|
|
................... |
|
................... |
GENÇLER,
“ÇERKESLİK” TEK BAŞINA YETMEYEBİLİR! |
30.12.2006 |
|
YEMUZ
Nevzat Tarakçı |
................... |
................... |
Evet, farkındasınız, farkındayız, bir
yığın olumsuzluk var etrafınızda.
İşsizlik, parasızlık var.
Eğitimsizlik, kabalık, saygısızlık var.
Hoşgörüsüzlük, anlayışsızlık, ahlaksızlık, cehalet var.
Haksızlık var.
Kıskançlık var.
Ümitsizlik var…
Delikanlısınız, heyecanlısınız, kızmakta, isyan etmekte belki
haklısınız.
Sorunlarınız vardır elbet yığınla.
Bazen sorunu çözmesi gerekenler bile sorunun bir parçası
olabiliyor günümüzde.
Öyle bir döneminiz olur ki; iş ve paradan başka hiçbir önceliğiniz
olmayabilir.
Bittiğinizi, tükendiğinizi, dünyanın tavanının çöktüğünü
sanabilirsiniz.
İnsanca yaşamak çok ağır gelebilir size.
Ama her şeye rağmen vardır her zorluğun bir çıkış yolu.
Sakın unutmayın, hiçbir problemin çözümü değildir ümitsizlik!
Sabırla, anlayışla ve dahi dayanışmayla çözülebilir problemler.
Her şeye rağmen kendinize güvenin.
Gerekli yardımı isteyin.
Okuyun, araştırın.
İçe doğru derinleşin, maneviyatınızı güçlendirin!
İşsiz, parasız kalabilirsiniz ama asla idealsiz kalmayın!
Unutmayın, “Çaresizseniz, çare sizsiniz!”
Toparlanın! Kendinize inanın, güvenin. Problemleri çözmeyi zamana
yayın.
Sıkıştıkça büyüklerinizi suçluyor, yöneticilerden ve yetkililerden
şikâyet ediyor olabilirsiniz. Çünkü dağ gibi sorunlar var ortada.
Problemler yığınla:
İşsizlik ve parasızlığın yanında,
Meslek ve eş seçimi,
İdealsizlik,
Aşırı hayalcilik,
Refah hastalığı,
Özenti,
Kimlik bunalımı ve kendini tanımama,
Zararlı yayınlar,
Bencillik,
Ahlâki ve manevi değerlerin aşınması,
Güvensizlik,
Gelecek kaygısı,
Başkaları ile ilişki kuramama…
Günümüzde, sosyal ve kültürel değişmeler çok hızlı. Değişen toplum
düzeninde gençlerin farklı rol beklentileri var. Bu hızlı
değişime zorlanan gençlik, ruhî bir gerilim ortamında kimlik
arayışlarıyla meşgul. Kişiliğindeki olması gereken değişimle
toplumdaki anormal değişim gençleri bocalatmakta, bunaltmakta.
“Hiçbir değere inanmayan, idealden yoksun, günübirlik uğraşlar ve
maddi zevklerle oyalanan, kendine ve çevresine yabancılaşan,
aşırılıklara düşen gençlik bu kontrolsüz değişimin sonucu değil
midir?”
Bu çok yönlü ve oldukça derin, kapsamlı problemlerin çözümü,
sağlam bir eğitimden, iyi bir manevi, ahlâki eğitiminden
geçmektedir.
Keşke, gençlere sağlam bir aile terbiyesi verebilseydik.
Onlara her zaman anlayışla yaklaşabilseydik.
Ailede ve okulda doğru bilgiler verebilseydik ve bu bilgiler de
birbiriyle çatışmasaydı.
Gençler, çevresiyle dengeli ilişkiler kurabilselerdi.
Kötü arkadaş grubundan uzak durabilselerdi.
Boş zamanlarını kitap okuyarak ve faydalı işler yaparak
geçirebilselerdi.
Kötü alışkanlıklardan ve onların edinileceği yerlerden uzak
durabilselerdi…
Keşkeler uzayıp gitmekte.
“Toplumlar, gençlik ruhuyla canlılıklarını korur, onunla gelişir
ve onunla ihtişama ulaşırlar. Bu ruhu kaybedince de, kılcalları
kesilmiş çiçekler gibi pörsür, dökülür ve ayaklar altında
kalırlar.”
Gençliğimize yetmeyebilir tek başına Çerkeslik. Hele bir de lafta
Çerkeslik… Çerkes’e de iş lazım, aş lazım, insanca yaşamak için
para lazım.
Çıkabilmesi lazım yeri geldikçe akordeonun da, düğünün de,
kaşenliğin de dışına.
Çerkeslikle birlikte tanışması lazım zamanın önemiyle, paranın
gücüyle… |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|