İnanın
Cumartesileri, sabahın köründen başlıyorum CC'yi yoklamaya. Yeni
yazılarınızı hemen okumak için. Yine inanın ki, kimilerini
okuyor, dönüyor yine okuyorum. Sizlerle aynı sitede yazıyor
olmaktan coşku duyuyorum, onur duyuyorum. İnanın kimi yazılarınızı
okurken, boğazım düğümleniyor, şurama yumruk büyüklüğünde
bir şey oturuyor… Gözyaşlarım kendilerine yol aramaya başlıyor
sessiz…
Bilenleriniz vardır, DÇB olarak 2005 Mayıs ayı yönetim kurulu
toplantısını Kaf-Fed'in ev sahipliğinde İstanbul'da
gerçekleştirmiştik. Ben Dönüş'ü anlattığım konuşmama bir şiirle
başlamış, sözlerimi yine bir şiir ile bitirmiştim. İlginçtir,
DÇB'nin 2003 yılındaki toplantısına da katılmış, ancak her delege
gibi kendilerine de verilmiş DÇB ilkeleri kitapçığını, iki yıl
süresince okuyamamış bir arkadaşımız, hemen eleştirilere başlamış
ve ''şiirle anavatana dönüş olmaz'' demişti… Ne kadar da yanlış
değil mi?… Ben şiirin ''Anavatana Dönüş''e çok büyük katkısı
olduğunu yaşayanlardan, çok büyük katkısı olacağına
inananlardanım. Özetle “Anavatana Dönüş”ü şiirsiz düşünemiyorum.
İşte sevgili Esra'nın, sevgili Kuban'ın bu haftaki yazıları birer
dönüş şiiri değil mi? Ben bu yazıları, benzer şiirleri okuduğunda,
dinlediğinde boğazı düğümlenmeyenlerin anavatana dönüşlerinin zor
olacağından, dönseler de mutlu olamayacaklarından korkarım… Evet
şiir bir duygu ise eğer, yol gösterici bir sevgi ise eğer,
anavatan sevgisi, anadili sevgisi, halk sevgisi, insan sevgisi ise
eğer, şiire uzak kişinin anavatanda huzur bulabileceğinden
kuşku duyarım?
Anavatan sevgisi değer verdiği büyüğünü kaybettiği acılı gününde
bile, sevgili Kuban'a şiir yazdırır. Okunan şiir bir çoğumuzda
halk sevgisi, anavatan sevgisini depreştirir, kimilerimizde bu
sevgiyi yeşertir…
Sevgili Kuban, Çerkes olarak eğitilme şansını bulmuş, bir Çerkes
gibi yaşamış. Büyüğümüzün kaybı elbette ki çok acı. Bu acı ile
yazılan yazının, ilk elde olumsuz gibi algılanacak kurgusu da
doğal. Bununla birlikte ben kaybettiğimiz değerleri sıraladığın
yazını Anavatana Dönüş şiiri olarak değerlendiriyorum. İyi
atların da iyi insanların da hiç tükenmeyeceğini biliyor,
tükenmediğini görüyorum. Bunları görmek isteyenleri de CC’ye ve CC
benzeri sitelerimize çağırıyorum. Sorumlulukların bilincinde
olan kurumları, siteleri, yayın organlarını diasporamızı anavatan
ile bütünleştirecek asil atlar olarak düşlüyorum.
Değerli büyüğümüze Tanrı'dan rahmet, geride kalanlara sağlıklı
uzun ömür diliyorum.
Sevgili Esra,
Yıllarca geriye götürdün beni. 1970 yılında “Kamçı” gazetesinde,
1999 yılında da Adıghéy Yazarlar Birliği Dergisi «Zekhueşnığ” de
yayımlanan, ilk “anaya mektup”umu anımsattın. Şöyle
bitirmiştim mektubu:
“Arı Nınay, sıp’uıplhen slheççığep népe nese, aw cı wıseş’e,
wızdeşıeri seş’e. Sıkhıweçellejışt anah wexhte blağem.
Zıkhıççesıdzeşt wıbğeguı. Zızğeğıççışt sıxeşetıççew, ğım
sızeridzew. Weri syate fepşşığe guıbjır zışığeğuıpşej nınay… Marı
ari ççeğuejığ… Jjıy xhuığe…
Arış nınay, khıtecej, swelheuı khıtecej…
Evet anneciğim göremedim yüzünü bugüne dek, ama şimdi seni tanıyor
nerde olduğunu da biliyorum. Sana koşacağım en yakın zamanda
kapanacağım bağrına ağlayacağım hıçkırarak, sarsılarak. Sen de
babama olan kızgınlığını unut artık anneciğim. Bak o da pişman
oldu, yaşlandı da…
Çağır, yalvarırım çağır bizi ana…”
Evet yıllar, yıllar sonra, “Nek’oj Muhiddin, nane khuwecejı.”
…hadi gidelim Muhiddin, annem seni çağırıyor… diye
çağrıldığında Muhiddinlerin, içinde bulunduğu koşullara
bakmaksızın eve, anavatana dönebileceğinin düşlenmesi ne güzel.
Ne güzel üçüncü dalganın ayak sesleri, ne güzel…Hele anamızın
çağrı sesi…
Bakın ne güzel dile getirmiş sevgili Bitsu Anatole anamız çağrı
sesine nasıl koşmamız gerektiğini:
Zeguer wi anem yı ce
makh zexepxme |
Bir gün annenin
çağrı sesini duyarsın eğer |
Wıxetmi depım, we
zeşşewwııçç |
Ateşte bile olsan
bir dur. |
Zeguer wi anem yı ce
makh zexepxme |
Bir gün annenin
çağrı sesini duyarsın eğer |
Ajalu şıtmi khojer
khızeplheçç. |
Ecel bile olsa
bekleyen dur geriye bak |
Zeguer wi anem yı ce
makh zexepxme |
Bir gün annenin
çağrı sesini duyarsın eğer |
Ser nıkhue khixme
samp'em ar yilhhej |
Kılıç yarı çekik
bile olsa kınından yerine koy |
Zeguer wi anem yı ce
makh zexepxme |
Bir gün annenin
çağrı sesini duyarsın eğer |
Şe bıwt'ıpşam
lheşşıhi khéğezej |
Attığın kurşuna
yetiş, onu geri çevir. |
Maffes, khurş lhalhe,
dunéyır zıhıj psıdze |
Yangın, deprem,
dünyayı götüren sel |
Şımıe si yane
sızıwbıdın |
Hiçbiri tutamaz beni
anam |
Şızexesxam we
khıbjedeççawe si ttse |
Adımı seslendiğini
duyarsam eğer |
Ar sxuılheççınş se,
se we suribınş. |
Başarabilirim çünkü
senin oğlun-kızınım |
Awe sıkhışojallem
şteeştablew |
Yine de koşup seni
kucakladığımda |
Dapşeşi xuede
khızjée khuıdéy |
Her zamanki gibi
söylemen yeterli |
Sigu wıkheççawe arat
ttequ si şşale |
“seni biraz
özlemiştim çocuğum” |
Guıffeğuem si pser
xetquıhınş abdéy. |
Hemen sevinçle erir
yüreğim |
Hawe, sémıje éy,
Tham yımıwıxççe |
Hayır kötü haber
beklemiyorum, Allah saklasın |
Khexhuınu yawj dıdew
sışébcej. |
Bu beni son
çağırışın olmasın |
Yıt’ani khıtézğazew
jızoej |
Yine de döne, döne
söylüyorum |
Zeguer wi anem yı ce
makh zexepxme |
Bir gün annenin
çağrı sesini duyarsın eğer |
Yı paşhem psınşşew
nesi sınu şıj |
Hemen karşısına geç
ve heykel kesil |
Evet kimileri
belki çok duygusal bulacaklar bizleri. Kimileri “şiirle dönüş
olmaz” diyenlere hak verecekler. Bizlere “Sulu göz” yakıştırmasını
yapanlar da çıkacak belki… Yine de ben, bir duygu, yol gösterici
bir sevgi, anavatan sevgisi, anadili sevgisi, halk sevgisi, insan
sevgisi şiire uzak kişilerin anavatanda sorun olacaklarından
korkarım…
Değerli arkadaşlarım,
Sizler ve sizlere değer verenlerle aynı sitede olmaktan çok
mutluyum… |