Değerleri camiamızca bilenen, camiamız
dışındaki kesimlere de kendilerini kanıtlamış
arkadaşlarımızın CC’de yazmaya başlamalarını, gönül
birlikteliğinin eylem birlikteliğine dönüşmesi olarak
değerlendiriyor daha bir mutlu oluyorum.
Atasözümüzün dediği gibi “mıḉaseme
pasep - Geç değilse eğer erken değil”…
Değerli arkadaşlar,
Sizlerle CC’nin daha bir güçleneceğinden
hiç kuşku duymuyorum.
CC’deki yazılarımı zamanında
yetiştirememek beni hep üzmüştür. Ancak bu kez sizlere
“hoş geldiniz” demekte gecikmiş olmanın mahcubiyeti de
eklendi üzüntüme.
Sözün özü uzun çok uzun süreli, sağlıklı,
mutlu bir birliktelik dilekleri ve mutlulukla “Hoş
geldiniz” diyorum.
Vizyon ve misyon çok sık
kullanılan ancak anlamları çok net bilinmeyen iki sözcük
gibi gelir bana. Evet, iki sözcükten özellikle vizyonun,
azından benim için anlamı çok açık değildi. Böylesi
durumlarda konuyu daha iyi anlamak için önceleri
sözlükler, ansiklopediler karıştırılırdı. Şimdilerde ise
internet varolsun. Bilmediklerinizi soruyor doyurucu
yanıtlarını da hemen alıyorsunuz.
Vizyon için bilgisayara yüklü sözlüğün
önerdiği karşılıklar şunlar: Geniş görüşlülük, uzak
görüşlülük, gösterim.
Tıpta ise vizyon; görüş, bakış, gözün
görme, ışığı ve renkleri algılama yeteneği.
Yine tıpta ve yine görme ile ilgili
olarak halüsinasyon. (Var sanım, sanrı, var sanma.)
Vizyonun sinema sanatı alanındaki anlamı
ise, gösterim: Falanca adlı film vizyona girdi
(gösterilmeye başladı), gibi.
Çalışma alanı politika ve diğer alanlarda
yüklenen anlam tıptaki anlamının bir nevi türevi
denebilir.
Örneğin Türk Telekom, vizyon ve misyonunu
şöyle açıklamış:
“Şirketimizin varlık sebebini ve
müşterilerimiz için hangi değerlerin üretildiğini
tanımlayan misyonumuz:
Müşteri odaklı entegre iletişim çözümleri
sağlayarak her zaman ve her yerde müşterilerimize hızlı,
kaliteli, ekonomik hizmetler sunmaktır.
Şirketimizin kurmak istediği geleceği ve
şirketimizin ulaşmayı amaçladığı noktayı ifade eden
vizyonumuz:
İletişimde müşterilerimizi geleceğe
taşıyan en doğru adres olmaktır.
TÜBİTAK ise şöyle:
TÜBİTAK’ vizyonu:
"bilim, teknoloji ve yenilik yoluyla, paylaşımcı,
yönlendirici ve katılımcı yaklaşımlarla, toplumumuzun
ekonomik, sosyal ve çevresel yaşam kalitesinin çağdaş
uygarlık düzeyine kavuşmasına hizmet eden, alanında
uluslararası etkinliğe sahip bir kurum olmak".
Misyonu
da "ülkemizin rekabet gücünü ve
refahını artırmak ve sürekli kılmak için toplumun her
kesimi ve ilgili kurumlarla işbirliği içinde, ulusal
önceliklerimiz doğrultusunda bilim ve teknoloji
politikaları geliştirmek, bunları gerçekleştirecek
altyapı ve araçları oluşturmaya katkı sağlamak,
araştırma ve geliştirme faaliyetlerini desteklemek ve
yürütmek, bilim ve teknoloji kültürü oluşturmakta öncü
rol oynamak"tır.
Elektrik ve elektronik ürünleri
devlerinden General Electric’in vizyonu “hayata iyi
şeyler katmak” alanında bir başka dev Ford’un ise
“Otomotiv ürünleri ve hizmetlerinde dünyanın en önde
gelen firması olmak” imiş.
Bir başka tanım vizyon için “gelecek
duygusudur” diyor ve ekliyor Vizyon geçmişi haklı
çıkartmak için değil geleceğe bakmak için bir temel.
Geleceğin fotoğrafı olarak da tanımlanıyor vizyon.
“Martı Yazılım” bakın ne güzel açıklamış
vizyonu:
“Vizyon, beyindeki radarın, yürekteki
gözün sağladığı bir görüş yeteneğidir. Vizyon, geleceğin
gerçekliğini yakalama arzusu ve iradesidir.
Vizyon ne ham hayaldir, ne de
gerçekleşmeyecek bir düş. Vizyon, mevcudu çok iyi analiz
etmek, potansiyeli hissetmek ve geleceği görmek
demektir.”
Biz de vizyonun, “gelecek kurgusu” olarak
tanımlanabileceğini düşünüyoruz.
Görüldüğü gibi vizyon; mutlaka gelecekle
ilgili olmalıdır. Bir anlamda gelecek planlamasıdır.
Ancak, hak edildiğine inanılsa, çok
istenip, çok özlense de çok uzun yıllar beklenip tüm
umutlar bağlansa da içtenlikle gerekli çaba gösterilse
de çok kolay ulaşılamayacak bir konumdur.
Çünkü vizyon İlgili herkesçe çıplak gözle
görülebilecek kadar somut, hemen kabul edilebilecek
kadar gerçek değildir.
Zihinsel olarak görülebilecek,
algılanabilecek bir olgudur. Görebilmek, hayal
edebilmeyi de gerektirir. Dahası “hayal edemeyenlerin
vizyonları olamaz” da denebilir.
Bununla birlikte bilinmeli ki vizyon,
sahip olduğumuz olanaklardan, yeteneklerimizden, içinde
bulunduğumuz koşullardan bağımsız düşünülemez.
Özetle vizyon hayali de içermekle ve
hayal de geleceği çağrıştırmakla birlikte, vizyon sahibi
olmak ile hayalperest olmak birbirine uzak kavramlardır.
Vizyon temel yeterliliklerle, değerler
bütünü ile sınırlı iken hayalin, ne temel değerler
bütünü ile bağlantısı vardır ne de sınırları.
Gelecekte bulunmak istenen konumu istemek
her iki kavramın da ortak özelliğidir. Ancak hayalde
olabilirlik koşulu zorunlu değilken, aranmazken,
olabilirliğine inanılmayan bir gelecek düşü vizyon olma
özelliğini kazanamaz.
Vizyonu hayalden ayıran bir diğer temel
özellik vizyonun algıyı etkileyebilmesidir.
Kurguladığımız geleceğe göre algımız da seçici
olmaktadır. Gelecek kurgumuz net ise eğer algıdaki
seçicilik, koşulları sağlıklı değerlendirmemizi,
fırsatların farkında olmamızı sağlar.
Dolayısı ile gelecek kurgusu olmayanlar
fırsatları fark edemeyeceklerdir. Örneğin, bulunduğu
ülke vatandaşlığını bırakma, bulunulan ülkeyi değiştirme
zorunluluğu getirmeden Rusya Federasyonu vatandaşlığını
sunan yasanın fark edilmeyişinin gerçek nedeni, gelecek
kurgusu söyleminin içselleştirilmemiş olmasıdır.
Misyon da düşlenen geleceği kurabilmek
için yani vizyona ulaşabilmek için mutlaka
gerçekleştirilmesi gerekli görevdir, görevler bütünüdür.
Bir fabrika, bir firma temelinde vizyonun
belirleyicisi tüm çalışanları değildir. Örgüt temelinde
de örgütün vizyonu tüm üyelerinin katılımı ile
belirlenmez. Ancak kurucularca belirlenen vizyon
çalışanlara, üyelere hedef kitleye benimsetilebildiği
ölçüde fabrikanın, örgütün vizyona ulaşma, gelecek
kurgusu düşünü gerçekleştirme şansı büyüyecektir.
Bir halk temelinde aldığımızda da halkın
tüm bireylerinin vizyonunun olması kendi halkımız
özelinde Çerkeslerin vizyonunun olması mümkün değildir.
Çerkeslerin geleceğini kurgulayan farklı kişi ve
grupların farklı vizyonları olacaktır ve vardır. Açıktır
ki, koşulları çok iyi analiz ederek,
potansiyeli hissederek, geleceği görerek oluşturulan
gelecek kurgusu süreç içerisinde
halkımızın çoğunluğu ve dışımızdaki ilgililerce de
benimsenecek ve Çerkeslerin vizyonu olacaktır.
Dönüş çizgisinin vizyonu, “Çerkes
halkının kendi topraklarında kendi kaderinin kendisi
tayin eden bir ulus olmak” tır. Misyonu da
“Anavatana Dönüş”tür.
Ancak misyonumuz yani “Anavatana
Dönüş”, vizyonumuzun o denli olmazsa olmazı ki
vizyonun yerine geçmiştir. Dahası anavatana dönüş
Bağımsız Birleşik Kafkasya’nın ya da Bağımsız
Çerkesya’nın da olmazsa olmazıdır.
Dolayısı ile “dilimiz var, kültürümüz
var, anavatanımız olduğunun bilincindeyiz, dilimizi
kültürümüzü yaşatılmalı, geliştirilmeli anavatanımıza
sahip çıkmalıyız” diyen ve samimi olan her bireyin
görevi, “mümkün olan en kısa sürede en çok sayıda
insanımızın anavatana sağlıklı dönüşünü sağlama”
çalışmalarına olanakları ölçüsünde katkıda bulunmaktır.
Hiç kuşkunuz olmasın ki, sürgünün daha
ilk günlerinde başlayan “dönüş” yürüyüşü karşılaşılan
engeller karşısında yılgınlık gösterenlerle yollarını
ayırarak, bıkmadan, usanmadan, yılgınlığa düşmeden büyük
bir inanç, özgüven ve cesaretle, gittikçe büyüyen bir
katılımla sürmektedir, sürecektir ve gün gelecek
vizyonumuzun yerini almış olan misyonumuz vizyonumuza
dönüşecektir. |