|
|
................... |
|
................... |
GÜZELLİKLERİ PAYLAŞMAYI NİÇİN ERTELİYORUZ? |
02.12.2006 |
|
YEMUZ
Nevzat Tarakçı |
................... |
................... |
Tebessümlerimiz, tesellilerimiz için
hani zaman?
Zaman kalmıyor sarılmaya, kucaklaşmaya. Sevgilerin
gösterilmesine, kültürün yansıtılmasına fırsat vermeyen kupkuru
bir hayat ve yalnızlaşan, robotlaşan insanlar.
Sonra pişmanlık, üzüntü…
Çalışıp kazanmak, ailesini geçindirmek zorunda olanların günlük
hayatı, adeta ince ince dilimlere ayrılmıştır.
Erkenden kalkmak, kahvaltı yapmak, otobüs, dolmuş, tren beklemek
ve zahmetli bir yolculuk. Günün yorgunluğu ve akşam eve dönerken
yine durakta beklemek, yemek, televizyon ve uyku…
Her gün aynı hayatı yeniden yaşamak; anne babayla, çoluk çocukla,
eş dostla yeterince ilgilenememek.
Sevgilerin gösterilmesine, kültürün yansıtılmasına fırsat vermeyen
kupkuru bir hayat ve yalnızlaşan, robotlaşan insanlar.
Sonra pişmanlık, üzüntü…
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Bitmeyen işler yüzünden
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
(B.N.)
Zaman alabildiğine dar, yıllar hızla akıp gitmekte. Bitmeyen işler
yüzünden duygular kalplerde kalmakta. Böylece insanlar
birbirlerini yanlış tanımakta, birbirlerine sevgilerini dile
getirememekte.
Sevdiklerine, dostlarına zaman ayıramayanlar ne büyük ziyandadır.
Gizli bahçenizde açan
Çiçekler vardı
Gecelerde ve yalnız
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.
(B.N.)
Sevgiye, sevmeye zaman ayıramayan bizler kültürümüzün
güzelliklerini ne zaman yaşayacak, ne zaman yansıtacağız?
Günün hangi diliminde dersiniz?
Bu yalnızlaşmaya, bu yozlaşmaya, sevgileri ertelemeye ne zaman
“dur!” diyeceğiz? Ne zaman sevdiklerimize, sevgili eşimize bizden
şefkat bekleyen çocuklarımıza zaman ayıracak, kültürümüz için
vakit harcayacağız?
Yoksa hayatımızın bu anlamsız temposu bizi yok edip bitirecek mi?
Hayatı ne zaman doğru yaşayacak, önceliklerimizi ne zaman
koruyacağız?
Çocuklarımıza zaman ayırıp onlara kültür akışında ne zaman model
olacağız?
Beni cidden çok korkutuyor bu tempo!
Tebessümlerimize, tesellilerimize kalmıyor zaman.
Zaman kalmıyor sarılmaya, kucaklaşmaya.
Bu hayhuy içinde, ya inançsız, kültürsüz bir nesil yetişir,
kültürümüz de darbe alırsa sorumlusu kim olacak?
Büyükler Adige olarak nasıl kalacak?
Bu çocuklar ne zaman Adige olacak? |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|