Nerede, hangi salonda bir Kafkas
programı yapılsa, programla hiç ilgilenmeden, hiçbir şeyi
önemsemeden Çerkes bayrağı arayanlar.
Bulamazsa kıyameti koparanlar.
Bulursa, bayrağın boyuna
takılanlar.
Boyu da yeterliyse, “Hangi ’boy’
un bayrağı?”diyenler.
“Adigey mi? “
“Kaberdey mi?”
“Niye Abahazya bayrağı değil?”
demekten vazgeçemeyenler.
Bayrağa takanlar.
Programın niteliğini, içeriğini,
düzenini, akışını, üslubunu hiç merak etmeyenler.
Bayrağa takılanlar.
“Hangi ülke olursa olsun, hangi
salona asılırsa asılsın en büyük bayrak, Çerkes bayrağı olmalı!”
diyip bayrağın boyutunda boğulanlar.
“Salonda, alanda varsa Çerkes
bayrağı sorun kalmamıştır!” diyenler.
Devamında ise:
“Bir dur bakayım! “
“Çeçen bayrağı, Abhaz bayrağı değil
mi yoksa bu bayrak!
“Yoksa Dağıstan, Kaberdey, Adigey…
bayrağı mı? “
“Ne anlamı kaldı ki, benim
“boy”umun bayrağı değilse!” diyenler.
Bayrak özgürlükse,
Bayrak, insanca hür yaşamaksa,
Bayrak sevgisi, ne ulvi bir
duygu, kim alkışlamaz ki bu sevgiyi?
Bayrağa saygı;
Topluma saygıysa,
Milliyetçilikse,
Vatanperverlikse ne hoş bir duygu!
Ama bu “ Sadece benim bayrağım
sevgiye, saygıya layıktır, diğerleri tu kakadır!” boyutuna
gelirse, otur ağla, kalk ağla!
Var mı daha aramızda Kafkasya’yı
dünyanın merkezi, “ Çerkes ” ligiyse evrenin ekseni sananlar?
Efsanelerden, genel kabullere
geçemeyenler!
Başkalarının da güzelliklerinin
olabileceğini, insana yakışanın evrensel değerlere saygı duymak
olduğunu, düşünemeyenler!
Milliyetçiliği, kupkuru ırkçılık
sananlar!
Bayrağa takanlar, bayrağa
takılanlar, bayrakta boğulanlar!
Ezberini tekrar edenler, yeni
güzelliklere yelken açamayanlar!
Siyah ve beyazdan başka renk
tanımayanlar!
Hâlâ var mı sizce?
Sahi, “Tek bayrak, benim bayrak!”
mantığını kullanan var mıdır aramızda?
Sözüm, tabii ki bayrağını
sevenlere, bayrağına değer verenlere, bayrağının değerini
bilenlere, topluma katkı için çırpınanlara değil asla!
Sözüm, “Neden Türkiye’de Türk
bayrağı, Rusya’da Rus bayrağı var?” diyenlere.
“Neden Türkiye’de Atatürk’ün,
Ürdün’de kralın posteri asılıyor?” diyenlere.
Bu şarkılar eskimedi mi sizce de?
Yaşadıkları devletin yasalarını
tanımayanlar, devletlerarası hukuk kurallarını anlamak
istemeyenler ne yapmak istiyor anlayan var m?
Anlayan var mı, “Ben sevmeden
sevilmeyi bekliyorum!” diyenleri?
Var mı anlayan “Nefretin
karşılığının sevgi olabileceğini ” sananları?
Bir aydınımızın, yılların
tecrübesiyle derinden acılar hissederek sitemkârane “ Türkiyeli
Çerkeslik miğferi “ dediği bu mu yoksa?
Her bayrak saygıdeğerdir!
Elbet, her bayrağa saygı
duyulmalı.
Ya, her ne sebeple olursa olsun,
dedesinin kanını da taşıyorsa bu bayrak…
Ya da bayrağını veya bayrağının
dalgalandığını hiç görmediyse bu insan!
Ne dersiniz?
Bence, bayrakların büyüklüğünü
değil de yüreklerin büyüklüğünü tartışalım önce!
Yüreklerdeki bayrakları konuşalım!
Gönüllerdeki barış duygusunu,
özgürlüğü, sevgiyi, kardeşliği…
İnsanların toplumu, kültürü, öz
değerleri için ne yaptıklarını, ne yapabileceklerini konuşalım.
Toplumu için yazan, toplumu için
konuşan, kültürü için üreten güzel insanları konuşalım.
Konuşalım da sayıları artsın örnek
şahsiyetlerin.
Konuşalım, toplumuna hizmet için
çarpan yürekleri, başkaları için de yaşamayı hayat tarzı kabul
etmiş yiğitleri!
Konuşalım, bu yiğitlerin
yüreklerinin zirvelerinde temiz duygularla dalgalanan o güzel
bayrakları.
Konuşalım da toplum olarak bizler
de ideallerimizi, asalet ve zarafetimizi, bayraklaştırıp
gönüllerimizin zirvesine dikelim!
Yüreklerimiz, özgürlük ve barış
duygularıyla dalgalansın!
Bu bayraklarla gönüller
fethedilsin!
Bayrağa saygı, hiç şüphesiz, onun
temsil ettiği değerlere, birliğe ve bütünlüğe, bağımsızlığa sahip
çıkmaktır.
Tabii ki toplumumuzun, 1864’ten
gelen vatan, bayrak hassasiyeti asla unutulmamalı!
Bayrak ve vatan boyutunda biriken
acılar, bu acıların büyüttüğü öfkeler mutlaka vardır, olmalıdır.
Ama asla sevgi ve özlem, nefrete,
kine, öfkeye dönüşmemeli.
Her ne hal olursa olsun, her
tavırda akıl ve sağduyu hâkim olmalı.
Bayrak elbette toplumun mührüdür.
Güvenin, birliğin, barışın
dalgalanan sembolüdür.
Bayrağı sevmek, özgürlüğü, barışı,
insanlığı sevmektir.
Kıskançlık, nefret gibi duygular
rüzgârı olmasın bayrakların.
Dostlukların, güzelliklerin
rüzgârı dalgalandırsın bayrakları.
Hoşgörü, tahammül ve anlayış
bayraklaşsın gönüllerde.
“Benim bayrağım bana ne diyor
acaba?” diyip bayrağıyla dertleşenlere,
Yüreğindeki vatan aşkıyla yanıp
tutuşanlara,
Bayrak sevgisiyle coşanlara,
İnsanlığa hizmet duygusuyla
devleşenlere binler selâm olsun! |