Bu yaz
Maykop epeyce hareketli... Gelenler gidenler... Eski
tanıdıklar... Yeni tanıştıklarımız...
Belki de
perestroikanın hemen sonrası doksanların ilk yıllarında
yaşadığımız bir hareketlilik. Daha fazlası bile
denebilir. Maykop caddelerinde, dönüş yapan
arkadaşlarımızın açmış olduğu kafelerde, diasporadan
gelmiş, dönüş sürecini başlatmış, oturma iznini sürecini
olumlu sonuçlandırmış olmanın mutluluğunu yaşayan bir
Çerkes ile rastlaşmak çok olağan bir hale geldi.
Maykop’a gelen herkesle görüşememek de sadece selamlaşıp
her birimizin kendi yoluna devam etmesi de çok olağan
artık.
İlk
yıllar diasporadan özellikle Türkiyeli olduğumuz için
Türkiye’den birinin gelmiş olduğunu duyduğumuzda
bizlerle görüşmek isteyip istemediklerini hiç düşünmez
hemen koştururduk. Bu davranışımızla konuğun programını
bozmuş olabildiğimizi, konuğu sıkmış olabileceğimizi hiç
düşünmezdik. Biraz düşünceli olanların birlikte getirmiş
oldukları eski-yeni gazeteleri okuma sırasına
yazılırdık.
Bu durum
da şimdi daha doğal ve Xabzemizle de daha uyumlu...
Bu arada
konuya ilişkin xabzemizin ne dediğini de anımsatayım.
Çünkü yaşadığımız olaylar, “gittim şu kadar gün kaldım
ama gelip beni görmedi” kulağımıza çalınan yakınmalar,
köy doğumlu, kurumlarımız yönetcisi, xabzeyi çok iyi
bildiklerni sananlardan kimilerinin de Xabzeyi
bilenlerin azaldığının göstergesi gibi.
Peki
Xabze ne mi söylüyor?...
Bir
yerden kalkıp başka bir köye, kente giden birinin
xabzeye göre davranışı şöyle olmalı bildiği kadarı ile.
-Daha
önce gittiğiniz bir yer ise eğer, edindiğiniz bir bısım
vardır. Daha önce olmayan çağ değişiminin getirdiği
olanaklarla bısımınıze varış gün ve saatini haber
verirsiniz. Aranızdaki ilişki ve bısımın olanaklarına
göre bısım sizi ya bizzat kendisi karşılar. Ya siz
görevlendirdiği biri ile aldırır. Uygun olan evi ya da
konaklama yerine yerleştirir.
-Bısıme
daha önce tanıdığınız ya da tanımıyor olsanız bile iş
gereği olsun salt tanışmak için olsun görüşmek
istediğiniz kişilerin adlarını verirsiniz. Daha sonrası
davranış şeklinin belirleyicisi, görüşülmek istenen
kişi ile konuğun naxhıj-naxhış́e ilişkisidir.
Konuk
naxhıj ise eğer bısım, konuğunun görüşmek istdiği kişiyi
arar. Günümüzde cep telefonları ile bu artık çok
kolaydır. Konuğun kendisi ile görüşmek istediğini,
kaldığı evi-oteli, kendisi ya da konuğu ile nasıl
iletişim kurabileceğini bildirir.
Konuk
naxhış́e ise eğer yine bısım ya da konuk naxhıjı arar
konuğunun kendilerini görmek istediğini iletir.
Kendilerini nerede görebileceklerini nerede
buluşabileceklerini sorar. Naxhıjın programına uyulur.
Bu
şekilde haber verilmeyen eski tanıdıklar ya konuğun
görüşmek istemedikleridir ya da bısımın görüştürmek
istemediği kişilerdir.
Konuk
olunan yerleşkede konuğun daha önceden tanıdığı yok ise
eğer, yönetim tamamen bısımın elindedir. Konuğun yaşına,
konumuna, ilgi alanına göre görüşmasini uygun bulduğu
kişileri usulüne uygun olarak arar görüşmelerini sağlar.
Daha
önceleri zaman ve olanakların müsit olduğu dönemlerde ev
sahibi davet verir ve konuğun konumuna uygun kişileri
davet eder görüşmelerini sağlardı. Daha sonra da davet
edilenler konuğu ağırlama konusunda sıraya girerdi.
Yerleşkede yaşayan eski tanıdık naxhıj ise eğer,
aranmamışsa eğer naxhıjın, konuğu aramama, görüşmeme
hakkı vardır. Dahası aranmamışsa eğer “demek ki konuk
benimle görüşmek istemiyor” gibi düşünmesi de yanlış
değildir.
Ama
naxhış́e ise eğer, aranmamış ise de “programları
yoğundur, zaman ayıramamışlardır” düşüncesi ile
kendisini konuk ya da bısımı arama, konuğun programının
elverdiği bir zaman diliminde görüşmek konuğu görmek
istediğini (ḉewıpḉen-ş́ewıpş́en) bildirme sorumluluğu
vardır.
Konuk
kurum yetkilisi ise eğer, benzer kurumların yetkilileri
ile mutlaka görüşmeli, en azından görüşme çabası içinde
olmalıdır. Kurum yetkilisi birinin, “görüşme talebinde
bulunmadıkları için benzer amaçlı kurumların yetkilileri
ile görüşmedim” deme hakı yoktur.
Bu
yazdıklarımı yaşayanların sayısının az olmadığını
düşünüyorum.
Allah
gani gani rahmet eylesin. Reyhanlı’da biz gençleri
sürekli yüreklendiren, bizlerin olmadığı ortamlarda
bizleri sürekli savunan, Türkiye çapındaki gelişmeleri
sğrekli izleyen bir amcamız vardı. Hatko Hasip.
Ylda bir
kaç kez Ankara’ya geldiği olurdu. Ankaraya gelişlerinde
de bısımı arkadaşı rahmetli dayım Ömer Kanşat. Her
gelişinde de mutlaka görüştüğü Hatko Yaşar ağabeyimiz.
Ama ilk görüşmeleri hep dayımlarda olurdu. Yaşar ağabeyi
arar Hasip amcanın bizde olduğu haberini verirdik. Yaşar
ağabey de aynı gün değilse bile ertesi gün mutlaka
gelirdi. Epeyce sohbet edeilir ve bir yerlere
gidilecekse Yaşar ağabey Hasip amcayı dayımlardan
alırdı.
Evet
işte böyle konuyu daha geliştirebilecekler de vardır
mutlaka. Ama sanırım özü bu olsa gerek...
Yine
nerlere daldık. Halbuki ben birkaç gün önce bir
rastlantı sonucu gçrüşüp tanıştığımız Sayın Muzaffer
Avcı daha doğrusu Dzıbe Muzaffer’den söz etmek
istiyordum.
Acele
bir iş için hızla gidiyor ve yolum üzerindeki Dışeps
Kafe’nin önünden geçiyorum. Kafe önğnde masada oturan
iki bey dikkatimi çekiyor. Daha önce görmüş gibiyim
tanıyor gibiyim. Ama kimler nerden ne zaman
tanışmıştık?..
Evet
işim acele idi ama konuk oldukları, Türkiye’den gelmiş
oldukları belli iki beye “hoşgeldiniz” demeden geçemeim.
Sadece selamlaşıp hızla yoluma deam ettim. İşim kısa
sürdü dönüşte masalarına oturdum. Evet tanıdık gibi
gelmişti ama Muzefer Bey ile hiç yakından görüşmemiştik.
Tanıdık gibi gelmesi daha önce sıkça gördüğüm
resimlerinden olsa gerek. İkimiz de biribirimizi gıyaben
tanıyorduk....
Yıllar
ne çabuk ta geçiyormui... Muzaffer Bey’e giriş yasağı
konduğu daha dün gibiydi anımsayacaksınız. Sanalde de
kıyametler kopmuştu... Vay nasıl olurdu? Bu ne biçim
demokrasi idi, bu nasıl bir haksız uygulama idi... Evet
ahkam kesenler çoktu... Çoktu ama Muzaffer Beyi Muzaffer
Bey adına ahkam kesenlerden çok farklı buldum ve çok da
sevindim. İlginçtir anavtana diasporaya diaspora
insanına bakışımız hemen bire-bir denecek kadar
örtüşmüştü...
Uzun
konuşamadık, erken ayrılmak durumundaydım Kendileri de
hata bir akrabasını ziyarete gelmişlerdi. Ertesi gün
dmneceklerdi. Ama o kısa görüşmede;
Anavatanda kalanların, anavatan bekçilerinin daha büyük
travmalar yaşadıklları konusunda görüşlerimiz
çakışmıştı.
Diasporanın anavatan kesimine teşekkür borcu olduğu
konusunda da... Eğer o azıcık nüfus anavatanda
kalmasaydı sanal ortamdaki kuru gürültüye karşın ne
gelecek ne de dönecek bir vatanımız olmayacaktı.
Dolayısı ile anavatan kesimi teçekkürü hak ediyordu.
Türkiyeli kalemşürleri “deplasman sever futbolculara”
benzettiğimi, milliyetçiliklerinin Tanıl Bora’dan
mülhem “gıyabi” olarak nitelenebileceğini...
Bir de
daha çok geleceğe bekmek geleceği kurma çabası içinde
olmak gerektiğini konuştuk ve bire-bir de anlaştık.
Olaylara pozitif bakmak gerektiğini konuştuk. Giriş
yasağı temelsiz bir cezaydı. Bunu hak etmemişti. Ama her
ülke benzer hatalar yapabilirdi. Hoşgörü ile yaklaşmak
olayları çok zorlamamak gerekirdi. İşte çok uzun sanılan
yasaklı günler bitmiş ve anavatanı ziyaret etmişti. Bu
arada vize de kalkmıştı hem... Ama zaman çok önemli idi.
Zaman doğruyu, yanlışı ortaya koyacaktı. Yanlışı olmayan
zamandan da korkmazdı.
Rusya
Federasyonu ve Türkiye’nin bölgenin iki güçlü ülkesi
önemli ülkesi olduklarını bu ülkeler rağmen gelecek
kuramayacağımızı geleceğimizi ancak bu iki ülkenin
katkıları ile kurabileceğimizi birlikte söyledik.
Yıllardır yazıp durduğumuz köprü olmamız gerektiği,
köprü olabileceğimizi de dile getirdi Muzaffer Bey.
Hayır bizim yazılarımızdan çıkardığı bir sonuç olarak
değerlendirmedim bunu. “Aklın yolu bir” deyişini
anımsamanız yeterli... Kuracağımız köprünün her iki
ülkeye de ekonomik ticari ve kültürel alanlarda
ilişkilerini olumlu etkileyebileceğimizin de altını
çizdi Muzaffer Bey.
Evet çok
kısa görüşmemize çok şey sığdırabildik. Bu ara da
Muzaffer Bey’in sanal ortamdaki savunucularının kaçının
anavatanı ziyaret etmiş olduğunu da düşünmezlik
edemedim. Özetle ben, Muzaffer Bey’i görme olanağı
bulduğuma, Muzaffer Beyi tanıdığıma çok sevindim.
Kalacak zamanı olmadığına da çok üzüldüm.
Bu
birbirine dolanık sevinç ve üzüntü duygularını yaşadım.
Acele ile çay paralarını bile ödemeden işime
koşturdum...
Ama
yakın bir gelecekte daha uzun süreli görüşmeler
yapabileceğimiz ve konuları daha ayrıntılı
irdeleyebileceğimizi umuyor, diliyorum.... |