|
|
................... |
|
................... |
KIZIMA MEKTUP |
10.02.2007 |
|
YEMUZ
Nevzat Tarakçı |
................... |
................... |
Aramıza katıldığın gün, mutluluğumuzu
görmeliydin.
Neşemiz artmış, hayat, gülümseyen tarafıyla en saf en temiz
sevgileri taşımıştı aileye.
Küçücükken bile severdin paylaşmayı; şen, şakraktın, gülücükler
dağıtırdın etrafa.
O ilk yürüdüğün günü unutmak mümkün mü? Ne kadar çok sevinmiştik.
Okulla başlamıştın Kafkas danslarına. Minik ekip elbiseleri ne
kadar güzel yakışmıştı. Ne çok severdin dernek gecelerinde
görev almayı. Aşkla, şevkle, heyecanla çok da güzel yapardın
görevini.
Hep pozitif bakar öyle algılardın her şeyi.
Çok çabuk büyüdün, okulunu başarıyla bitirdin, şimdi çok uzaklarda
okuyorsun.
Uzaklardasın, hayatın içindesin alabildiğine. Sorumlulukları
artmış kocaman bir kızsın artık.
Yurtdışında olmanın mutlaka zorlukları vardır. Alışkın olmadığın
ortamın, dil bilmemenin verdiği zorluklar, olumsuzluklar. Bunlar
üzüyor mu seni?
Yoksa kaldığın o güzel diyar, coğrafya olarak uzak da olsa, çok
yakın ve sıcacık mı geliyor sana?
Değil mi ki orası atalarımızın doğduğu, yaşadığı yerdir.
Değil mi ki buram buram tarihimiz, kültürümüz kokuyor o diyar.
“Ne yalnızlığı, ne uzaklığı, çok mutluyum ben ata
vatanımda!”
“Bu güzellikleri bu yaşta nasip ettiği için binlerce kez
şükrediyorum Allah’ıma!“
“Kültürümün başkentindeyim, ne mutlu bana!”
“Bu fırsatı çok iyi değerlendirip tıp eğitimimi tamamlamak,
kültürümü layıkıyla tanımak, dilimi eksiksizce kavramak, toplumuma
faydalı olabilmektir tek amacım!” mı diyorsun.
Biz inanıyoruz sana; sevgine, hoşgörüne, idealine. Donanımlı bir
kız oldun sen. Kompleksiz, kaprissiz birisin. Hayatı doğru
anlamak, doğru yaşamak, kültürüne, toplumuna, insanlığa faydalı
olabilmektir çaban.
Ne mutlu sana güzel kızım, iyi ki doğdun, iyi ki varsın.
Biz senden hiçbir zaman olağanüstü bir deha, bulunmaz bir evlat
beklentisi içinde olmadık. Daima kendin gibi olmanı istedik.
Senin de her insan gibi zaaflarının olabileceğini, genç olduğunu
hiçbir zaman unutmadık.
Yaşama sevinciyle dolu, sağlıklı ve neşeli olman bizim için
fazlasıyla yetiyor.
Sevgili kızım, nerde olursan ol, çok rahatız biz, çünkü sen bu
yaşta varlığın eşsiz ahengini ve doyumsuz rengini kavramış,
sevgiyi anlamış durumdasın.
Unutma, sevgi, hayatın özüdür, gençliği ve mutluluğu o besler!
Güzel kızım, çoğu zaman sinirli ve huzursuz çocuklar, mutsuz
evliliklerin, huzursuz ailelerin ürünüdür.
Sen, seni gönülden seven, uyumlu bir aileye sahip olduğun için
beden ve ruhça sağlıklısın, bunun için de şükürler olsun mutlu bir
insansın.
Günümüzde mutlu insan sayısı o kadar az ki… Kimi boyundan,
saçından, kaşından şikâyetçi; kimi başarı ve para peşinde, kimi
eşinin dostunun, komşusunun malvarlığını veya itibarını
kıskanmakta, kimi de başarılması imkânsız ham hayaller peşinde
ömrünü tüketmekte.
Sense çok şükür bu tür hırs ve doyumsuzlukların çok uzağındasın.
Sıkıntıların geçici olduğunu, başarının ancak çalışmakla elde
edilebileceğini iyi biliyorsun.
Sevgiye, dostluğa, hoşgörüye, dayanışmaya düşkünsün, bunlara önem
veriyorsun.
Seni çok seviyoruz sevgili kızım.
Sen hiçbir zaman mutluluğu yanlış yerlerde, basit ortamlarda,
gönül eğlencelerinde aramadın.
Yaşının üstünde bir olgunlukla mutlu oldun en ufak şeylerden.
Hep böyle mutlu ol, mutluluğunla herkese katkı sağla!
Unutma, seni çok seviyor ailen, çok seviyor eşin dostun, akraban.
Ne mutlu sana ki hayatı her şeye rağmen zengin, renkli ve
yaşanmaya değer buluyorsun.
Böyle kimliği ve kültürüyle barışık, ufku açık, bir Çerkes kızını
kim sevmez, kim gurur duymaz ki… Ailen de seninle hep gurur
duyuyor, sana inanıyor, sana güveniyor.
Şen, şakrak güzel kızım, zihnin, bahtın ve yolun hep açık olsun!
Hepimiz seni çok seviyoruz.
İnsanlar sevgi ve sabırla mermere, demire şekil vermekte, nice
olmaz sanılanları gerçekleştirebilmektedir.
İnanıyoruz senin hamurunda sevgi, hammaddende hoşgörü vardır.
Çerkes toplumunda kız çocuğunun önemini, ona verilen değeri, onun
saygın yerini biliyorsun. Ailenin zarif, nazenin çiçeğisin sen.
Sen iyi yetişmelisin. Sana ihtiyacı var toplumunun, kültürünün
bunu sakın unutma!
Sakın:
“Çalışma için her gün ve her saatin en uygun zaman olduğunu
unutma!”
“Çalışmanı erteleme, zira her günün derdi gibi, işi de kendine
yeter.”
“Bir zamanda bir iş yap, yalnız bir ders, bir kitap, hatta bir
konu üzerinde çalış.”
“Çalışma sevgisi güçlükleri yenmekten doğar. Güçlüğü yenmekten
doğan manevi zevk doyumsuzdur.”
“Gece yatağına uzandığında ertesi günün planıyla uyumalısın.“
“Bir işe öfkeli ve sinirli iken karar verme; bekle öfken geçsin.“
Eğer:
Sen, yeri geldikçe tüm olumsuzluklara rağmen yüreğine “ dayan!”
diyebiliyorsan,
Seni olumsuz etkileyen çevrene, arkadaşlarına rağmen dürüst
kalabiliyorsan,
Eskisi gibi okuyabiliyor, zamanını iyi değerlendirebiliyorsan,
kültürel değerlerinle ilgili hassasiyetini koruyorsan bir kez daha
gönülden kutluyoruz seni!
Okumak kadar güzel şey var mı? Kitap, hayatı kolaylaştırır,
bilinci arttırır, donanımı güçlendirir. Okumaktan vazgeçme sakın!
Biliyorsun, dünya artık etkili ve çok hızlı okumakla meşgul.
Unutma hayatta başarı ve saadetin anahtarı senin elindedir. Önünde
yepyeni pırıl pırıl günler var. Günün tadını çıkararak yaşa.
Başkalarına faydalı ol! Gün dolduğunda şükrederek: “ Yaşadım,
mutluyum çok şükür!” diyerek.
Her yeni güne daha inançlı daha güçlü olarak başla.
Başarının reçetesi basittir: akıl + doğruluk + hedef + sebat
“Geleceği daha güzel yapmak benim elimdedir!” de, neşeli ol.
Herkes seni neşen ve güler yüzün için arasın.
Bilirsin başarısız kişiler, şüpheci, korkak, hedefsiz, kararsız
kişilerdir. Bencildir bunlar, başkalarını sevmezler. Kendi
kendilerine de güvenmezler.
Hâlbuki başarının sırrı insanın kendine güvenindedir.
Arkadaşlarını iyi seç. Kötü arkadaş uğruna günlerini harcayıp
zehir etme.
İyi arkadaş dedikodu yapmayan, yalan söylemeyen, kimsenin şahsi
hayatına karışmayan kişidir.
Arkadaşlarını iyi seçemeyenlerin hayatta başarı şansları pek
azdır.
Ümitli, neşeli ve hoşgörülü ol. Hayat rengârenktir, hayat tatlı
bir ahenktir, doğru yaşamasını bilenlere.
Eleştirilmekten sakın korkma, zira meyveli ağaç taşlanır.
Yeni hayatında geriye bakma.” İstedim ve yaptım, şimdi daha
iyisini daha güzelini yapacağım.” diyerek çalışmanı sürdür.
“Şans denilen şey bileğinin ve aklının gücüdür.”
Önemli olan hayatın, mutluluğun ve başarındır. Geçici şeylerin
esiri olma.
Daima insan tarafını güçlendirerek yaşa. Almak istiyorsan
vermesini, sevilmek istiyorsan sevmesini bil!
İnancına bağlı, kimliğiyle barışık, kültür değerlerine sahip,
değerleriyle övünen, toplumuna faydalı bir genç olarak hayata
atılırsan sevincimiz katlanacaktır. Milletin, kültürün, ailen bunu
istiyor senden.
Seni çok seviyoruz!
Hayatı dar açıyla seyreden, yalnızca bugünü görebilen daima gönül
eğlendiren gençler değil; geleceği düşleyen, yıllar ve yüzyıllar
sonrasını görebilen, büyük düşünen gençlere ihtiyaç vardır.
Karanlığa sövüp saymak yakışmıyor gençliğimize, şikâyetten
vazgeçip, bir mum yakmaktır gençlere yakışan.
Büyük insanları büyük yapan idealleridir. İdealleriniz olacak,
bunun için yürekler ortaya konulacak. Bunun için uykular zincire
vurulacak.
Sahip olduğumuz tarihi ve kültürel mirası, ne pahasına olursa
olsun, gelecek kuşaklara sizler taşıyacaksınız.
Hayallerimizi gerçekleştirmek için hiçbir bedel ödemeyi göze
alamadığımız sürece hayallerimiz heves olarak kalacaktır.
Geleceğin aydınlık olmasını isteyen toplumlar, geleceği
şekillendirecek olan gençlerini iyi yetiştirmek zorundadır. Biz
büyükler de bunun bilincinde olmalıyız.
İyi yetişmeli Semalar, Janlar, Reşatlar, Faruklar, Nartlar…
İyi yetişmeli Güraylar, Savaşlar, Hamitler, Melihler,
Setenaylar…
Sevgili kızım,
Zihinleriniz bilgiyle, yürekleriniz sevgiyle, güzelliklerle
dolsun, başarı ve mutluluk sizinle olsun! Yolunuz ve
bahtınız açık olsun!
Sizleri çok seviyoruz, sizlere güveniyoruz. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|