...................
...................
CC ve “GUBSEGE” 
22.12.2007
YEMUZ Nevzat Tarakçı
...................
...................
Güzel şeyler yapmak neden kıskandırır bazı insanları?

Neden samimi çabaları alkışlamak yerine zaman zaman gurur ve cehalet eksenli küçük ayrıntılara takılırız?

Niçin bardağın dolu kısmını değil de hep boş tarafını görür aldanırız?

Neden nâdanlıkla anılırız? 

Yoksa CC kimileri tarafından meyveli olduğu için mi taşlanıyor?

Oysa insaf ve sağduyuyla baktığımızda apaçık görürüz CC’nin yaptığı güzel çalışmaları.

Meğer ne güzel şeyler yapmış CC.

CC'deki gençler ne hoş icraatlara imza atmış 

Ben de bir boyutuna şahit oldum.

Gördüm, ortak oldum bu güzel gençlerin dalga dalga yayılan temiz duygularına yüksek ideallerine.

Takdir-i şayan birlikteliklerini mutlulukla, gururla gözlemledim.

Komplekssiz, kaprissiz samimi tavırları yüreklere su serpiyordu. 

Bir proje hazırladı gençler, “Gubsege” (gönülden, kalpten) dediler adına.

CC’li gençleri bu projeyle harika mesaj verdiler.  

Daha da önemlisi güzel şeyler düşünmekle yetinmeyip bu güzelliği hayata geçirdiler

Örnek oldular, samimiyeti, çalışkanlığı, birlikteliği somut hale getirdiler.

Gönülden kutluyorum bu gençleri zira büyük işti başardıkları. 

Kim bu gençler, ne yaptılar ki bu kadar heyecan duyacak?

Gençlerin, “ Yaz tatilini nerede geçireyim?” telaşını yaşadığı bir zamanda, bizim gençler:

Bu tatilde başkaları için de yaşamanın somut örneğini vereceğiz.

Kültürümüzün gereğini yansıtacağız.

Gönüllere gireceğiz.

Harçlıklarımızı, aylıklarımızı birleştirip Anadolu’nun herhangi bir köyünde yıkık dökük bir okulu harika bir eğitim yuvası haline getireceğiz.

Boyasını, badanasını biz yapacağız.

Tuvaletini biz boyayacağız.

Malzemesini biz temin edeceğiz.

Teknik donanımını sağlayacağız, dediler.

Dediler ve sözde bırakmayıp elleri tutuşturdular, yürekleri birleştirdiler.  

İnanın bu gayretli, samimi, sıcacık gençler çok büyük işler başardılar.

“Kâfe” yi oynarken, “yunafe”yi dinlerken örnek oldular.

Büyüklerine de ders verircesine ellerini tutuşturdular, gönüllerini birleştirdiler.

Düğünde temiz “Çerkesce”leriyle gönüllere girdiler, alkışları aldılar.

“Gençlik iyi yetişiyor!” dedirterek ümitsizlikleri yıktılar. 

Bu iyiliğe, erdeme, yardımseverliğe kilitlenmiş gençler, bir muhabbet korosu oluşturup, yeni ufuklara güzel geleceğe beste yaptılar.

Gönül hayatımızı renklendirdiler.

Başkalarını düşünmenin, unutulmaya yüz tuttuğu bir dünyada, saygı ve sevgi dolu bakışlarla gönülleri mutlulukla titrettiler.

Kafkas toplumunun en duyarlı noktasında, en ince ayrıntısında buluştular, gönüllerde birleştiler. 

Bu insani tavırlara susayan çevre halkı yaşlısı, genciyle bu fedakâr gençleri kucakladı bağırlarına bastı. 

İşte dayatılan değil derinlerden gelen bir saygının bir gayretin gücü!

İşte Çerkes gençlerinin asaleti, zarafeti! 

İnanıyorum ki; “ İnsan ve topluma erdemin, sevgiyle ve gönüllere girerek geleceğini söyleyenler kazanacaktır! ” 

Bir büyük geçmişin arka planına yaslanarak Kafkaslının asalet ve zarafetini davranışlarıyla gösteren, özlerinde taşıdıkları bu kültürü güler yüzleriyle saygılarıyla tablolaştıran bu gençler, gelecek adına anlamlı mesaj verdiler. Umarım biz büyükler bu mesajı gereği gibi algılamışızdır! 

Bu sıcak yaz gününde alışılmışın dışında sıcacık bir coşku vardı Göksun’ un Hacıömer Köyü'nde.

Kızlı erkekli zarif Çerkes gençleri görev başındaydı. Değişik illerden bu proje için buraya gelen gençler çoğunun daha önce hiç görmediği bu köyde sabahın erken saatinde iş elbiselerini giyecek, okulun kirini pasını temizleyecek, tanımadıkları küçük kardeşlerinin daha iyi ortamda eğitim yapmalarına katkı sağlayacaklardı. 

Başladılar, bitirdiler ve kardeşliğin, paylaşmanın anlamlı bir boyutunu hayata geçirdiler.

Taşıdıkları kültür değerlerinin farkında olarak,

Bu misyonu taşımanın sorumluluğunu hissederek.

Gençlik olmadan geleceğin de olamayacağı mesajını vererek. 

Gözlerde alışkın olmadığımız bir ışıltı, yüzlerde sevecen bir gülümseyiş ve hallerinde müşfik bir edayla. 

Yüreğinize sağlık “Gubsege”nin güzel gençleri.

Sizler, çok konuşan, çok kişiden çok daha güzel şeyler başardınız.

Anlamlı bulduğunuz bir projeye yüreğinizi koydunuz, paylaşmanın, samimiyetin, birlikteliğin tablosunu oluşturdunuz.

Tekrar hepinizi kutluyorum.

Hele de gurubun güzel thamadesi, senin yüzündeki o tebessümün, tertemiz kalbindeki heyecanın hiç eksik olmasın.

Sizin gibi gençlik yetişirse mesele kalmadı demektir. 

Hiçbir maddi çıkarın olmadığı, benlik ve gururdan uzak bir atmosferde yüreğinizin sesini dinlediniz.

Aslında siz yıkık dökük bir okulu günlerce gece gündüz çalışarak yeniden inşa etmenin ötesinde, yıkık gönülleri, ümitsiz yürekleri inşa ettiniz.

Güç oldunuz, enerji doldurdunuz. 

Çerkes gençlerinin  “kâfe”nin ötesinde ne yapabileceğini gösterdiniz. Gerektiğinde sevgi halkasının nasıl oluşabileceğini ispatladınız.

En güzel şekilde ”kâfe”nin de hakkını verdiniz.

O güzel düğündeki duruşunuzla, oyunlarınızla izleyen herkese örnek oldunuz.  Düğündeki konuşmanızla, temiz Çerkesce'nizle o ortamda bulunan kadın erkek, yaşlı genç herkesi heyecanlandırdınız, gönüllere girdiniz.  

Ben sizleri daha sonra Kayseri festivalinde gördüm, Göksun şenliğinde izledim.

Aşkla şevkle aynı samimiyetle koşuyor herkesi kucaklıyordunuz.

Bir kez daha gönülden kutluyorum sizi. 

Ve sormadan da edemiyorum “Nerdesiniz?”

Size çok ihtiyacımız var, ses veriniz!