...................
...................
KİM MASUM, KİM SUÇLU, KİM SORUMLU?
09.12.2006
YEMUZ Nevzat Tarakçı
...................
...................
Konuşur onlar; ama onlar konuştukça hakikat susar!

Nerde zarafet, nerde asalet? Zehrini akıtıp gezer diyar diyar.

Hayatı samimiyetten uzak alabildiğine yoz.

Her hareketi bir naz bir poz.

Bunlar değil mi can düşmanlarına en büyük koz! 

Uzaktan bakınca ne de kolay her şey. Toplumu eğitmek, önyargıları yıkmak, güzel topumlar oluşturmak, parçalanmış toplumları birleştirmek, onların kültürleriyle, benlikleriyle yaşamalarını sağlamak… Oysa bu tür boyutlu işler plan- proje ister, samimiyet ister, birikim ister, sabır ister.  

Olayların hep kolay tarafını görmek, basite kaçmak, çocuksu heyecanla işe koyulmaksa ayrı bir konu. Bu da zaten eksiktir, yanlıştır, fotoğrafın bir karesiyle meşguliyettir. Daha da önemlisi bilmediğini de bilmemektir.

Maalesef bu zihniyetteki kişilerin varlığı, ideallerin önündeki en büyük engellerdir.

Yaptığını zanneder,

“Ben olmazsam olmaz!” der. Oysa kendisidir en büyük engel!


Ne diyor büyük düşünür: ”Cehalet, her zaman kendisine hayran olmaya hazırdır”. ( S.Guitry )  

Samimi, düşünme yetisini kaybetmemiş kişilerle mücadele ne kadar kolay.

Asıl mesele, her şeyi bildiğini sanan, her şeyi konuşarak halledeceğine inanan, sesine sevdalı kendine aşık, kompleks ve kaprisleriyle devleşen gerçek cücelerle mücadeledir.

”Biz olmalıyız merkezinde dünyanın!” derler.

“En güçlü ses benden çıkmalı!” derler.

“Bilemez kimse benim bildiğim kadarını!”

“Ben tek başıma bir kurtarıcı, gerçek bir liderim” derler. 

Derler, derler ama onlar konuştukça hakikat susar!

Öyle diyor B. Kantesi: “Ön yargılar, insanları bir birlerinden uzak tutmak için, bilgisizlikten yapılmış zincirlerdir”. 

Biz de Kafkas toplumu olarak bu sıkıntılarla, bu ön yargılarla karşı karşıya değil miyiz sizce?


Sosyal, kültürel problemlerimizi gayretle çözmeye çalışırken, elleri tutuşturalım, gönülleri birleştirelim derken zorluklarla karşılaşmıyor muyuz?

Samimiyetle hiç tanışmamış, nasipsiz, bilgisiz, duyarsız, hoşgörüsüz, ön yargılı kişilerle…

Onlar ki;

Bilmez,

Beğenmez,

Öğrenmez,

Susmaz,

Hayatı samimiyetten uzak ve yoz.

Her hareketi bir naz bir poz.

Bunlar değil mi can düşmanlarına en büyük koz! 

Grup grubuz biz insanlar vesselam: 

Bilen ama konuşmayan

Konuşan ama bilmeyen

Bilmeyen fakat arayan

Bilen ve konuşan 

Biz hangisindeniz acaba?
 

Kim daha sorumlu, kim daha suçlu?

Ve kimin işi daha zor?
 

Keşke, şu sözün sahibi gibi diyebilsek onun gibi düşünebilsek.  

“İncitenden incitenden

İncinme incitenden

Kemalde noksan imiş

İncinen incitenden.”