|
|
|
|
|
KAF-FED'İN
DÇB TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNDAKİ TUTUMU -2 |
08.07.2006 |
|
|
Dr. MEŞFEŞŞU
Necdet Hatam |
|
|
DÇB tüzüğü 20-25 Haziran 1993'de
Maykop'ta toplanan
ikinci genel kurul kararı ile yeniden düzenlenmiş giriş bölümü
anlam olarak olduğu gibi<bırakılmıştır. Bu bölüm daha önce sözünü
ettiğimiz gibi 24-26 Temmuz 1996'da Çerkesk'te toplanan genel
kurulun, dernek tüzüğünün RF yasalarına uyum sağlayacak şekilde
düzenlenmesi yetkisi verilen yeni yönetim tarafından
çıkartılmış ve tüzük de tanınmaz hale getirilmiştir. Yapılan
itirazlara, "giriş bölümünün olduğu gibi kalmasında ısrar
edilmesi, tüzüğün onaylanmaması ile sonuçlanacaktı" yanıtı
alınmıştır. Bu yanıt diğer üye dernekler gibi Kaf-Der tarafından
da yeterli bulunmuş ki geçen süre içerisinde bu konuda tüzük
değişikliği
önergesi verilmemiştir.
Aslında Kaf-Fed yönetimindeki arkadaşlarımız, sözünü ettiğimiz
Türkiyeli Çerkes Çemberini kırabilmiş olsalardı, empati
yapabilselerdi, yani "onların yerinde biz olsaydık acaba, nasıl
davranırdık" diye kendilerine sorar ve bu konuda ısrarlı gibi
görünmekten de vazgeçerlerdi diye düşünüyorum. Kaf-Fed'in tüzüğünü
de, arkadaşlarımızın hiç empati yapmadıklarının, ayrıca böylesi
girişlerin tüzüklerde yer almamasının çalışmaları engellemediğinin
kanıtı olarak değerlendiriyorum. Aşağıdaki bölüm Kaf-Fed
tüzüğünden:
" KURULUŞ
Madde 1. Kuruluş amaçları benzer olan ve "Kurucular" maddesinde
adı geçen dernekler, amaçlarını gerçekleştirmek üzere üye
sıfatıyla bir araya gelerek "Kafkas Dernekleri Federasyonu" adıyla
bir dernekler federasyonu kurmuşlardır. Federasyonun Genel Merkezi
Ankara'dır. Federasyonun merkezinin bir başka kente nakli Genel
Kurulun üçte iki çoğunluğunun kararıyla, adres değişikliği ise
Yönetim Kurulu kararıyla mümkündür. Federasyonun kısaltılmış adı
ilk genel kurulda belirlenecektir. Tüzük maddelerinde geçen
"Federasyon"
sözcüğü "Kafkas Dernekleri Federasyonu" yerine kullanılmıştır.
AMAÇ
Madde 2. Federasyonun amacı, üye derneklerin hizmet sunduğu doğal
ve kayıtlı üyelerinin; kültürel, sanatsal ve ekonomik düzeylerini
yükseltmek, Kafkaslılık bilincini ve bilgilerini geliştirmek,
Kafkas kültür değerlerini derlemek, korumak, yayın
yoluyla bu kültürel ve coğrafi zenginlikleri Türk ve dünya
kamuoyuna tanıtmak, Kafkas toplumu ile diğer toplumlar arasındaki
dostluğu ve işbirliğini yaygınlaştırmak, Kafkas toplumunun tüm
sorunlarına barışçı çözüm önerileri üretmek, Kafkasya ve Kafkaslı
toplumların yaşadıkları diğer ülkeler ve o ülkelerin toplumları
ile Türkiye'miz ve insanlarımız arasında
kültürel ve ekonomik alanlarda karşılıklı iyi ilişkiler kurup
geliştirilmesine çalışmak, insan haklarının ulusal ve uluslar
arası düzeyde gelişmesine katkıda bulunmak böylece üyelerine,
topluma, yaşadıkları ülkeye ve insanlığa çok yönlü hizmetler
sunmaktır. "
Görüldüğü gibi, Kaf-Fed tüzüğünde; anavatandan, sürgünden, asıl
sorumlu Çarlık Rusya'sı olmakla birlikte, Osmanlı
İmparatorluğu'nun da sürgünde azımsanmayacak payı olduğundan,
Osmanlı'nın yerleştirme politikasından, Derneklerimizin, Anadilde
eğitim veren "Çerkes Örnek Okulu"nun kapatıldığından, bir dönem
"Vatandaş Türkçe konuş" diye baskı
yapıldığından, "Türkiye'de yaşayan herkesin anadili Türkçe'dir"
içerikli yasanın bir süre yürürlükte kaldığından, Gönen ve Manyas
yöresi köylerin sürgününden daha başka bir çok şeyden hiç söz
edilmemiştir.
Peki, kendi hazırladıkları tüzükte suya sabuna dokunmayanların,
DÇB tüzüğünün giriş bölümünün çıkarılmış olmasına, konuyu Türkiye
kamuoyuna taşıyacak kadar duyarlı olduklarına inanmak biraz saflık
olmaz mı sizce de?
Ayrıca, çok uzun olduğu için sitemizin "yeni dokümanlar"
sayfasında sunmayı düşündüğümüz, Kaf-Kur olarak DÇB kuruluş
toplantısına götürdüğümüz, birliğin tüzüğüne, çalışma ilkelerine
temel olan, Çerkes sözcüğünün Adıghe ile karşılandığı ve diğer
Kuzey Kafkas halklarından hiç söz edilmeyen çalışmamız da
Sayın Cihan Candemir'in sözlerinin tüzükte yer alamayacağının
başka bir kanıtı değil mi? Bu belge aynı zamanda Türkiye'den DÇB
kuruluş toplantısına katılan kimi arkadaşlarımız aksini söyleseler
de, DÇB'nin daha sonra tüm Kuzey Kafkasya halklarını kapsayacak
şekilde genişletileceğinin hiç gündeme
gelmediğini anımsatacağı için de ilginç değil mi?
Özetle Kaf-Fed yöneticisi arkadaşlarımızın, DÇB konusundaki
tutumları;
- Tüzük değişikliğini, gerekli incelemeyi yapmadıkları için
çelişik metinlerle dile getirdikleri,
- Kendi yorumlarını, DÇB tüzüğünde daha önce yer almış gibi
gösterdikleri,
- 1996'daki değişiklik için, DÇB yetkili organlarına bu güne kadar
somut bir değişiklik önergesi sunmadıkları, tüzük değişikliği için
ciddi adım atmadıkları,
- Kaf-Fed tüzüğüne yazamadıkları konuların benzerlerinin DÇB
tüzüğünde olmasını istedikleri, - Birliğin iç işi olan ve birliğin
yetkili organlarında sonuçlandırılabilecek bir konuyu Türkiye
kamuoyu önüne taşıdıkları için bize göre yanlıştır, üzücüdür.
Daha üzücü olan da tüm bu yanlışlıkların, "Kaf-Fed DÇB genel
kuruluna damgasını vurdu" dedirtebilmek için yapıldığı
kuşkumuzdur. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|