oyuncak durumuna düşersiniz.
Son Söz: Çerkes, güvenli
yerde eline pankart değil, kitap alandır. (Kuban) |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|