Farkında mısınız bilmem politik
bilinenlerimizin, kendini politika yapıyor
sananlarımızın iki özelliği çok belirgin: Olumsuza
tutsaklık ve bilmezlik.
Yanlışlarını belgelerle düzeltmeniz, bunu
defalarca yapmanız, öğrenmeleri ve yanlışlarını
düzeltmeye yetmiyor. Bu da sadece kedi yazdıklarını ya
da kendileri gibi yanlış yazanları okudukları izlenimi
veriyor. Bunları okudukça da Avukat Sefer Berzeg’in
gençliğimizde bizler için kullandığı “Okumaz yazarlar”
tanımını düşünmezlik edemiyorum.
Bu yargımıza kanıt mı o kadar çok ki…
Arada bir doktorum ya bu çokluk için öğrenciliğimizde
sıkça duyduğumuz bir terimi kullanayım: Mebzul.
Bilgisayar sözcüğün altını kırmızı ile çizmediğine göre
günümüzde de kullanılıyormuş bu terim. Laboratuarda
mikroskopla incelenen materyalde örneğin aranan iltihap
hücrelerinin bütün alanı kapsadığı, sayılamayacak kadar
çok oldukları anlamına gelir. İlaçlar kullanılır
sağaltım yapılır sonraki laboratuar incelemelerinde bu
hücrelerin epeyce azaldıkları ya da görünmez oldukları
gözlenir.
Kendilerini önemsemeleri ile yapılan
işlerin bu öneme koşut olmaması ise üzerinde çok
yazdığım müzmin bir hasatlık. Ancak bilir rollerini,
önemli oldukları rollerini o kadar güzel oynuyorlar ki
olayların ayrıntısını bilmiyorsanız eğer hayran
kalmamanız işten değil. Sanırım bunun temelindeki sorun
kendilerini çok önemseyen bu arkadaşlarımızın olayımızı
az önemsemesi yatıyor. Bu
nedenle de çoğunlukla “mış gibi”
yapılıyor, çok güzel düşünülmüş
şeyler
de “keşke yapmasalardı da bu ilgisizlikleri
kanıtlanmasaydı” demek zorunda kalıyorsunuz.
Şimdi dikkat lütfen. KAFFED’ğn gerçekten
güzelleşmiş, ciddi görüntüsü veren Web sayfası, haberler
bölümü:
“İzzet Aydemir Anma Gecesi
Perşembe, 10 Ocak 2013 00:00
·
Yazan Kaffed
Cumhuriyet
döneminde Çerkes uyanışının öncüsü, Ankara Kuzey
Kafkasya Kültür Derneği'nin Kurucu Başkanı, Kafkasya
Kültürel Dergi'yi büyük özverilerle yayınlamış "Merhum
İzzet Aydemir'e Saygı Gecesi" 12
Ocak 2013 Cumartesi günü saat 20:00'de Kafkas Kültür
Derneği (İstanbul/Bağlarbaşı) salonunda düzenlenecektir.
Değerli büyüğümüz İzzet Aydemir'i saygıyla anıyoruz.
[Sn.
İzzet Aydemir'in yaşamna ilişkin bilgiyi burada bulabilirsiniz.]”
Şimdi bu
duyuruda İzzet ağabeyimizi 15. Aralık 2005’te
kaybettiğimize ya da bu anmanın aramızdan ayrılışının
kaçıncı yılı olduğuna ilişkin bir bilgi var mı? Yok.
Ancak
güzel bir şey yapılmış “burada” sözcüğüne tıklayarak
daha ayrıntılı bilgiye ulaşabilmemiz sağlanmış. Şimdi
sıkı durun bu da bilgi yazısının son bölümü:
“Sovyetler Birliğinin yıkılması sonucunda
Kuzey Kafkasya’da meydana gelen olumlu gelişmeleri
yakından takip etmiş ve 1991 yılında Kabardey-Balkar
cumhuriyeti başkenti Nalçik’e yerleşmiştir. Anavatanda
yaşayan soydaşlarımız ile diasporada yaşayanlar
arasındaki ilişkilerin daha sıcak devam etmesi için yaz
aylarında Türkiye’ye gelerek, bilgi ve ilişki akışını
sağladı.”
Aradığınız bilgi yine yok değil mi? Olayı
bilmeyen birinin, diasporanın –olmaz a- İzzet Ağabeyi
daha sağlığında onurlandırmak için bir saygı gecesi
düzenlediğini sanması işten bile değil.
“mış gibi”nin bununla bittiğini
sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Etkinliğin nasıl geçtiğini
merak ediyorsunuz. Web sayfasında eğer etkinliğe ilişkin
bir resim bir haber kırıntısı bulabileceğinizi
sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Oysa biz Türkiye kökenli
Mıyekhuapeliler ne kadar da sevinmiş ne kadar da
heyecanlanmıştık. Arkadaşımız Çetawe İbrahim’in davet
edilmiş olmasını nasıl yerinde bulmuştuk. Çetawe olayı
çok önemsediği, bizler gibi İzzet Ağabey’e saygısı çok
büyük olduğu için konuşmasını, döneminde çıkan dergileri
tarayarak, İzzet Ağabey için daha sonra yazılmış
yazıları yeniden gözden geçirerek, İzzet Ağabey’in
yakınında bulunmuş bizlerle (Yedıc Batıray, Yenemıkhue
Mevlüt, Yedic Memet, Meşfeş́ü Necdet) konuşarak
hazırlamıştı. Evet anlamak çok güç ama bu güzel olay
eksik duyurulmuş etkinlikten de hiç söz edilmemişti.
Bir umut İstanbul Kafkas Kültür Derneği
sayfası diyorsunuz. Öyle ya etkinlik bu derneğimizde
yapılmıştı. Bir resim, bir haber kırıntısı, olayın
önemini anlatan İzzet ağabey’in nasıl bir ışık olduğunun
altını çizen bir yazı…
Ama heyhat ki ne heyhat. İşte sayfadan
aldığım o günlerin haberleri:
ANDAÇ (28-01-2013) yorum(0) |
VEFAT
(22-01-2013) yorum(0) |
K'ONA
GRUBU DERNEĞİMİZDE (16-01-2013) yorum(0) |
KAHVALTI (16-01-2013) yorum(0) |
Dr.AHMET KEDKUEY KONUĞUMUZ (16-01-2013) yorum(0) |
60.YIL ANDAÇ... (11-01-2013) yorum(0) |
VEFAT
(11-01-2013) yorum(0) |
K'ONA
ve HAVA KARADAŞ GARAJİSTANBUL'da (11-01-2013) yorum(0) |
VEFAT
(08-01-2013) yorum(0)
Çerkes İttihad ve
Teavün Cemiyeti kuşağından sonra Çerkes ulusal
mücadelesinin en önde gelen adı İzzet ağabey’i anma
etkinliği, İstanbul Kafkas Kültür Derneği tarafından
gerçekleştirilmiş ancak yukarıdaki haberler arasında
sayılacak kadar önemli bulunmamıştı.
…
Birkaç gün önce
Facebook’ta Nart Ajans’ın paylaştığı video. İstanbul
Kafkas Kültür Derneği Başkanı Sayın Ümit Duman,
derneğin 60. yılı nedeni ile konuşuyor. Güzel şeyler
de söylüyor. Şubat’ın dokuzunda Nalçik’te toplanacak
DÇB Yönetim kurulu toplantısından ve bu toplantıya
DÇB’nin Brüksel’de, Moskova’da şube açma önerisini
götüreceğinden…
Gülümsemeden
edemiyorum. Kendilerinin düzenlediği çok önemli bir
etkinliği kendi sayfalarında yayımlayamayanlar
anılan merkezlerde şube açma düşünü görebiliyor,
inandırıcı bir şekilde söyleyebiliyordu.
Ancak aynı
programda Sayın Duman’dan sonra konuşan aynı
derneğin yönetim kurulu üyesi Sayın Yaşar Güven’i
izlemeniz durumun çok daha vahim olduğunu anlamanıza
yetiyor da artıyor. Sayın Güven de söz ediyor
DÇB’den. Hemi de kendi başkanının, Dokuz Şubatta
Yönetim kurulu toplantısı yapacağı haberine karşın
geçmiş zaman kipi ile. “1997”de bir DÇB vardı”
diyor. Yani artık yok gibi… Ve de defalarca
yazmamıza karşın bir türlü 1995’e çekemediğimiz UNPO
kararını. DÇB başvurusu ile UNPO’nun almış olduğu
Soykırım ve Sürgün kararını.
Yeri gelmişken
okumayan yazarlar için bir kez daha yazayım. DÇB
üyelik süreci tarafımızdan tamamlandıktan sonra ilk
kez, UNPO’nun 1995’te Estonya’da gerçekleştirdiği
bölgesel toplantıda Genel Başkan Şhalaxhue Abu ve
Genel Sekreter Necdet Hatam tarafından temsil
edildi. Soykırım ve Sürgün ilk kez ayrı maddeler
halinde oya sunulmuş ve kabulü sağlanmıştı.
1997’deki karar UNPO Genel Kurulu kararıdır. DÇB bu
Genel Kurul’da, Yönetim Kurlu üyesi Khazanokhue
Edik tarafından temsil edilmiştir.
Anımsayacaksınız
birkaç yıl öncede DÇB’yi UNPO’da KAFFED temsil etmiş
ve ala-yu vala ile haberleştirilmişti. Yine
anımsayacaksınız temsil yetkisini kendilerine DÇB
vermiş olduğu halde haberi, toplantıya DÇB adına
değil de kendi adlarına katılmış gibi paylaşmış,
dönem sonu çalışma raporuna da öyle yazmışlardı.
Ancak sanırım solukları sadece bir toplantıya yetti
ya da UNPO, faaliyetlerini durdurmuş olmalı… UNPO
hala çalışıyor toplantılar yapıyorsa arada bir
yapılan bu toplantılara katılamayan bir örgütün şube
açma düşleri…
Ancak bu hata,
“Guşıps”teki son yazısında Can Nart’ın da yaptığı
gibi sık yapılan bir hata diyelim ve üzerinde
durmayalım. Okumayan yazarların böyle hatalarını
olağan karşılayalım. Ama aynı yönetim kurulunu
başkanı ve üyesinin söylediklerinin birbirine bu
kadar ters olması nasıl açıklanır. Başkanın Brüksel
ve Moskova’da şubeler açacağı umudunu bağladığı
derneğimizi yönetim kurulu üyesinin artık yok
sayması…. Sayın Güven’in kendi başkanına bu kadar
uzak düşmesi… |
|