Birileri, yanlış anlamaya hazır
zihinleriyle, insafsız eleştirilerle meşgulken,
Yargılama ve sorgulamada
ustalaşmışken,
Bardağın boş tarafına takılıp
ayrıntılarda boğulurken,
Küçücük meselelere ciddi zaman
ayırırken,
Sabır ve enerji teferruatta
harcanırken.
Kişiler , bu uğurda hırçınlaşırken,
Birbirini kırıp dökerken;
Bir diğeri bardağın dolu tarafına
bakıyor.
Başarıyla uğraşıyor, başarıyı
ödüllendiriyor, örnek şahsiyetleri seçerek bunları toplumuna
model olarak sunuyor.
Toplumuna, kültürüne hizmeti amaç
edinmiş güzel insanları,
Hizmet üretenleri,
Beyin fırtınası oluşturanları,
Çoğu zaman sessiz yaşayan,
”görünmez”leri,
Karşılıksız sevenleri,
Daha da önemlisi, doğru
yaşayanları,
Toplumuna model olanları, yani
”en iyileri” anketlerle seçiyor, onları alkışlıyor, onlara
destek veriyor.
Vefanın gereğini yapıyor.
Bu örnek insanları bir adım ileri
çıkarıp onlara toplumun takdirini, sevgisini sunuyor.
Bu davranış, ne kadar insani, ne
kadar zarif, ne kadar yerinde bir davranış değil mi?
Toplum olarak bu düşüncenin
sahiplerini alkışlamalı değil miyiz?
Bu zarif davranışından dolayı
Kafkasdiasporası.com (Uzunyayla.com ) yetkilileri takdiri hak
etmiyor mu?
Düşünüyorum da insana hizmet etmek
kadar güzel bir şeref yok galiba dünyada.
Toplumuna, kültürüne katkı
sağlamak, bu uğurda fazla fazla mesai yapmak ne güzel nitelik.
Hal böyleyken, neden bu toplum
takdiri hak edenleri daha fazla takdir etmeyi akıl etmez?
Niçin takdir etmenin,
ödüllendirmenin sihirli gücüne inanmayız?
Neden iyileri, “en iyileri”
sahneye almaktan bu kadar uzak bu toplum?
Hep yerilen, hep eleştirilen bir
ortamda, hissedilmek, takdir edilmek, anlaşılmak,
daha da önemlisi örnek gösterilmek ne insani bir duygu ne
insancıl bir davranış.
Kafkas kültürü, Kafkas tarihi,
Kafkas toplumunun sosyal hayatına yönelik hizmetlerinden dolayı
değişik konularda (üyelerin oylarıyla) 2008 yılının “en
iyilerini” seçmek için yoğun bir çalışma içinde olan
yetkilileri gönülden kutluyorum.
Kutluyorum, kişilere, olaylara,
fikirlere pozitif bakabilenleri.
Kutluyorum, toplumuna, kültürüne
duyarlı güzel insanları arayıp bulanları.
Kutluyorum, çoğumuzun ufkunu
karartan hırs, gurur, nefret ve öfkeyi aşıp erdeme
ulaşabilenleri.
Ne mutlu toplumuna örnek
olabilenlere.
Ne mutlu yeri geldikçe başkaları
için de yaşayabilenlere.
Küçülenlerin, küçük adamların her
köşebaşını tutuğu günümüzde, bu gönül ve ufuk insanlarını,
bu olağanüstü gayret sahiplerini, ortaya çıkararak onları
onurlandırmak, gelecek nesle örnek olmalarını sağlamak, takdir
edilecek bir davranış.
Deneyimli, başarılı, yürekli
insanları, örnek şahsiyetleri, model olarak toplumunun
huzuruna çıkarmak çok zarif bir düşünce .
Sevgili “kafkasdiasporası.com”
yetkilileri, bildiğim kadarıyla bu toplumda bir ilki
gerçekleştirmiş. İkincisi için de yoğun emek harcıyorlar.
İncecik davranışlarıyla, toplumumuz
adına bu saygıdeğer insanlara teşekkür etmeyi, vefanın gereği
sayıyorlar.
Millet olarak pek de alışkın
olmadığımız sesli, görüntülü takdir etme noktasında ciddi mesafe
katettiler. Takdir-i şayan davranış sergilediler.
Bu iyileri, bu iddialıları, bu
aksiyon insanlarını, bu dava adamlarını toplumun vitrinine
taşıyan güzel insanlar, siz alkışı hak ettiniz.
İyide, güzelde, hizmette yarışmak,
başkaları için yaşamak, kültürün, gayretin, başarının, estetiğin
sembolü olabilmek ne büyük şeref.
Bilirsiniz, yeryüzünde iki tip
insan vardır:
Bir, kendisi için yaşayanlar, iki
başkaları için yaşayanlar.
Şöyle de
söylenebilir: Başkaları için yaşayanlar, başkaları sayesinde
yaşayanlar.”
”Birinciler; acımasız,
egoist, zalim, kural tanımaz ve insani değerleri hiçe sayan
benciller... Mutlulukları anlık ve yaldızlı, elem ve ızdırapları
ise kalıcı ve tahrip edici. Böylelerinin ne kendileri huzur bulur
ne de beraber oldukları, beraber yürüdükleri, birlikte iş
yaptıkları. Çorak huzursuzluk adacıkları... „
”İkinciler, mefkure sahibi,
insanlar için dertli ve sancılı. Bu yüzden merhametli, şefkatli,
ümitli, hoşgörülü, sevecen ve hayır yarışçıları. Münbit huzur
adaları... ”
İnsanları şu
şekilde gruplamak da mümkün:
Sorun olan
insanlar, çözüm olan insanlar,
Ümit kıranlar, ümit
verenler,
Dert üretenler,
deva üretenler,
Şikâyet edenler,
çare bulanlar…
Biz, yıkmaya ara vermeliyiz.
Kırmaya, dökmeye paydos demeliyiz.
Kem sözü unutmalıyız.
Sıra takdir etmede, sıra
bardağın dolu tarafını görmede, sıra yapmada, tamir etmede...
Nazik insanların takdirine layık
olabilen zarif insanlar, ne mutlu size.
Sizinle övünüyoruz, sizi gönülden
kutluyoruz.
Yer yer ufkumuzun karardığı,
sorunlarımızın katlandığı günümüzde bu güzel insanlara ne kadar
hasret ve ne kadar muhtacız. |