...................
...................
CC’DEKİ YAZI, TV’DEKİ HABER
02.06.2008
YEMUZ Nevzat Tarakçı
...................
...................
Bilgisayarımın ekranına yoğunlaşmış, merak ve heyecanla CC’deki “Adige Kültür Derneğimiz Samsun'da Doğuyor” yazısını okuyorum.

Odadaki televizyonun açık olduğunun farkında bile değilim.

Bu akşam okunacak çok yazı, yapılacak çok iş var.

Hani, “vakit nakittir” derler ya!

Hani, insan bazen saniyeleri böler öyle harcar ya, işte öyle bir an! 

CC’deki yazı, yoruyor beni.

Okuyorum, okuyorum ama çok karışık duygularla doluyorum.

Karmakarışık duygulardan sıyrılma çabasındayken, TV’deki haber ilişiyor gözüme.

Türkiye’de yapılan, 110 ülkenin katıldığı “Türkçe Olimpiyatları” haberi.

Renkleri, dilleri, dinleri ayrı yüzlerce çocuk, sevgi potasında buluşmuş, tek yürek olmuş adeta. 

Afrikalı sevimli siyah kız, bembeyaz dişleriyle yüreğinin sesini yansıtıyor ekrana:  

Ben esmer bir çocuğum
Gülünce parlar dişim
Kutuplarda yaşayan
Eskimolar kardeşim.
 

Biz dünya çocuklarıyız
Bir ağacın dalıyız
Evreni kucaklayan
Sevgi ile barışız. 

“Adige derneği kuruluş haberinden” adeta dünyayı bir araya getiren, onları sevgi atmosferinde buluşturan rengârenk çocukların dünyasına dalıyorum.

“Aranızda ‘Adige’ var mı? Ben de ‘Adige’yim!” diyorum. 

Bu birliktelik, bu renklilik, kelimenin tam anlamıyla ciddi bir kültür şöleni. 

Dünya bir araya gelmiş sanki, renkler farklı, dinler farklı, diller farklı. Bu çocuklar, adeta Birleşmiş Milletleri İstanbul’a taşımış.

Dünya çocuklarının oluşturduğu dünya korosu, "Biz dünya çocuklarıyız, bir ağacın dalıyız, evreni kucaklayan, sevgi ile barışız!" diyordu. 

Dünya birleşiyor, renkler ve diller aşılıyor, dinler uzlaşıyor!

Ya biz?

Biz neyle meşgulüz?

Kıtalar birleşirken, insanlık ortak paydalarda buluşurken biz neyi konuşuyor, nelerle uğraşıyoruz?

Yoksa biz küçük mü düşünüyoruz?

Birlikteliğin gücüne mi inanmıyoruz?

Oyuna mı geliyoruz?

Ayrılıyor muyuz, bölünüyor muyuz? 



Ben, “Adige Derneği” konusunda işin başındaki güzel insanların samimiyetine inanmıyor değilim.

Onların iyi niyetlerinden de şüphe etmiyorum.

Ancak bizim, iyi niyetten fazlasına ihtiyacımız var! 

Takıldım kaldım TV ekranına. 

Rengârenk çocuklar, biz büyüklere adeta "Siz anlamak istemeseniz de bizim hedefimiz dünya kardeşliği ve dünya barışı!” diyordu. 

Terlemiş, bunalmış bir halde, karmakarışık bir ruh haliyle asıl konuma dönüyorum.

Yine CC’deyim, yine Adige derneğinde.

“Adige derneği kurulacak. Güneş Samsun'dan doğacak!”

Güneş, ayrılıklara doğmasın, birlikteliğe, kardeşliğe doğsun!

Aramızdaki sevgiyi büyütsün her yeni doğan güneş!

Yeni doğan her güneş, bu güzel topluma birliktelik şuuru getirsin.  

 

Kafkas kültür derneği mi, Adige kültür derneği mi?

Düşünüyorum, gerek var mıydı bu yeni isimlere?

Rahatsız etmez mi bazı kardeşlerimizi?

Daraltmaz mı alanımızı?

İsimlerin gücü, sanıldığından çok mu daha önemli yoksa?

Bugüne kadar yapmak istediğimiz hangi faaliyete derneklerimizin ismi mani oldu?

Yeni isim hangi noktada işimizi kolaylaştıracak, hangi meselemizi halledecek?  

İnanmak istemiyorum fakat galiba ciddi şekilde küçülüyoruz.

Ne yazık ki ayrılıyoruz, ayrışıyoruz.

Evet, yanlış yapıyoruz?

Herhalde bu işe bizden çok başkaları sevinecek. 

Ah şu sözcüklere takılanlar!

Biz,  sözcüklere takılmadan, büyük düşünmek zorundayız.

Biz, tarihten gerekli dersi almak durumundayız.

Biz, bu mantıkla nasıl engelleri aşacağız, rakiplerimizle nasıl yarışacağız?

İnanın bizim daha yapacak çok işimiz var! 

CC’ deki yazı ve TV’deki haber, karmakarış etti aklımı.

“Ben oynamıyorum!” diyorum ve bilgisayarımla birlikte televizyonu da kapatıyorum.

Masamda yarım kalmış çayım gibi ben de buz gibi oluyorum.

Konulardan ve kendimden kopuyorum.

Gecenin ilerlemiş bu saatinde, medet umduğum uykunun sevimli, sıcak ve şefkatli kucağına bırakıyorum kendimi. 

Uyumak üzereyim ama kulağımda çınlıyor çikolata renkli sevimli küçük kızın sesi:  

Bir şarkı söylemek istedim  
Senin tenin siyah dediler  
Ben bir Afrikalıyım dedim  
Seni yesin timsah dediler.
 

İnsanım ben de olsam da kara  
Kalbim vicdanım aktır benim

.....

Beni de alın aranıza  
Duymuyor musunuz sesimi  
Ortak olayım yaranıza  
Üfleyeyim nefesimi. 
 
Ben bir Afrikalı çocuğum  
Sizlerden hiç farkı olmayan  
Göğsünüzde mavi boncuğum  
Ve siyah bir gülüm solmayan.