...................
...................
KADİM DOSTLARA -HATIRLAYIN-
HER ŞEY YOL'UNDA

19.08.2010

Nilgün Nart
...................
...................

Aydınlanma Yol’unda yürüyen Dostların; galaktik momentte uzun süreden beri daha da derin manalarına yol alarak ilerlediğimiz düzlemlerin ışık yoğunluğundan dolayı sarsılmaları, yalnızlaşmaları, bitmeyen çaresizlik hisleri ile mücadeleleri, içinde dolanıp durduğu ve ne yapacağını bilemediği kaybolmuşluğu, devam eder görünen yoksulluğu ve yoksunluğu; neredeyse “bıçak kemiğe dayandı” gidecek neresi ve yapacak ne kaldı “sanrı uçurumlarına” düşmelerine neden olmakta.

Dostlar için “düşmek”- “umudunu yitirmek” - “yönünü şaşırmak”; “kendinin” doğasına güven kaybından ve İlahi Kaynağa duyulan hayal kırıklığından başka bir şey değildir. Aslında Tek’likten bakıldığında hepsi sanrıdan başka bir şey Ol’mayan ama çokluk Alemlerinden bakıldığında varlık için “Kendinin Kurtuluşu” olabilecek çok önemli bir parçanızın sizin fiziksel aleme çıkan kimliğinizle birlikte ölmesidir. Ve bu ölüm düşleyebileceğiniz ölümlerden en gerçek Ol’Anıdır.

Geçmişten fırtına gibi eserek, gelecekten kartal gibi süzülerek “Şimdi Burada” zamanına demirleyen dostlar çeşitli dünyasal nedenlerle İlahi doğalarına güvenlerini yitirdiklerinde; “Kaybolurlar”.
Kaybolmak; ışık Ol’An “kendini” kaybetmektir. Bağlantıyı yitirmektir.

İnsanlar ışıkta kaybolamazlar. Işıkta her yer ayan beyandır.
İnsanlar ancak ve ancak karanlıkta veya alacakaranlık kuşaklarında kaybolabilir.
Hatırlayın Einstein küçük hikayesinde ne demişti? Karanlık; Işığın yokluğu değil miydi?
Nedeniniz dünyasal veya ahret ile ilgili; ne Ol’ursa Ol’sun; Işığın yokluğu; ilahi doğanıza imanı ve güveni kaybetmeye başladığınızın göstergesidir.

Hele ki şimdi bu zamanda çok daha fazla ışık yoğun ortamlara girdiğimiz ve daha da giderek yoğunlaşacak düzlemlere yol aldığımız momentlerde Ruhumuzun Duruşu’nda asalet içinde eylemde ve kalbimizin ışığında; aşk ve sevgiyle yaşama sarılmak ve yaşamı düşlediğimiz gibi gerçek kılmak var iken; etrafımızda yıkılan-çürüyen eski enerji kalıntılarının arasında ürkmüş küçük bir çocuk gibi kayboluyoruz. O’nun tarafından İnsan için biçilmiş “İlahi Kaftanı” kuşanmaya ilerlerken, eski enerjiler darmadağın etrafımızda yıkılacak. Her dağılmada yıkıntıların altında kalırsak nasıl ilerleyeceğiz bu toz duman arasında?
Evet yorulduk.
Etrafımızda olanları görmekten duymaktan ve deneyimlemekten yorulduk.
Bizi buradan kurtarıcıların, yada bizleri neyin kurtarmasını düşlüyorsak gelip çıkarmasını istiyoruz. Umutsuzca, ölümüne bir bekleyişe girdik.
Bu bekleyişin ismi Atalettir, Kadim Dostlarım.
Hatırlayın; Alemlerde ve Evrenlerde, Ataleti ve getirdiği karanlığı kırmak için evrim yapılmakta idi.
Yuvadan ayrılmıştık. Buralara gelmek için.
Çılgın bir özlemle “Yuvamızı” arıyoruz. Nihayet doyasıya sevileceğimiz, esirgeneceğimiz gözetileceğimiz ve huzur içinde Ol’acağımız.
Fakat bizlerin bildiği fiziksel anlamda veya öte Alem anlamında bize ayrılmış belli bir yuva yok aslında.

Bunu da biliyoruz.

Hatırlayın; “Gönlümüzde” yaşadığımız zaman her yer YUVAMIZ’dı.
Yuva; “Gönlümüzdü”.
Ve Şimdi Burada; yine her zamanki gibi Yuva Gönlümüzdür. Ve her şey Yol’undadır. Tıpkı her zamanki gibi.

Çünkü “O” ve yarattığı Sistem muhteşem.
Sonsuz Sınırsız Alemlerde nereye gidersek gidelim Bir’likte götüreceğimiz “Bir” Yuvamız var.
Her seferde “kendimizi” yeniden yaratmak “Ne Güzel”. Her şey ne kadar kolay ve “Kusursuz”.

“Kusursuzluk ve Muhteşemlik”; “İllüzyondan” dolayı şu An’da bizi ilgilendirmiyor olabilir, ama illüzyon Yol’u başa sardığımızın anlamına gelir. Yol’u başa sardığımızda, şimdiye kadar; yolda yürüyüşümüzden dolayı indirdiğimiz ışıktan ve “Kendimizde” açığa çıkardığımız bilginin sorumluluğundan azad edilemeyiz. Sorumluluk; “bilişine Ana be An erdiğiniz kendinizin” bilgisinde yaşama şeklidir. Halidir.
Bilmiyormuş gibi Ol’amayız. Yüksek boyutlara yaşamlarımızı kapayamayız. Yoklarmış gibi rutin yaşayamayız. Çünkü çok şey biliyoruz.
Şimdi bildiğimizin gereğini “eyleme” zamanımız.

Hatırlayın; ya korkuyla yaşarsınız, ya da sevgiyle yaşarsınız.
Korkuyla yaşadığınızda; gitmekte Ol’Ana ve eski çürümüş ağlara tutunmaktasınız. Eskiye tutunursanız (eski düşüncelere söylemlere eylemlere ve meyl ederseniz) tabiî ki düşersiniz.

Sevgiyle yaşadığınızda; gelmekte Ol’Anda yerinizi almaktasınız. Dünyada yaşanan ve özel yaşamlarınızda esen fırtınalara rağmen Ruhunuzun asaletinde durabilir, nedeninizi Aşk yapabilir ve Aşka hizalanabilirseniz yaşamınız hafifler ve kolaylaşır.

Hatırlayın; Fiziksel ve şimdi birleşen Öte Alemlerdeki; düşünsel sözel eylemsel hareket geçme nedeniniz; yalnızca “Sevgi” Ol’duğunda “Kendinizin” Efendisi ve Yol’da yürüyen kardeşlerinizin ve O’nun Dostu Ol’abilirsiniz.
Nedeniniz sevgi Ol’duğunda eylemin ismi Hizmettir. Bütün Alemlerde sevgi niyetinden çıkan eylemlere ve görünüşe Hizmet denir.

Hizmet etmek için; hizmet eyleminde Ol’mak korkunun, hesap ve kitap işlerini, kurtarma kurtarılma operasyonlarının ve önümüzdeki birkaç senede daha da çok göreceğimiz gibi günü kurtarma ve kendini iyi hissetmenin eşlik ettiği minik frekans artışlarının peşinde koşanların talibi olacağı ROLLERDİR. Ve eski sistemdir.

Bizler; şimdi burada sevgiyle “Var” olmak için varız.
Yaşamak için varız.

Bu nedenle Güzel Varlığınızın hatırına sevgiyle hatırlatıyorum.
Kurtarma ve kurtarılmayı bırakınız. Kurtarma ve kurtarılma güç ile ilgilidir. Kurtarmak ve kurtarılmayı istemek; derin Mana’da güç talep etmektir. Sizin de bildiğiniz gibi Allah her şeyin sahibi ve nedenidir.
Sahibi var ve nedeni iken, neden neyi kurtarabiliriz.
Veya hepsi basitçe Biz iken “neden” kurtulabiliriz.
Bir yerden sonra yanlışı da görebilmek gerek.
Sadece ve sadece; Allah’tan “Kendinizi” dileyiniz.
“Kendinizle” Bir’likte her şey gelecek.
Çünkü “Kendisi” her şeydir. Ve her şey O’dur.

Sadece güce sahip olmak istediğinizde (-) Alemlere Özgür İrade Yasası gereği hak doğar. Gelmek ve kendi deneyimini yaratmak için.

Güç istediğinizde “kendiniz” orada olamazsınız. Gücün sahibi de (-) de orada olur. Sizin vasıtanızla gücünü; sizin ve diğerlerinin üzerinde kullanmak için.
(güce hayran olmak ve istemek gücü çağırmaktır. Mesela tapmak ve tapınılmak gibi. Eski enerji bağımlılığıdır.) Güç orada olur ama “Siz” orada olamazsınız.
Sorumluluk Yasası gereği “Kendiniz” olma sorumluluğunu almadığınız için sorumluluğunuz sizin frekansınıza ve niyetlerinize göre etkileştiğiniz enerjiler tarafından alınır. Ve realitenizi bu güç alanları ile birlikte yaratırsınız. Artık etkileşime girdiğiniz güçler kuralları belirler, siz de basit bir oyuncu olarak oyunu oynarsınız. Bu tarz oyunda da birliktelikten bahsedilir veya birliktelik diye anılır ama bu birlik karanlığa götüren ve esir eden bir birliktir. “Kendisi” Yok Ol’ur.

Hatırlayın; (-) Alemin yükselme metodu obsesyondur. Kısaca etki altında bırakma ve özgür iradeye müdahaledir. Obsesyon ile genişler; kontrol altına alarak yükselir ve korku ile büyürler. Alan ve hacim veya boyut genişletirler. Hakim olurlar. Hakim oldukları alanda; savaş, zulum, yoksulluk, sefalet, açlık, ölüm, hastalık vardır. (-) Alemin karanlığıdır. Işığın Ol’madığı alemlerdir. (-) Bilgileri anlaşılamazdır. Bilgiler ikna ediciliğini karmaşık sunumundan ve gücünü yaydığı korkunun baskısından alır. Bilgileri alabileceğinden fazla vererek ve tam ve bütün bilgiyi eksik vererek sistemin ışığını kırarlar. Maksatları can enerjisini kontrol altında tutarak büyümek ve Özgür İrade yasası gereği kendisi ile birlikte (-) ve bilerek veya bilmeyerek talep oluşturanların deneyim sahasını yaratarak negatif kutbu tutmaktır.

(+) Alemin Yüceleri taşın altına sizinle birlikte el koyup ( benzetmek gerekirse) dünyada veya Alemlerde birlikte yürürler. Özgürleştirerek yükselmeye ve yansıyarak hatırlatmaya hizmet ederler.
Güneş gibidirler.
Nasıl ki güneşin görünüşe çıkardığı cümle aleme bakarken ışığı fark etmezseniz Onları da fark edemezsiniz. Ama bir şekilde onların Ol’duğu her yer aydınlıktır ve alenen ışıktır. Ve açıklıktır. Endişeye ve ikiliğe fırsat bırakmayacak kadar Nettirler. Ne ise O’dur.

(+)Alemlerin Bir’liğinin NEDENİ sevgidir. Sizi “Kendinizin” Hakikatine çıkarır. Ve (+) Alem; aslına rucu ettiği için Hakikat Ol’ur. Hakikat Ol’arak anılır.
Çünkü Alemlerin nedeni sevgidir.
Ve sevgi basitçe güneş gibi ışıyandır, O’dur.
Aslında “Hepsi” O’dur. Aslında hiçbirisi de değildir. Anlatılmaz Ol’Andır.
Maksat sizin ne Ol’mak istediğinizdir. Farkındalığınızdır.
O; ayrı ayrı sever kendini her yarattığının kendisi Ol’duğunu bilerek.
Hepsi sevgilidir ezelden ebede O’na, hazinelerinde ve Ol’uşlarında.
Hazinelerinin ve Ol’uşlarının hepsi O’nun; Kendini kendinde yitirişinde ve tekrar hatırlayışının bilgisinde saklıdır.

Hatırlayın; yeter ki ne seçildiğinin ve nereye gidildiğinin ve ne yaratıldığının farkına varılsın. Hepsi de pekaladır.

Kadim Dost; eonlarca süren uzun yürüyüşünde sonra “Kendisi” Ol’muş ise; hala dünyadadır ama bir dünyalı gibi DEĞİLDİR.

Dünyalı gibi Ol’mamak üçüncü boyut realitesinde olmamaktır. Mücadeleyi, kurban bilincini, kader kavramlarını-sorgulamasını, negatif besinleri (her türlü fiziksel zihinsel duygusal ve ruhsal besinleri), yargılamayı, dedikoduyu ve arayışı ve kavramlarını; bırakmış Ol’mak anlamına gelir.

Bırakmak; ancak ve ancak “KAVRAYIŞ” ile mümkündür.

Kavrayış; mana okyanusunda; derinleşme- genişleme- içselleşmek ve ne kavranıyorsa; kavranan bilgiyi kapsamak anlamına gelir.
Kapsamak sahip Ol’mak demek değildir. Kapsamak ruhen bilmektir. Biliştir. Ruhen bilmek; kapsadığı “şeylerin” doğasına nufuz edebilme etki edebilme ve Neden Ol’ma gücüne ermektir.

Bir şey ya kavranmıştır, yada kavranmamıştır. Biraz kavramak veya çok kavramak diye bir hal söz konusu değildir. Kavrayış eylemi de içine aldığından idrakten farklıdır.
İdrak etmiş Ol’abilirsiniz bazı şeyleri ama idrak ettiğiniz bilginin kavrayışında değilseniz; dünyanız toz duman Ol’duğunda illüzyona düşebilirsiniz.

Sevgiyle yazıyorum Kadim Dost; Bir’likte sevgiyle ışığa yürüyense Işığın Eylemindedir. Eylemleri sevgidendir. Işıyandır. Sessizce “Kendine” Yürüyendir. Aşkınlığı “Kendinedir”.
Ve bu yürüyüş yeterlidir. Evren sonsuzdur. Potansiyeller ve imkanlar sınırsızdır.
Hayatınızda ve dünyanızda neler olursa Ol’sun siz “Kendinize” yürümeye devam ediniz.
Kendinize yürümeniz her An’da Sevgiye ve Aşka hizalanarak yürümenizdir.

Hatırlayın “Kendinize” yürümeye devam ettiğiniz sürece asla kaybolamazsınız.

Bu nedenle; Dostların yüreğinde ve varlığında sevgiyi ve yaşamı var edelim ki kaybolmayalım. Dostlarımız Biz’i aydınlatan Işığımız Ol’sun.

Yaşamınıza; NEŞEnin, SEVGİnin AŞKın, BAHAR SEVİNCİ ile dolmasını ve TAŞMASINI diliyorum.
Geceniz AYDINLIK, Gönlünüz AŞK, Hatırlayışınız SİZ Ol'sun.