Ajans İnterfaks'ın bugünkü flaş haberi:
“Rusya Federasyonu, çok uzak olmayan bir gelecekte,
Kafkasya'nın (artık biliyorsunuz, birilerine göre
Kuzey Kafkasya anlamına) sınırlarını yeniden çizmeyi
planlıyor. Dün Kremlin’de bu konuda, Rusya Federasyonu
Devlet Başkanı Vladimir Vladirimeviç Putin
başkanlığında, devletin tüm askeri ve sivil erkanın
katıldığı çok önemli bir toplantı gerçekleştirildi.
Basına kapalı toplantıda konuşulanları, güvenilir
kaynaklardan sağladık. Edindiğimiz bilgilere göre,
toplantı dinlenme araları ile çok uzun sürdü.
Tartışmalar kimileyin çok sertleşti, konuşmacılar
arasında gerginlikler yaşandı. Sorunlara çözüm üretmede
çok zorlanıldı. Doğrusu sorunlar da kolay
çözümlenebilecek gibi değildi.
Örneğin;
- Oset-İnguş sorunu.
- Kuzey Güney Osetyaların birleştirilmesi.
- Osetya sınırları içerisindeki Mezdegu Adıghelerinin
durumu.
- Çeçen grupları arasında oluşan kin, intikam
duygularının silinmesi.
- Ana-baba bir Çeçenlerle İnguşların birleştirilmesi.
- Dağıstan Çeçenistan ilişkileri.
- Karaçay-Balkar cumhuriyetinin kurulması sınırlarının
belirlenmesi.
- Bu cumhuriyetin Bağımsız Birleşik Kafkasya içinde mi
yer alacağı, yoksa Pantürkizm programına uyumlu mu
hareket edeceği.
- Krasnodar Kray toprakları ile çevrili Adıghey
Cumhuriyeti’nin, Bağımsız Birleşik Kafkasya sınırları
içine almanın en kolay yolu.
- Adıghéy, Kabartay-Balkar, Karaçay-Çerkes
Cumhuriyetleri ile Kıyı Boyu Şapsığ Bölgesi’nin tek çatı
altında birleştirilmesi.
- TC ile yapılacak anlaşmalar ve sağlanacak teşviklerle
2014 Kış Olimpiyatlarından önce Wuıbıxlerin
anavatanlarına dönüşünüm sağlanması. Wuıbıx Cumhuriyeti
kurulması ve Şaçe (Soçi)’nin başkent yapılması.
- Kafkasya’da (yani Kuzey Kafkasya) otokton halkların
bölgedeki nüfus oranlarını arttırmak amacı ile
diasporadan dönüş yapanların desteklenmesi, diğer
halkların yerleşiminin engellenmesi, otokhton halklara
doğum teşviki, Çerkesler dışında kalan halklara doğum
sınırlaması getirilmesi.
- Bu yeniden biçimlenmeye karşı çıkması
muhtemel, bu topraklarda yerleşik diğer halklara, tüm bu
toprakların Çerkes toprağı olduğu, dolayısı ile bu
bölgeleri boşaltılıp, Rusya Federasyonu’nun ileri
boyutlarda işçi gücü açığı bulunan bölgelere yerleşmeyi
kabul etmekle, hem tarihi bir yanlışlığın
düzeltilmesine, hem de RF’nun kalkınmasına büyük katkıda
bulunabileceklerinin anlatılması, yer değişikliğini
kabul etmeyenlerin sürülmesi.
Günümüz RF vatandaşlarının başka
bölgelere göçürülmesine karşı çıkması muhtemel,
demokrasiden(!) yana ülkelerin olası direncinin, bu
ülkelere uygun gelecek enerji politikaları ile
kırılması.
- Abhazya’nın Gürcistan'dan ayrılmasını
destekleyen Rusya Federasyonu’nun, federasyondan
ayrılmak isteyenlere açtığı savaş sonucu uğradığı
prestij kaybının giderilmesi.
- Sadece Abhazya içinde geçerli olsa da
Abhazya vatandaşlığı almak konusunda çok hevesli
olmalarına karşın, Abhazya’ya yerleşme konusunda çok
müşkülpesent davranan diaspora Abhazlarının, çeşitli
tedbirlerle Abhazya’ya dönüşü, bunun federasyon için
önemi.
- Abhazlara yalnız Abhaz nüfusu ile bu
toprakların korunamayacağı dolayısı ile vatandaşlık
yasalarını buna göre yeniden düzenlemeleri gereğinin
anlatılması.
Özetle; çözümü çok kolay olmayan sorunlar yumağı…
Katılımcılardan birinin, bütün buların neden yapılması
gerektiğini sorması ise gülümsemelere neden oldu.
Gerçekten, dünya güç dengelerini, Türkiye Çerkes
diasporasının potansiyel gücünü bilmeyen biri, böylesi
önemli bir toplantıya çağrılacak kadar nasıl
yükselebilmişti. Elbette ki tüm bunlar, Çerkeslerin
yararı içindi. Özellikle Çerkes diasporası istediği
içindi. Dahası Türkiye Çerkes Diasporasının, Rusya
Federasyonu’na rağmen Bağımsız Birleşik Kafkasya’yı
kurması kuvvetle muhtemeldi. Esir Türkleri de onlar
kurtarmamış mıydı. Bu durumda sorunların çözümüne,
diasporanın istekleri doğrultusunda katkıda bulunmanın
anlamı, Rusya Federasyonu için yaşamsal değil miydi?
Toplantı saatlerce sürdü. Herkeslerin çok yorulduğu ve
artık sonuç alma ümitlerinin tükenmekte olduğu bir
sırada, Rusya Federasyonu Genel Kurmay Başkanı, dahiyane
fikrini dile getirdi. Başkana göre, bu karmaşık sorunu;
ancak ve ancak Türkiye Çerkes diasporası
çözümleyebilirdi. Çok uzun zamandan beri bu konuları
tartışan diasporanın, damıtarak olgunlaştırdığı
fikirlerinden mutlaka yararlanılmalıydı. Diaspora
Türkiye kesiminin bu konuda çak deneyimi, birikimi
vardı. Ayrıca tartışmaların da ortaya koyduğu gibi Rusya
Federasyonu, bu diasporanın katkısına açık olmayan,
dahası bu diasporanın çözüm önerileri ile örtüşmeyen
hiçbir değişikliği gerçekleştiremez buna gücü yetmezdi.
Ayrıca gücü yetecek olsa bile Rusya Federasyonu’nun,
Çerkes diasporasının onaylamayacağı uygulamalara
girişmesi ahlaki de olmazdı. Diasporanın Türkiye
kesiminin Rusya Federasyonu için ne kadar tehlikeli
olabileceği de sanırım herkesçe anlaşılmıştı. Türkiye
Çerkeslerin sayısının en az yedi milyon olarak tahmin
etmek hiç de abartı sayılmamalıydı. Onlarca dernekte
örgütlenmişlerdi. Dahası kimi dernekler kendilerinden
alabildiğine emin, Türkiye Cumhuriyeti’ne bile kafa
tutan, TC’nin “Yurtta barış dünyada barış” temel ilkesi
ile ters düşen, söylemlerde bulunuyor, faaliyetler
gösteriyordu. Kimi derneklerin sadece adları bile Rusya
Federasyonu’nu parçalamayı amaç edindiğinin kanıtı idi.
Kimi Çerkeslere bu örgütler de, sanal ortamda “Bağımsız
Devlet” kurma amaçlı kampanyalar açıyordu.
Ancak bilindiği gibi, ne denli parlak, ne denli gerçekçi
olsa da bir fikrin tartışmacılarca hemen kabul görmesi
ender rastlanan bir olguydu. Bu tartışmada da öyle oldu.
Önemli-önemsiz birçok itiraz geldi:
- Bir kez, diaspora Çerkes sayısı çok abartılmıştı.
- Kimlerin Çerkes olduğu konusunda bile
aralarında bir anlaşma yoktu.
- Çeçenler, Osetler, Lezgiler kısacası
Adıghe dışındaki diğer halklar kendilerinin Çerkes
olmadığını her platformda dile getirdikleri halde, kimi
Adıgheler, Çerkes olduklarını onlara ısrarla anlatmaya
çalışıyordu.
- Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bu
yana Çerkes kimlik sorununu daha yeni dile getirmeye
başlamışlardı.
- Etnik kimliklerin tanınmayışı bir
yana, tanınması konusunda da örgütsel ciddi bir çabaları
yoktu..
- Sınırlarımız içerisindeki
Cumhuriyetleri, her gün farklı bir şekilde birleştirip
ayırıyorlar ama anavatanlarına tatile bile
gelmiyorlardı
- Bir Avrupa ülkesine tatile giden
Çerkeslerin sayısı anavatanlarını ziyaret edenlerden kat
be kat fazla idi.
- Anadilini bilenlerin sayısı son derece
hızlı bir şekilde azalıyordu.
-Anadillerde üretilen literatürü
izleyebilenlerin sayısı devde kulak bile değildi.
- Anadili ile üretebilenlerin sayısı,
belki de iki elin parmak sayısını bulmazdı.
- Anavatandaki dil sorunlarının çözümü
ile yakından ilgilenir gibi olanlar bile anadilde
okur-yazar olma çabası içinde değildi.
- Ulusal Kültürel değer dendiğinde çoğu
sadece düğün derneği düşünüyordu.
- Hemen her yazıları hızla asimile
olduklarının kanıtı olsa da bir başkasının “Çerkesler
asimile oldu” demesine, tahammül edemiyorlardı.
- Anavatanın bağımsızlığı için her türlü
bedeli ödemeye, canlarını vermeye hazır olanlar,
anavatan kesiminin bağımsızlık mücadelesini uzaktan
destekler gibi yapmakla yetinmişlerdi.
- İçlerinden çoğu birinci çeçen savaşı
sırasında Türkiye’de estirilen destek coşkusunun kendi
eserleri olduğunu sanacak kadar saftı.
- Abhazya’ya gelip bağımsızlık savaşına
katılmak bir yana, şehit düşenlerin yetim çocukları için
kişi başına yıllık 120 Dolar'lık programı bile
sürdürememişlerdi.
- Anavatanda üretilen kültürel değerlere
telif ücreti ödemek akıllarının köşesinden bile
geçirmiyor, eleştirileri de duymazdan geliyorlardı.
Haklı da görülebilecek tüm benzer
itirazlara karşın muhalifler, diaspora Çerkeslerinin RF
için çok tehlikeli potansiyel bir güç olduğu konusunda
ikna edilebildi ve oy birliği ile;
1- Çerkes diasporasının bu konudaki çözüm önerilerinin
derleneceği belirli bir sürenin sonunda bir referandum
yapılması,
2- Referandumun demokratik olması için, oy hakkının
sadece Kafkasya (yani Kuzey Kafkasya) otokhton halkları
ile bu halkların diasporalarına tanınması, Türkiye
Çerkeslerinin (daha ulusalcı oldukları, daha özverili
oldukları için) bir oylarının beş oy sayılması,
3- Diaspora Çerkeslerinin oy kullanabilmeleri için
diaspora devletleri nezdinde öncelikle, Çerkes
kimliğinin tanınması çalışmalarının başlatılması,
4- Kafkasya’nın (yani Kuzey Kafkasya) yeni sınırlarının
nasıl olması gerektiğini ortaya koyacak Referandum
sonucunun, Rusya Federasyonu’nun dağılması pahasına
bile olsa uygulanması kararları alındı.“
Başlarında Türkiyeli Çerkes Miğferi taşıyan değerli
arkadaşlar, İşte size fırsat. Sizleri anlamayan bizler,
birikimlerinizin, özgün görüşlerinizin, özverinizin,
potansiyel gücünüzün, Rusya Federasyonu yetkililerince
önemsemesini, engelleyemedi. Böylece bulunduğunuz
coğrafyadaki Çerkes sorunlarını çözme çabası yerine,
sanal ortamda, Kafkasya’nın (yani Kuzey Kafkasya) olası
sınırlarını, yeni kurulacak devlet yada devletlerin
rejimlerini, bu devletle Rusya Federasyonu ve diğer
dünya ülkeleri ile geliştirilecek ilişkileri
tartışmanızın ne kadar yerinde olduğu da kanıtlanmış
oldu. Bizler de sizleri önemsememekle ne kadar yanlış
yaptığımızı anlamış olduk.
Değerli arkadaşlar, bu son dakika haberi ile sizler çok
mutlu olmuşsunuzdur. Ama ben, belki de yenilmişliğimin
etkisi ile, yeterince sevinemedim. Rusya Federasyonu
yetkililerinin, sanal kazanımlarınızın karşılığını,
sadece sanalda vereceği, sanal kararları sadece sanalda
uygulayacağı kuşkusundan kendimi kurtaramıyor,
alabildiğine mutlu olamıyorum…
Daha kötüsü, asıl nedenin kendi Hatam olduğunu da
biliyorum. |