Küçülen dünyada, milletler sınırları
kaldırıp birleşiyor.
Toplumlar, güç birliğine giderek
büyümeye çalışıyor.
Bizden bazıları da, Kafkas
toplumunun en az kesimine hitap eden en küçük derneği ilk önce
kim kuracak diye yarışıyor.
Ne acı değil mi?
Birleşmek dururken, büyümek
varken, ortak paydaları geliştirmek mümkünken bölünmek,
küçülmek, güdükleşmek…
Yazık, gerçekten çok yazık!
Hayatı doğru anlayıp doğru
yaşayanlar, insanları sadece insan olduğu için sevip onları
kucaklarken, renk, dil, din çoktan aşılmışken bu küçük
düşünceler de nereden çıkıyor?
Son derce çileli bir hayat
yaşayan ecdadın bir avuç torunları daha nereye kadar
bölünecekler ne kadar küçülecekler!
Hiç mi tarihten ders alamıyoruz?
Hâlâ birilerini ayırarak,
“biz” diyerek, ”ötekiler” diyerek, iterek, kakarak
nereye ulaşmaya çalışıyoruz?
Neden binlerce ortak paydada
buluşmuyoruz da farklı küçücük bir noktada ayrışıyoruz!
Bu yeni oluşumda kötü niyet var mıdır?
Sanmıyorum.
Olsa olsa iyi niyetlerle
yapılan büyük yanlışlar vardır.
Söylemeye dilim varsa,
Gaflet vardır, diyeceğim.
Benlik vardır, diyeceğim.
Hastalıklı bir mensubiyet duygusu
vardır, diyeceğim!
Ama inanın söylemeye dilim
varmıyor.
İnanıyorum ki, eleştirdiğim bu
oluşumda, toplumu için gayret gösteren fedakâr insanlar da
vardır.
Bunlar da böylesinin doğru
olacağını sanıyordur!
Umuyorum aklıselim galip gelsin.
Birlikteliği savunanlar
kazansın.
Kabileciliği ön plana çıkaranlar,
küçük düşünenler değil, ulus olmayı isteyenler galip gelsin.
Geriye dönüp düşünüyorum da:
Büyük Çerkes aydınlarının (!)
bazısı bu güne kadar hep anlattı ama maalesef anlayamamışım.
“Kafkasya” adı bize uymaz.
Bu kavramda, bize yabancı birçok
halk var.
Derneklerimizin adı “Kuzey
Kafkasya” olmalı.
Yok, “Kuzey Kafkasya”da
olmaz, çünkü burada da birçok yabancı var. “Çeçen”i var, “Oset”i
var, “Avar”ı var… Derneklerimizin adı “Kuzeybatı Kafkasya”
olmalı.
“Kuzeybatı Kafkasya”da
olmaz, olamaz!
Birçok yabancı halklar var burada
da. “Adige”si var “Abhaz”ı var… Derneklerimizin adı olacaksa
“Adige” olmalı.
“Adige” de olmaz, bu da çok
karışık “Kaberdey”i var, “Abzeh”i var…
“Kaberdey” olmalı, işte
“Kaberdey” derneği olursa mesele hallolmuş demektir.
O zaman kültürel ve sosyal tüm
meseleleri halletmiş oluruz.
Ne dil problemimiz kalır, ne
kültürel miras derdimiz.
Yook… O da olmaz!
Biz, daha iyi çalışmak, bu
kültüre daha fazla katkı sağlamak için sülalemizin,
kabilemizin derneğini kuracağız.
Yanlış anlamayın, bölmek,
bölünmek değil amacımız, bilakis bütün derneklerle, ulusal ve
uluslar arası kurum ve kuruluşlarla uyum içinde çalışacağız,
daha başarılı olacağız. Hem bu sayede birçok “Çerkes
Federasyonu” kurma imkânı da doğacak, yani zenginleşeceğiz.
Daha sıcak, daha samimi, daha
tertipli olmak adınadır bu çalışma.
Hem ne gereği var küçüklükten
beri tanışan, sevincini, acısını gönülden paylaşan, yıllardır
birbirini tanıyan, kan bağı olan sevgili eşler, dostlar ve dahi
ahbaplar varken…
Kim demiş birlikten kuvvet
doğar diye?
Safsata!
Ne olur geliniz, geniş yollar, otobanlar varken çıkmaz sokakları
denemeyelim!
Küçük ayrıntılara takılıp
kalanlar, küçük ufuklarda boğulanlar, küçük düşünenler değil
mi?
Unutmayalım, küçük düşünceler,
küçültür bizi!
Bize, büyük hedefler için büyük
hayaller gerekir!
Değil mi ki gelecek büyük
düşünenlerindir!
Yine unutmayalım ki, tarih, hep
küçük düşündükleri ve yarını okuyamadıkları için dev gibi
yerleri küçültmüş iyi niyetli insanlarla doludur.