...................
...................
“EN İYİLERİ” ARAYANLAR
03.01.2009
YEMUZ Nevzat Tarakçı
...................
...................
Birileri, yanlış anlamaya hazır zihinleriyle, insafsız eleştirilerle meşgulken,

Yargılama ve sorgulamada ustalaşmışken,

Bardağın boş tarafına takılıp ayrıntılarda boğulurken,

Küçücük meselelere ciddi zaman ayırırken,

Sabır ve enerji teferruatta harcanırken.

Kişiler , bu uğurda hırçınlaşırken,

Birbirini kırıp dökerken;

Bir diğeri bardağın dolu tarafına bakıyor.

Başarıyla uğraşıyor, başarıyı ödüllendiriyor, örnek şahsiyetleri seçerek bunları toplumuna model olarak sunuyor.

Toplumuna, kültürüne hizmeti  amaç edinmiş güzel insanları,

Hizmet üretenleri,

Beyin fırtınası oluşturanları,

Çoğu zaman sessiz yaşayan, ”görünmez”leri,

Karşılıksız sevenleri,

Daha da önemlisi, doğru yaşayanları,

Toplumuna model olanları, yani ”en iyileri” anketlerle seçiyor, onları alkışlıyor, onlara destek veriyor.

Vefanın gereğini yapıyor.

Bu örnek insanları bir adım ileri çıkarıp onlara toplumun takdirini, sevgisini sunuyor.

Bu davranış, ne kadar insani, ne kadar zarif, ne kadar yerinde bir davranış değil mi?

Toplum olarak bu düşüncenin sahiplerini alkışlamalı değil miyiz?

Bu zarif davranışından dolayı Kafkasdiasporası.com (Uzunyayla.com ) yetkilileri takdiri hak etmiyor mu?

Düşünüyorum da insana hizmet etmek kadar güzel bir şeref yok galiba dünyada.

Toplumuna, kültürüne katkı sağlamak, bu uğurda fazla fazla mesai yapmak ne güzel nitelik.

Hal böyleyken, neden bu toplum takdiri hak edenleri daha fazla takdir etmeyi akıl etmez?

Niçin takdir etmenin, ödüllendirmenin sihirli gücüne inanmayız?

Neden iyileri, “en iyileri” sahneye almaktan bu kadar uzak bu toplum? 

Hep yerilen, hep eleştirilen bir ortamda, hissedilmek, takdir edilmek, anlaşılmak, daha da önemlisi örnek gösterilmek ne insani bir duygu ne insancıl bir davranış.

Kafkas kültürü, Kafkas tarihi, Kafkas toplumunun sosyal hayatına yönelik hizmetlerinden dolayı değişik konularda (üyelerin oylarıyla) 2008 yılının “en iyilerini” seçmek için yoğun bir çalışma içinde olan yetkilileri gönülden kutluyorum. 

Kutluyorum, kişilere, olaylara, fikirlere pozitif bakabilenleri.

Kutluyorum, toplumuna, kültürüne duyarlı güzel insanları arayıp bulanları.

Kutluyorum, çoğumuzun ufkunu karartan hırs, gurur, nefret ve öfkeyi aşıp erdeme ulaşabilenleri. 

Ne mutlu toplumuna örnek olabilenlere.

Ne mutlu yeri geldikçe başkaları için de yaşayabilenlere.

Küçülenlerin, küçük adamların her köşebaşını tutuğu günümüzde, bu gönül ve ufuk insanlarını, bu olağanüstü gayret sahiplerini, ortaya çıkararak onları onurlandırmak, gelecek nesle örnek olmalarını sağlamak, takdir edilecek bir davranış.

Deneyimli, başarılı, yürekli insanları, örnek şahsiyetleri, model olarak toplumunun huzuruna çıkarmak çok zarif bir düşünce . 

Sevgili “kafkasdiasporası.com” yetkilileri, bildiğim kadarıyla bu toplumda bir ilki gerçekleştirmiş. İkincisi için de yoğun emek harcıyorlar.

İncecik davranışlarıyla, toplumumuz adına bu saygıdeğer insanlara teşekkür etmeyi, vefanın gereği sayıyorlar.

Millet olarak pek de alışkın olmadığımız sesli, görüntülü takdir etme noktasında ciddi mesafe katettiler. Takdir-i şayan davranış sergilediler.

Bu iyileri, bu iddialıları, bu aksiyon insanlarını, bu dava adamlarını toplumun vitrinine taşıyan güzel insanlar, siz alkışı hak ettiniz.

İyide, güzelde, hizmette yarışmak, başkaları için yaşamak, kültürün, gayretin, başarının, estetiğin sembolü olabilmek ne büyük şeref.

Bilirsiniz, yeryüzünde iki tip insan vardır:

Bir, kendisi için yaşayanlar, iki başkaları için yaşayanlar.

Şöyle de söylenebilir: Başkaları için yaşayanlar, başkaları sayesinde yaşayanlar.” 

Birinciler; acımasız, egoist, zalim, kural tanımaz ve insani değerleri hiçe sayan benciller... Mutlulukları anlık ve yaldızlı, elem ve ızdırapları ise kalıcı ve tahrip edici. Böylelerinin ne kendileri huzur bulur ne de beraber oldukları, beraber yürüdükleri, birlikte iş yaptıkları. Çorak huzursuzluk adacıkları... „

İkinciler, mefkure sahibi, insanlar için dertli ve sancılı. Bu yüzden merhametli, şefkatli, ümitli, hoşgörülü, sevecen ve hayır yarışçıları. Münbit huzur adaları... ” 

İnsanları şu şekilde gruplamak da mümkün:

Sorun olan insanlar, çözüm olan insanlar,

Ümit kıranlar, ümit verenler,

Dert üretenler, deva üretenler,

Şikâyet edenler, çare bulanlar… 

Biz, yıkmaya ara vermeliyiz.

Kırmaya, dökmeye paydos demeliyiz.

Kem sözü unutmalıyız.

Sıra takdir etmede, sıra bardağın dolu tarafını görmede, sıra yapmada, tamir etmede... 

Nazik insanların takdirine layık olabilen zarif insanlar, ne mutlu size.

Sizinle övünüyoruz, sizi gönülden kutluyoruz. 

Yer yer ufkumuzun karardığı, sorunlarımızın katlandığı günümüzde bu güzel insanlara ne kadar hasret ve ne kadar muhtacız.