|
|
................... |
|
................... |
FONDA YER
ALMAYIP ÖZNE OLABİLMEK |
20.01.2007 |
|
YEMUZ
Nevzat Tarakçı |
................... |
................... |
Ana baba Çerkes bir genç düşünün. Bu
gençte, olmaması gereken hangi davranışlar var?
İdealsizlik, moralsizlik var.
Kompleks ve kapris var.
Okumama, araştırmama var.
Güvensizlik var.
Laf kalabalığı var.
Gereksiz tüketim merakı var.
Hırçınlık var, önyargı var…
Peki, olması gereken hangi vasıflar yok?
Eğitim, yok, diploma yok.
Meslek yok, iş yok.
Okul başarısı yok, diploma yok.
Dil hassasiyeti, kültür bilinci yok.
Sabır yok.
Geleceğe güvenle bakma yok.
Arkadaş çevresi, çevreyle uyum yok.
Hayatın anlamını tahlil edebilme becerisi yok.
Kendini doğru ifade edebilme gücü yok.
Disiplinli yaşama yok…
Çocukluktan itibaren evde söz hakkı anne babadaysa, gence söz
hakkı verilmiyorsa, fikri soruluyorsa,
Sözlü şiddet disiplin aracı olarak kullanılıyorsa,
Büyükler sevmesini bilmiyorsa, sevgisini gösteremiyorsa,
Genç ve aile arasında sağlıklı iletişim kurulamıyorsa,
Gencin, giyimi kuşamı, oturması kalkması, konuşması susması,
girişi çıkışı, oturuşu kalkışı, bütünüyle kontrol altındaysa,
Evde iletişim, büyük olanın veya güçlü olanın emir vermesi
şeklinde algılanıyorsa,
Ebeveyn disiplinle baskının ayırdın da değilse, en ufak bir sevgi
gösterisinde otoriteyi kaybedeceğine inanıyorsa,
Unutmayalım, hedefi olmayan, hırçın, iletişimi bilmeyen, yardım
isteyemeyen, öfkesini yenemeyen, ailesine, çevresine hatta hiç
kimseye güvenmeyen bir gençlik yetişir.
Bu tezgâhın ürünü olarak öfkeli ve asosyal yetişen gençlikse,
hiçbir zaman özne olamayacak, daima fonda kalacaktır.
İnanın, gençliğimiz böyle yetişirse maalesef böyle bir gençlik
hepimizi bitirir!
Kültürümüzü, dilimizi, her şeyimizi alır götürür.
Gerçi yılların şekillendirip kalıplaştırdığı davranışların
değişmesi için şüphesiz zamana ihtiyaç vardır.
Hiçbir genç, istemediği bir şeyi baskıyla yapmak istemez.
Daima ciddiye alınmak ister.
Demokratik ortam ister.
Zaman ister.
Yoksa Çerkes gençliği için biraz haksızlık mı ediyoruz?
Çerkes gençliği genel toplumun içinde biraz daha duyarlı, biraz
daha eğitimli değil mi sizce? Çok iyi yetişen gençlerimiz yok
mu?
Kimin gönlünden geçmez, kimliğiyle, kültürüyle barışık, mazisini,
milli değerlerini layıkıyla temsil eden, uyumlu, başarılı, doğru
yaşayan bir Çerkes gençliği!
Gençliğimizle aramızda yapıcı diyaloglar gelişmiyorsa kim
diyebilir: “Ben elimden geleni fazlasıyla yaptım. Çocuğum
okumadıysa, iş bulunamıyorsa, Çekesliği öğrenemediyse, derneğe
uğrayamıyorsa, düğünlerde oynayamıyorsa, cenazelere katılamıyorsa,
kültürüyle ilgilenmiyorsa, hele hiç okumuyorsa, bana ne, suçum yok
benim! Çeksin cezasını!” diye.
Kim ister, “Gençliğimizin, kazanma rampasının zirvesine gelmişken,
kaybetmesini!”
Onlar en güzel şeylere layık değil mi? Layık tabii ki! Ama emek
verilirse, ilgilenilirse ortam hazırlanırsa…
Aslında mevcut sorunların çoğu sağlıklı bir aile içi iletişimle
doğal olarak çözülebilecek sorunlardır. Ne yazık ki günümüzün
şartları buna engel olmakta, aileler, stresten, kısır döngülerden
kurtulamamaktadır.
Çocuğa, geçmişten gelen kültür mirası, aile içindeki doğal
davranışlarla aktarılmaz mı?
Milli değerlerimiz, kültürün taşıyıcısı olan dilin aktif
kullanımıyla; yani, deyimlerin, atasözlerinin, değişlerin, şarkı
ve türkülerin, halk masallarının tekerlemelerin güncel hayatta
kullanılması sayesinde kazandırılmaz mı?
Bu sayede gençlerin güvensizlik, yalnızlık ve duygusal sorunları
çözülmez mi?
Böylece, her şeyimiz olan gençlerin toplum içinde kendini rahat
ifade edebilmesi, kendi ayakları üzerinde durabilmesi, donanımlı
yetişmesi sağlanmaz mı?
Bu, hayati öneme sahip konunun toplum olarak neresindeyiz?
Neresindeyiz anne babalar, eğitimciler, dernek yöneticileri?
Neresindeyiz sevgili gençler, söyleyin neresindeyiz?
Ne kadar bilincindeyiz olayın ciddiyetinin? |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|