|
|
................... |
|
................... |
DEĞİŞİM
Mİ? |
18.11.2006 |
|
YEMUZ
Nevzat Tarakçı |
................... |
................... |
Anne - Çok mutluyum! İlk
çocuğumuz dünyaya geliyor.
Adını ne koysak acaba? Son derece önemli çocuğun adı. Anlamlı
olmalı, kültürümüzü yansıtmalı. Bizden olmalı, rengimizi,
kokumuzu, dokumuzu taşımalı mutlaka bu isim.
Baba - Katılıyorum size hanım. İsmin anlamı yansıyor
kişinin karakterine. Herkes adından bilmeli insanların hangi
topuma, hangi kültüre ait olduğunu. Ne o yabancı, garip, tuhaf
isimler! İğreniyorum benliğini hiçe sayıp evladına yabancı isimler
takan anne babalardan. Yozlaşmanın ta kendisi değil mi bu? Her
şeyden önce Adige kültürünü öğretmeliyiz çocuğumuza; diliyle,
yaşantısıyla, her yönüyle. Evde hep ana dilimizi kullanmalıyız.
Böyle büyümeli çocuk.
Anne - O halde NART olsun oğlumuzun adı. Nart’lar gibi yaşasın
benliğini, kimliğini, kişiliğini.
Baba - Çok güzel, Nart olsun tabii, yakışır sevgili
yavrumuza. Yakışır soylu ailemize, geniş sülalemize.
Baba - Bu ikinci çocuğumuz. Çok heyecanlandım yine! Ne koysak
adını?
Anne - Bilmem ki, şey… Yoksa KAYA mı olsa?
Baba - Olur hanım, neden olmasın! Komşuların oğlu KAYA gibi
o da yüksek puanla büyük okullar okusun, meslek sahibi olsun, çok
para kazansın!
Anne - O halde KAYA olsun. En güzel üniversiteyi bitirsin
benim aslan oğlum. Layık olsun ailesine. Biz zengin olamadık.
Bari o yaşasın gönlünce. Olsun en güzelinden arabası, evi, yatı
katı…
Baba - Hem öyle sivrilmesin kültürdür, kimliktir diye.
Ne o küçük yaşta düğün dernek davası? Okulunu, mesleğini düşünsün
önce! Benim oğlum mutlaka bilmeli iki yabancı dil. Çerkesce
sonraki iş. Bu Adige’lik dikkati dağıtmamalı erkenden! Hem genç
yaşta tanışmasın düğünlerle, kızlı erkekli toplantılarla.
Toparlayamaz kendini, başarısız olur okul hayatı.
Anne - Derneklere, düğünler, toplantılar? Zarardır bunlar,
gelişmekte olan çocuklara zarar. Marjinal olmamalı bizim çocuk.
Okusun, meslek sahibi olsun, evlensin, mutlu olsun! Sonra
düşünülebilir bu ayrıntılar ama o yaşa kadar asla!
Anne - Üçüncü çocuğumuz kız oldu, adı, KAROLİNA.
Baba - İsim dediğin biraz da Batı toplumlarını
çağrıştırmalı. Doğulu olduğu hissedilmemeli. Kızımız öğrenimini ne
yapıp edip Avrupalarda, Amerikalarda yapmalı. Ne bu yaşadığımız
toplumlardan çektiğimiz bizim. Dünya vatandaşı olmalı. Neymiş
Allah aşkına Türklük, Çerkeslik?
Anne - Katılıyorum size. Geniş açıdan bakmalıyız artık
olaylara. Dünya küçüldü bak! Kültürler karıştı birbirine.
Ayrıntıları düşünmeye vakit mi var? Ben evladım için her
fedakârlığa razıyım.
Karolina - Ben
Karolina. Büyük bir işletmede üst düzey yöneticiyim. Bildiğim
kadarıyla annem, babam Çerkes’miş! Üç kardeşmişiz. Sadece adlarını
biliyorum, hayattalar mı bilemiyorum.
İki çocuğumuz var, Justinya ve Peter. Eşim bir İngiliz.
Samimi bir Katolik. Sımsıkı bağlı kültürüne. Biliyor yedi göbek
atasını. Her birinin, albümünde özel yeri var.
Üç dil biliyorum. Çocuklarım da çok güzel konuşuyor iki dili.
Seviyorlar kiliseye gitmeyi, seviyorlar Noel’i ve diğer
bayramları.
Benim ise, içimde sebebini anlayamadığım bir burukluk var. Sık sık
soruyorum kendime
Yoksa ait olmadığım bir kültürün içinde miyim?
Yaşlandım evet, farkındayım, fakat geriye dönüp baktığımda,
çocukluğumda yaşadığım, şimdilerde hayal meyal hatırladığım her
şey, tarifsiz haz veriyor bana. Büyük ağabeyimin ismini duymak
nedenini bilmediğim bir mutluluğa çekiyor beni. Ya o yıllarda
duyduğum, şimdi hatırlamaya çalıştıkça yüreğimi titreten,
benliğimi saran o düğün müziği…
Evet, galiba ben yabancı bir kültürle beslendim. Doyurmadı bu
kültür beni, açlık hissediyorum, acı çekiyorum. Kaybolmuş, yok
olmuş biri gibiyim! Yalnız kalabalıklarda boğuldum! Kendimi
arıyorum!
Ben kimim?
Hani kimliğim?
Nerde kültürüm?
Nasıl olmalı inancım?
Nedir bu içimdeki dayanılmaz acı,
artıp giden sancı?
Bir ana dilim mi olmalıydı benim?
Neden eşim gibi mazime ait bilgi ve birikimim yok?
Neden, anne ve babamın dışında, “Bu
büyük annem, bu dedem!” diyebileceğim bir fotoğrafım yok?
Kim yardım edecek bana?
Kim tanıştıracak beni gerçek
kimliğimle?
Kimler sorumlu benim bu hale
gelişimden?
Mutlu olamıyorum, bir şeyler
arıyorum, bulamıyorum!
Yaşamın anlamı kalmadı!
Karmakarışık kafam!
Yardım edin bana ne olur!
Ne olur yardım edin! |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|