...................
...................
ÇERKES DEMOKRASİSİ

26.11.2005

ELBEG Murat Duman
...................
...................

Malumunuz, demokrasi halkın egemenliğine dayalı bir yönetim biçimi.

Halkın özgür iradesiyle seçtiği yöneticilerinin halk için çalışmasıdır.

Artıları ve eksileri olan bir sistem…

Doğru kullanıldığında son derece verimli bir güç. Yanlış kullanıldığında ise çok fazla bedel ödettiren bir sistem.



Bu hafta sonu Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun genel seçimleri var. Federasyona bağlı her dernekten seçilen delegelerin oylarıyla yapılacak bir seçim bu. Demokratik bir seçim.

Normal seçim sistemine göre adaylar ve hazırladıkları listeler önceden belirlenir, aday olacaklar misyon ve vizyonlarını belirleyip hazırladıkları propaganda ile bunu seçmenlerine duyururlar. Sizde bunlara göre adayları tanımaya çalışır, hangisinin sizin ve toplum için yararlı olacağına karar verdikten sonra seçersiniz. Böylelikle hesap sorma hakkınız otomatikman doğmuş olur.  Aksi halde, kime ne için hesap soracağınız başlı başına bir muamma olur.

Tüm demokratik seçimlerde bu böyledir. Böylede olması gerekir. Salt seçmek için seçim yapmak ne derece demokrasiyle bağdaşır o konuda da takdir sizin…



Dernekler ile içli dışlı olanlar bilirler. Özellikle taşradaki derneklerimizde bazen olurdu ki yeni yönetim için aday liste bulunamaz, rica minnet eski yönetimde yer alan isimlerin yeniden yönetimde kalması istenir ya da Dernekler Kanunu’nda belirtilen esaslara göre derneğin kapanma olasılığına karşı seçim sırasında alel acele oluşturulan bir liste hazırlanır, kimi zaman listede isimleri yazanların bu durumdan haberleri dahi olmaz, bir nevi emrivaki ile bir yönetim seçilmiş olurdu.

Hal böyle olunca da zaten kısıtlı imkânlarla faaliyetlerini yürütmeye çalışan derneklerimizin iyiden iyiye faaliyetleri azalır, sadece tabela derneği kalmaya mahkûm edilir. Maalesef yaşanan bu süreçler halen de devam etmekte.

İşin ilginç yanı, tabiri caizse hazırlıksız yakalanıp yönetime seçilen ve çok iyi niyetle elinden geleni yapmaya çalışanlara tepkiler artar, mevcut yönetimler eleştirilmeye başlanır.



Dünya değişiyor,

İnsanlar değişiyor,

Toplumlar değişiyor, demokrasi değişiyor, gelişiyor.

Mevcut açıklar kapatılmaya çalışılıyor.

Kısaca her şey olması gerektiği gibi yenileniyor…

Bu değişimden ve gelişimden faydalanmak için çok fazla geç kalınmış da sayılmaz.



Trafikte bir kural vardır. İlkokuldan başlayarak öğretirler. Karşıdan karşıya geçerken önce sola, sonra sağa, sonra tekrar sola bakacaksın. Eğer yol boş ise emniyetli bir şekilde karşıya geçebilirsiniz.  

Bu kuralı yolun ortasında uygulayamazsınız. Yani yolun ortasına gelip araba var mı diye sağa sola bakamazsınız. Eğer böyle yaparsanız işiniz tamamen şansa kalmış demektir. Şansınız varsa karşıya sağ salim geçersiniz ama eğer şansızsanız bir araba gelip size çarpar, gazeteyle yüzünüzü örterler.

Biz şimdiye kadar, yolun ortasında sağa sola baktık. Yüzümüzü gazeteyle örtmediler ama karşıya da geçemedik.

Artık kalpağımızı önümüze alıp düşünme zamanımız geldi. Ya bundan önce yapıldığı gibi plansız, programsız yola çıkacağız ya da önceden hedeflerimizi doğru belirleyip ona göre hareket edeceğiz. Aksi halde yolun ortasında arabalardan sakınmaya devem ederiz.



Kıyasıya ve demokratik bir seçim yarışının yaşandığı, fikir ve eylemlerle dolu seçim propagandalarının yapıldığı, yönetim için, hizmet için adayların bir biri ile yarıştığı, sorgulayan, üreten, geliştiren, basiretli bir yönetim görmek dileğiyle…