18 Şubat 2006
tarihli dil yazısını “Çerkesce genelde Adigece anlamınadır. Her
iki yazın dili de Adigece'dir. Bu güne değin herhangi bir sivil
toplum kuruluşu ya da yönetim biriminde birinden birinin ortak dil
olarak kabul edildiğine ya da edilmesi gerektiğine ilişkin bir
karar yoktur. Alfabe birliğine bile gidilememiştir. Önce alfabe
daha sonra da dil birliğine gidilmesi gereğini düşünenlerin
sorumluluklarını da haftaya irdelemeye çalışalım.” diye
bitirmiştim.
Sanırım bilinçli her Adige için temel amaç tüm Adigelerin
anladığı, okuyup yazdığı bir yazın diline ulaşmak olmalıdır. Bize
göre de, ulusal kültürel değerlerimizi koruyup geliştirmede tek
yazın dili, gereklidir, zorunludur. Ancak bunun bugünden yarına
hemen gerçekleştirilemeyeceği de bilinmektedir.
Açıktır ki, ulusal devletlerin ortaya çıktığı tarih diliminde
Adigeler de ulusal devletlerini kurabilmiş olsalardı,
diyalektlerden biri ulusal yazın dili olarak seçilecek adına da,
temel olan diyalekte göre Adigabze yada Adigabze denecekti.
Ancak bilindiği gibi, henüz ulusal devlet kurma aşamasına
gelinmeden, uluslaşamadan, dolayısı ile tek dile geçemeden savaş,
sürgün ve dağılma gerçekleşir. Anavatanda kalabilenlerin, federe
devlet yapısına kavuşanların iki yazın dili gelişir. Adigey
Adigece'si ve Kabardey Adigece'si.
Bugün, iki yazın dilinden birinin tüm Adigelerin yazın dili
olması kararını verebilecek iki otorite vardır. Yazı dillerinin
Rusça ile birlikte resmi dil kabul edilen Adigey ve Kabardey-Balkar
parlamentoları. Parlamentolar bu konuda yasa kabul etmeden yazın
dili okullara giremeyecek, radyoda televizyonda, kamu alanında
kullanılamayacaktır. Yine bugün, halkı, aydını, dilcisi, yönetimi
ve parlamentosu ile iki cumhuriyetin yazın dillerinden birinden
birini kabul edebilecek yapılarının olmadığını biliyoruz.
Dolayısı ile tek yazın diline gidiş sürece bırakılmalı, süreci
hızlandırma çalışmaları yapmalıdır.
- Önce ulaşılabilecek tüm olanaklar değerlendirilmeli
Adige halkının bilinçlenmesi sağlanmalıdır. Bugün tek yazın dili
olan her halkın geçmişte birçok diyalekti konuştuğu, dahası
günümüzde bile konuşma dilinde diyalektlerin korunduğu, ancak dil
korunmak, geliştirilmek isteniyorsa tek yazın dilinin zorunlu
olduğu anlatılmalıdır.
- Tek yazın dili gerekliliği, diğer diyalektlerin
kaybedilmesi gerektiği anlamına alınmamalı. Diyalektlerin
dilimizin zenginliği olduğunun bilincinde olunmalıdır.
- Adigey'de kullanılan biçimi ile Adigabze ve Kabardeyıbze,
benzer şekilde Kabardey'de kullanılan biçimi ile Adigabze ve
Adigeyibze terimlerinden en kısa sürede vazgeçilmeli, Adigey
Adigabze'si, Kabardey-Şerces Adigabze'si terimleri kullanılmalı,
her ikisinin de Adigece olduğu vurgulanmalıdır...
- Her iki yazın dilinin Kiril alfabesinde birliğe gidilmeli,
ortak sesler aynı harfle gösterilmelidir. DÇB ve Dünya Adige
Bilim Akademisi’nin çabaları ile bu konuda ilerleme de
kaydedilmiş, Prof. Dr. Khumaxhue Muhiddin'in hazırladığı taslak
bilimsel çevrede kabul görmüş, Kabardey Parlamentosu da belirli
bir sürede bu alfabeye geçilmesi konusundaki yasayı çıkartmıştır.
Ancak alfabe konusunda başka değişikliklerin de olması gerektiği
görüşü ağırlık kazandığı için uygulama ertelenmiştir.
- Adigece'nin okutulduğu her öğrenim kurumunda her iki yazın
dili de okutulmalı öğretilmelidir. Ki bu yaz AB'nin desteklediği
Kaf-Fed'in Anadili projesi bu konuda iyi bir örnek oluşturacaktır.
- Adige dilbilim, gazetecilik, edebiyat fakültelerinde her
iki yazın dili mutlaka öğretilmelidir...
- Cumhuriyetlerde anadilde çıkan gazetelerin üç ayda bir
yayınladıkları ortak gazete daha sık aralarla çıkartılmalı, süreç
içerisinde, diğer yazın dili ile yazılmış metinler de gazetelerde
yerlerini almalıdır.
- Yazın dillerinden birinde Adigece'si bulunmayan bir
sözcüğün, yabancı bir dildeki karşılığı değil, varsa Adige
diyalektlerindeki sözcük kullanılmalıdır.
- Yönetimler, öğretim kurumları, kültür kurumları vb.
kurumlar arası gittikçe gelişen ilişkilere ivme kazandırmalıdır.
- Radyolar tüm Adigelerin duyacağı izleyebileceği şekilde
güçlendirilmelidir.
- Dünyaya dağılı her Adige'nin izleyebileceği uydu yayını
mutlaka sağlanmalıdır.
- Sorumluluk duyan her Adige, diğer yazın dilini anlama
çabasını göstermelidir.
Bu anlayışla yola çıkıldığında süreç içerisinde yazın dillerinden
birinden birinin benimsenebileceği, yada her iki yazın dilini çok
iyi bilen dilcilerin önereceği ortak bir dile gidilebileceği
umulur.
Adige dilinin resmi dil oluşundan sonraki en büyük gelişmelerden
biri artık bir dil günümüzün bayramımızın oluşudur. 1999 yılında
UNESCO 21 Şubat’ı Anadilleri Günü olarak belirlenmiştir.
Gelişemeyen, kaybolan dillere dikkat çekmek, önemsenmeleri
gerektiğini vurgulamak için. Devletler dillerini önemsedikleri
için bir çok devletin çok uzun zamandan beri belirlemiş olduğu dil
günleri, dil bayramları olduğunu da biliyoruz.
Bırsey Wımar’ın, halk söylencesi birkaç metni de içeren, alfabesi
ilk kez 14 Mart 1853, tarihinde yayınlanır. 2000 yılından beri
de Adigey Cumhuriyeti'nde devlet başkanı kararnamesi ile 14 Mart
Adige Dili ve Yazını Günü olarak kutlanmaya başlanır. DÇB'nin
girişimleri ve Dünya Adige Bilim Akademisi'nin desteği ile
14 Mart Tüm Adige dünyasında benimsenir. Dil günü etkinlikleri
her yıl daha bir içerik kazanmakta, daha coşkulu olarak
kutlanmakta ayrıca durum değerlendirmesi de yapılmaktadır. Elbette
istenen her şey istendiği sürede gerçekleştirilememekle birlikte
dile verilen önemin görülür derecede büyümesi de sevindirici
olmaktadır.
Bilinçli her insanımızın anadilimizin korunup geliştirilesi
konusunda sorumluluğu olduğunu, mutlaka yapabileceği şeyler
bulunduğunu anımsatır, 14 Mart Adige Dili ve Yazını Günü'nü
kutlarım.
Not: Daha iyi bildiğim konu olduğu için Adigece üzerine
yoğunlaşılmıştır. Benzer şeyler Abazaca'nın diyalektleri için de
söylenebilir, daha ileri gelişmelerin olduğu da umulur. |