Malumunuz,
demokrasi halkın egemenliğine dayalı bir yönetim biçimi.
Halkın özgür iradesiyle seçtiği yöneticilerinin halk için
çalışmasıdır.
Artıları ve eksileri olan bir sistem…
Doğru kullanıldığında son derece verimli bir güç. Yanlış
kullanıldığında ise çok fazla bedel ödettiren bir sistem.
Bu hafta sonu Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun genel seçimleri
var. Federasyona bağlı her dernekten seçilen delegelerin oylarıyla
yapılacak bir seçim bu. Demokratik bir seçim.
Normal seçim sistemine göre adaylar ve hazırladıkları listeler
önceden belirlenir, aday olacaklar misyon ve vizyonlarını
belirleyip hazırladıkları propaganda ile bunu seçmenlerine
duyururlar. Sizde bunlara göre adayları tanımaya çalışır,
hangisinin sizin ve toplum için yararlı olacağına karar verdikten
sonra seçersiniz. Böylelikle hesap sorma hakkınız otomatikman
doğmuş olur. Aksi halde, kime ne için hesap soracağınız başlı
başına bir muamma olur.
Tüm demokratik seçimlerde bu böyledir. Böylede olması gerekir.
Salt seçmek için seçim yapmak ne derece demokrasiyle bağdaşır o
konuda da takdir sizin…
Dernekler ile içli dışlı olanlar bilirler. Özellikle taşradaki
derneklerimizde bazen olurdu ki yeni yönetim için aday liste
bulunamaz, rica minnet eski yönetimde yer alan isimlerin yeniden
yönetimde kalması istenir ya da Dernekler Kanunu’nda belirtilen
esaslara göre derneğin kapanma olasılığına karşı seçim sırasında
alel acele oluşturulan bir liste hazırlanır, kimi zaman listede
isimleri yazanların bu durumdan haberleri dahi olmaz, bir nevi
emrivaki ile bir yönetim seçilmiş olurdu.
Hal böyle olunca da zaten kısıtlı imkânlarla faaliyetlerini
yürütmeye çalışan derneklerimizin iyiden iyiye faaliyetleri
azalır, sadece tabela derneği kalmaya mahkûm edilir. Maalesef
yaşanan bu süreçler halen de devam etmekte.
İşin ilginç yanı, tabiri caizse hazırlıksız yakalanıp yönetime
seçilen ve çok iyi niyetle elinden geleni yapmaya çalışanlara
tepkiler artar, mevcut yönetimler eleştirilmeye başlanır.
Dünya değişiyor,
İnsanlar değişiyor,
Toplumlar değişiyor, demokrasi değişiyor, gelişiyor.
Mevcut açıklar kapatılmaya çalışılıyor.
Kısaca her şey olması gerektiği gibi yenileniyor…
Bu değişimden ve gelişimden faydalanmak için çok fazla geç
kalınmış da sayılmaz.
Trafikte bir kural vardır. İlkokuldan başlayarak öğretirler.
Karşıdan karşıya geçerken önce sola, sonra sağa, sonra tekrar sola
bakacaksın. Eğer yol boş ise emniyetli bir şekilde karşıya
geçebilirsiniz.
Bu kuralı yolun ortasında uygulayamazsınız. Yani yolun ortasına
gelip araba var mı diye sağa sola bakamazsınız. Eğer böyle
yaparsanız işiniz tamamen şansa kalmış demektir. Şansınız varsa
karşıya sağ salim geçersiniz ama eğer şansızsanız bir araba gelip
size çarpar, gazeteyle yüzünüzü örterler.
Biz şimdiye kadar, yolun ortasında sağa sola baktık. Yüzümüzü
gazeteyle örtmediler ama karşıya da geçemedik.
Artık kalpağımızı önümüze alıp düşünme zamanımız geldi. Ya bundan
önce yapıldığı gibi plansız, programsız yola çıkacağız ya da
önceden hedeflerimizi doğru belirleyip ona göre hareket edeceğiz.
Aksi halde yolun ortasında arabalardan sakınmaya devem ederiz.
Kıyasıya ve demokratik bir seçim yarışının yaşandığı, fikir ve
eylemlerle dolu seçim propagandalarının yapıldığı, yönetim için,
hizmet için adayların bir biri ile yarıştığı, sorgulayan, üreten,
geliştiren, basiretli bir yönetim görmek dileğiyle… |