İzleyenler, forum
sayfalarında soru sorduğumuz kimi kardeşlerimizin,
sorularımızı yandan yanıtladıklarını gördünüz okudunuz.
Kavgada kendilerini ayırmaya çalışanı sıkı, sıkı tutup
“bırakın beni” diye bağırıp çağıranlara benziyorlar.
Dönüş merkezli bir çalışma yaptılar da engellenmişiz ya
da engelleyebilirmişiz gibi çocukça yakınmalar.
Sadece, bu gerçekte sorularımızın yanıtı olmayan bu
yazıları okuyanlar kendi görüşlerimizi, yaklaşımımızı
hiç yazmadığımız sanısına da kapılabilirler. Ayrıca
getirilen eleştiriler de “yönteminizi beğenmiyoruz,
yaklaşımınızı beğenmiyoruz”un pek ötesine geçmiyor.
Tüm bunlar, aslında birçok yazımda bulabileceğiniz dönüş
paradigmamı, daha ayrıntılı anlatabildiğimi umduğum iki
yazımı yeniden anımsatmamı gerekli kıldı. Yazıların
uzunluğu için sabrınıza sığınarak:
http://circassiancanada.com/tr/yorum/nh/078_donus.htm
http://circassiancanada.com/tr/yorum/nh/080_donus.htm
Ve sorular:
1) Adigelerin bir ulusal sorununun olduğunun
bilincinde misiniz?
2) Evet ise ne benimsediğiniz çözüm öneriniz
nedir?
3) Ne zamandan beri benimsediğiniz çözüm
önerileri doğrultusunda çalışmalar
gerçekleştiriyorsunuz? (Açıklanmasını mahzurlu
bulduklarınız kalabilir.)
4) Eğer çözümü dönüşte görüyorsanız vatandaşlık
alabilme fırsatını neden değerlendiremediniz?
5) Daha önce nasıl bir dönüşü anlattığınız, dönüş
paradigmanızı dile getirdiğiniz bir yazınız var mı?
6) Şimdilerdeki dönüş paradigmanız nedir?
İstediğiniz soruları ya da sadece son soruyu yanıtlama
hakkınızın saklı olduğunu unutmayın.
Gördüğünüz gibi sayın arkadaşlar ben onların, “sen artık
yaşlandın meydanı bize bırak” deme çocukluklarına ve hak
etmiş olmalarına kaşın ben, “siz dün olduğu gibi bugün
de küçüksünüz, boyunuzdan büyük işlere karışmayın”
demiyorum. Linklerini verdiğim iki yazıdaki dönüş
yaklaşımımı tartışmaya açıyorum.
Herkesin kendi çözümünü anlatacağı umuduyla… |