KAFFAED’den bir “Köşe Bucak” yazısı…
Sınav Yılı
Cuma, 18 Ocak 2013 16:41
· Yazan Sezai
Babakuş
Konuyu yakından bilmeyenlere sorunlarımızı irdelediği
izlenimi verebilecek bir yazı. Daha önce de ilkelerine
aykırı olduğunu düşündüğümüz yazılar yayımlanmıştı
KAFFED’in kendi sitesinde. Bunların çoğu da hala
süsler(!) sayfalarını. Ancak nedense KAFFED, bu
yazıların irdelediği konuları bir başka açıdan ele alan,
dahası KAFFED’in ilkelerine aykırı olduğunu
düşündüğümüz bu yazılara yanıt niteliğinde olanlara yer
vermez bir türlü. Genel Başkanlar yönetimler değişmekte
ancak ilginçtir KAFFED’in çağdışı bu ilkesi bir türlü
değişmemektedir.
Çağ dışıdır, çünkü bir halkın sözcülüğüne soyunmuş bir
STK’nın birinci görevi halkına farklı bakış açılarını
sunmak, seçim yapmalarına yardımcı olmaktır. Dolayısı
ile nesnel eleştirilere, halktan alınan yetki ancak
öznel yaklaşımlarla konan yayın yasağının haklı bir
gerekçesi olamaz sanırım.
Üzülerek söyleyebilirim ki bize göre olayların yanlış
anlaşılmasına neden olabilecek “Sınav” yazısına bu
yanıtım da sayfalarında yer bulamayacak. Böyle olunca da
KAFFED yöneticileri, çağdaş olma, demokrat olma, temsil
ettiği halkı sağlıklı bilgilendirme, sağlıklı kamuoyu
oluşturma “sınav”ından geçer not alamayacaklar.
Yazıda bütünü ile katıldığımız genel değerlendirmeler de
yok değil. Örneğin;
“2013 bizim için zor bir yıl olacak. Sorunlarımız
ağırlaşacak ve artacak. Bu sorunlarla başa çıkma
kabiliyetimiz kadar, sorunların çoğunda muhatap
konumunda olan Rusya ile ilişkilerimizi yönetme
becerimiz de sınavdan geçecek...” diyor
Sezai Bey. Evet, bütünü ile katılıyorum. Ancak daha
somut söylemlerde hiç katılmadığımız ve olayın
anlaşılmasını güçleştirecek tespitler görüyoruz.
Örneğin;
“Belki pek çoğumuz, bu trajik savaşın Suriye’deki
Çerkesleri topluca anavatana döndürecek bir ‘hayra
vesile’ olabileceğini de varsaymışızdır. Öyle ya,
savaşla giden savaşla dönerdi. Ama öyle olamadığını
gördük. İki nedenden dolayı: (1) Suriye’yi terk eden
kardeşlerimizin büyük çoğunluğu bunu geçici bir durum
olarak görmekte ve ilk fırsatta Suriye’ye geri dönmeyi
umut etmektedir. Onlar için anavatana kalıcı dönüş, son
çaredir. (2) Zaten Rusya Federasyonu tarafından oradaki
cumhuriyetlerimize konmuş olan ‘vatandaşlık kotası’
binlerin-on binlerin dönüşüne imkan tanımamaktadır. Bu
konuda insiyatif kullanabileceğini umduğumuz Abhazya’nın
ise fiziki imkanları sınırlıdır...
Katılmadığımız tespitler mi… sıralayalım:
Sayın Babakuş, savaşla gidenin ancak savaşla döneceği
tespitinde bulunuyor. İlk elde doğru gibi de
algılanabilecek bir tespit, ancak yanlış. İnsanların
coğrafya değiştirme nedeni sadece ve sadece savaş
değildir. Bugün, Avrupa ülkelerine yerleşik TC
vatandaşlarının sayısının dört milyonu geçtiği
söylenmektedir. Rusya Federasyonuna yerleşmiş Kafkas
kökenli olmayan TC vatandaşlarının sayısı anavatana
dönüş yapmışlarımızdan kat be kat fazladır. Suriye’de ki
RF vatandaşlarının sayıları on binleri bulmuştur. Tüm
bunlar ve daha sayılabilecek başka gerekçeler Sayın
Babakuş’u yalanlamaktadır.
Ancak, bu sağlıksız tespit, Dönüş ve Dönüşü
desteklediğini her platformda dile getiren KAFFED
ilkelerine aykırı olmakla kalmamakta Anavatana Dönüş
politikası ve KAFFED’in çerkeslerin yaşadıkları
ülkelerde “savaş kışkırtıcısı” sanılmasına neden
olabilecek bir tehlikeyi de içermektedir.
Öyle ya, anavatana dönüş için savaş zorunlu ise eğer,
Sezai Bey de dahil Dönüşü savunan bizler ve KAFFED’in,
bu tespit doğrultusunda diaspora ülkelerimizde savaşları
körüklememiz gerekmez mi? Körükleyelim mi? Bu yaklaşım,
Dönüşe de KAFFED ilkelerine de aykırı değil mi? Bu
yaklaşımın, kendisine yakın olduğunu sandığı yazılardan
başkasını yayınlamayan KAFFED’in resmi görüşü gibi
algılanması ve örgütümüzün “potansiyel savaş
kışkırtıcısı” olarak damgalanması tehlikesi küçük bir
tehlike midir?
Sayın Babkuş’un yukarıdaki paragrafta dile getirdiği bir
diğer görüş, birçoğumuzun beklentisi gibi -ben azınlığın
içindeyim- “bu trajik savaşın Suriye’deki
Çerkesleri topluca anavatana döndürecek bir ‘hayra
vesile’ “ olamadığı
imiş. Nedenleri de şunlarmış:
(1) Suriye’yi terk eden kardeşlerimizin büyük çoğunluğu
bunu geçici bir durum olarak görmekte ve ilk fırsatta
Suriye’ye geri dönmeyi umut etmektedir. Onlar için
anavatana kalıcı dönüş, son çaredir.
(2) Zaten Rusya Federasyonu tarafından oradaki
cumhuriyetlerimize konmuş olan ‘vatandaşlık kotası’
binlerin-on binlerin dönüşüne imkan tanımamaktadır.
Çok üzücü. Bilinçli bir çarpıtma değilse de KAFFED’in
hemen bütün “akıl arama” toplantılarında etkin olan
Sayın Babakuş’un, Adığe sorununa ilişkin bilgisinin bu
kadar sığ olması çok üzücü.
Çönkü;
Bir; bir kez kota “vatandaşlık kotası” değil oturma izni
kotasıdır.
İki; kota Suriyelilere özgü bir sınırlama bir kota
değildir.
Üç; yıllardan beri gelen bir uygulamadır. Kota, üye her
cumhuriyet için, daha önceki oturma izni istekleri ve
koşullar göz önüne alınarak her yıl için ve herkes için
ve Ocak ayından geçerli olmak üzere RF hükümeti
tarafından belirlenen bir sayıdır.
Dört; geçen yıl Adığey için belirlenmiş olan 457 kişilik
kotanın 250 si daha baştan Adığelere ayrılmıştır.
Be;, sorun aciliyet kazanınca Suriyeli kardeşlerimize
öncelik verilmiştir.
Altı; kotanın kırka yakını Kheberdey Balkar’a dönüş
yapan Suriyeliler için kullanılmıştır.
Yedi; kota dolduğu için belgeleri alınmayan
Suriyelilerin vizeleri Moskova’dan gelen bir emirle üç
ay uzatılmış, sınır dışı edilmemişlerdir.
Sekiz; Ocakla birlikte yeni kota açıldığı için bu hafta
kırka yakın Suriyelinin başvuru belgeleri alınmıştır, ve
Suriyelilere öncelik tanınmaktadır.
On; Suriyelilerin pasaportları sigortalı belgesi yerine
geçmektedir. Ameliyatlar ve başvuru için gereken
tahliller dahil her türlü sağlık hizmetleri kendilerine
öncelikli ve ücretsiz olarak sunulmaktadır.
Dönüş vakfı aracılığı ile, ya da kişilerin doğrudan
yaptıkları yardımlar başka yazıların konusu olsun.
Ancak yukarıdaki hizmetlerin Rusya Federasyonu
yetkililerinin bilgileri dışında ya da onlara rağmen
yapıldığını söyleyebilecek sanırım kimse de yoktur.
RF’nuna kabul ettiremeye çalıştığımız şey, Federal
yasaların ülkedaş saydığı diasporadaki çerkesleri
anavatana yerleştirmek için daha yoğun çaba sarf
etmesidir. Süresiz ve ücretsiz vize vermesidir.
Başvuruların genel kota dışında sayılmasıdır. Kısa
yoldan vatandaşlık verilmesidir. Gibi gibi…
Ancak yine üzülerek belirtmek zorundayım ki diaspora
ülkelerindeki çerkeslerin de çerkes olduklarını, ülkedaş
olduklarını gösterir bir belge bulunmadığı gibi bunun
için de bugüne kadar ciddi bir girişimleri olmamıştır.
Gına geldiği için vatandaşlığın gümüş tepside sunulduğu
dokuz yılın üzerinde çok durmuyorum.
Bize göre RF’ndan beklentilerimizin henüz
gerçekleşmemesinin en büyük nedeni de Sayın Babakuş’un “Onlar
için anavatana kalıcı dönüş, son çaredir.” tespitidir.
Evet, sadece Suriyeliler değil diasporik ülkerdeki
Çerkeslerin çoğunluğu için anavatana dönüş son çare
olarak algılanmakta, bu da çerkeslerin olumlu
gelişmeleri görmesine, kazanımlardan yararlanmasına
engel olmaktadır. Özetle namazda gözleri olmadığı için
ezan sesini duymamaktadırlar.
Yıllardan beri dönebilmiş olan sayının beklentilerin çok
az altında kalmasının gerçek nedeni Anavatana hiç
dönmeyecekleri bir yana, ziyarette bile bulunmayan
dönüşçülerin(!) öncülüğünde Dönüşü gerçekleştirmeye
çalışıyor olmamızdır. Biline ki Dönüş, gerçek öncülerini
bulduğunda, çok ama çok hızlanacaktır. Yine biline ki
bu özlenen günler de uzak değildir. Dönüşçü geçinenler
ya gerçek dönüşçü –kimleri yeniden- olacak ya da yeni
dalga onları silip süpürecektir.
Sayın Babakuş’un hiç katılmadığımız görüşü ise Abhazya
konusunda söyledikleridir ki tam bilinçli bir çarpıtma
örneğidir:
“Bu konuda insiyatif kullanabileceğini umduğumuz
Abhazya’nın ise fiziki imkanları sınırlıdır...”
Abhazya’nın beklentimiz insiyatifi kullanmamasının
gerçek nedeninin “fiziki imkan” yetersizliği olmadığını
Sayın Babkuş’un bilmemesi mümkün mü? Gerçek nedenin
Abhazya’nın adığeleri istememesi, vatandaşlık yasasını
da ona göre düzenlemiş olması değil mi? Bu konu
yıllardan beri çeşitli platformlarda dile getirilmedi
mi? Çok büyük tartışmalara konu olmadı mı? Buna karşın
Sayın Babakuş ya da birlikten dem vuran Abhazlar,
Adığeler, Çatı örgütü KAFFED bu yasanın değişmesi için
ciddi girişimlerde bulundu mu? Etkinlikler düzenledi mi?
İmza kampanyası açma önerisi getiren Facebook
arkadaşımız o gün bu gün kayıp değil mi? Bu tartışmaya
tanık olanlardan birinden biri “Ey Necdet, Hayri
dostlarımız, yanlışlığı konusunda hemfikir olduğunuz
Abhazya vatandaşlık yasasının değiştirilmesi için imza
kampanyası açacaktınız. Ne oldu?” uyarısında bulundu mu?
Bağımsızlığı Rusya Federasyonunca tanınan Abhazya’mızdan
beklentimiz ve yapabileceği şey şu idi. Vizeli vizesiz
bir şekilde Abhazya’ya adım atabilen halkımızın her
birini kabul etmek. Giderleri için başta Rusya
Federasyonu, Türkiye Cumhuriyeti ve Birleşmiş milletler
milyonları bulan insanlarımız olmak üzere herkeslerin
katkılarını derlemek, örgütlemek. Uluslar arası
örgütlerin sağladığı olanaklardan yararlanabilmek için
ilk elde tüm bunlara sığınmacı statüsü vermek. Rusya
Federasyonu’na bağımsız ülke yetkilileri olarak en kısa
sürede adığelerin anavatana dönüşlerini sağlaması için
cumhuriyetlerimiz yetkilileri ile birlikte girişimlerde
bulunmak. Gibi..
Gibi… ile bitirdim çünkü ben çok iyi biliyorum ki Sayın
Babakuş dilerse eğer benim saydıklarıma Abhazya’nın
insiyatif alabileceği daha birçok madde
ekleyebilecektir.
Ancak son cümlesinde “Özetle, Suriye’deki
koşullar kardeşlerimize anavatana dönmekten başka çare
bırakmazsa ve Rusya’yı kotaları kaldırmaya ikna
edebilirsek, yani koşullar çaresizlikler ve
mecburiyetler üzerinden denkleşirse anavatana dönüş
olabilir. Eh, bundan da nasıl bir hayır çıkar, ayrı
konu...”gördüğümüz gibi Sayın Babakuş “fiziki
şartları yetersiz” olduğu için Abhazya’yı elbette
gelirlerine göre katkıda bulunmayan Abhazları da
herhangi bir konuda ikna edilecekler arasında
saymamıştır.
“Özetle, 2013’de daha çok akla, emeğe, beceriye,
sağduyuya ve sabra ihtiyacımız olacak.” diyor
Sayın Babakuş. Ben de bunlarla birlikte ve bunlardan
daha çok samimiyete ihtiyacımız
olduğunun altını çiziyorum.
Son söz:
Biline ki; tüm koşulların Dönüş lehine olduğu bu şanslı
dönmede kitlesel dönüşü gerçekleştiremeyişimizin en
büyük nedeni Dönüşü savunanların çok büyük çoğunluğunun
bu tarihsel olayın gerektirdiği samimiyetten çok uzak
olmasıdır.
“Sınav” yazısı da Suriyelilerin anavatana kavuşturulması
konusundaki çabalarını takdir ettiğimiz KAFFED’in
sayfasına hiç yakışmamıştır. |