Sen bir gülsün, sen gülmelisin, sen
gelmelisin! Farkında mısın?
Sen, gençsin, güzelsin, şıksın,
yakışıklısın, akıllısın. Geleceğimiz, gözbebeğimiz, her
şeyimizsin.
Farkında mısın, çok dağınık, çok
hırcınsın?
Önyargılarının esirisin.
Okumuyorsun, merak etmiyorsun.
Çok şey bildiğini sandığın için
olsa gerek, öğrenme aşkını yitirmişsin.
Zihninde kavram kargaşası var, bu
yüzden çok şeyi ya yanlış ya eksik algılıyorsun. Ne kadar da çok
seviyorsun eleştirmeyi.
İyi şeyler değil, hırs, kin,
nefret, kompleks ve kapris, biliyorsun değil mi?
Yoksa kavgalarında, insafsız
yıkıcı eleştirilerinde büyüklerini mi taklit ediyorsun?
Sen galiba, herkes benim gibi
düşünsün istiyorsun. Bu yaklaşımınsa hastalıklı bir düşünceden
kaynaklandığını bilmiyorsun.
Güzellikleri sabırla ortaya
koymayı, kızmadan, üslubu bozmadan, gücenmeden, kavga
etmeden, herkesi olduğu gibi kabul etmeyi kolay mı sanıyorsun?
Sen kavgayı, hırçınlığı ne
çok seviyorsun.
Sen, neden kimseleri takdir
etmiyorsun?
Kimlikte boğulmuş, kültürü
az anlamış, milliyeti yanlış algılamışsın. Bu gidişle
korkarım sen iyi bir kafatasçı olursun. Sadece kendi
rengini seven, kendi kokusuna imrenen…
Dünyayı senden ve senin gibi
düşünen bir avuç insandan mı ibaret sanırsın. Öyle inanırsan
yanılırsın, aldanırsın!
Hani ne demiştik daha önce:
“Farkında mısın?” demiştik.
Sen, gençsin, güzelsin, şıksın,
yakışıklısın, akıllısın.
Geleceğimiz, gözbebeğimiz, her
şeyimizsin.
Farkında mısın?
Seni bekliyor gönüller,
Seninle olmalı zirveler.
Sensiz anlamsızlaşır ufuklar.
Sen nerdesin?
Yoksa oyunda, oynaşta mısın?
Farkında mısın?
Bak, kürsüler senin için
kurulmuş.
Mikrofon hazır, sahne seni
bekliyor.
Farkında mısın?
Farkında mısın hislerinin, sahip
olduğun güzelliklerin.
Ya dünyanın geldiği yerin?
Canımsın sen, inancını kolla,
kültürünü yaşa.
Dilsiz ve dinsiz kültür yaşamaz,
bunu asla unutma!
Yaşar diyorsan kendini avutuyorsun.
Ya estetik, ya ciddiyet, hani
erdem, hani hoşgörü?
Hani yaşantın, hani tavır, hani
duruş, hani ufuk, hani hal dili?
Sen barışın temsilcisi, sen güvenin
kaynağı, sen ecdadın, kültürün timsalisin, mazinin ve istikbalin
köprüsüsün.
Farkında mısın?
Hani inancın, hani güzel kültürün?
Nerde yaşantın, nerde hayat
felsefen?
Bu bilinçle büyü, bu şuurla dinle!
Donan güzelliklerle, gel iftihar
edelim seninle!
Bunlarsız olmaz, olur dersen
kendini kandırırsın.
İnancını, kültürünü düzgünce
yaşamalı,
Yaşayarak hayat felsefeni
yansıtmalısın.
Geçmişi iyi bilmeli, geleceği güzel
algılamalısın.
Eğer esiri olursan duygularının,
ardı sıra gelir kötülükler,
Önce sigara, sonra alkol, gider
çirkinliğe bu yol.
Gel de sen bunlardan kurtul!
Bu yaşta ümitsizlik, bu yaşta
yorgunluk yakışıyor mu sana?
Hani kitap, hani kültür, hani din,
hani dil, hani akıl, hani fikir?
Yaşın müsait, boyun posun yerinde,
zaten herkes de sana kefil.
Düğün düğün gezmek sana yetmez,
bunu çok iyi bil.
İnancın, gönlünü beslesin,
kültürün beynini,
Güzel dilin donatsın
duygularını, benliğine ecdadın kokusu sinsin.
Yoksa dilinle birlikte ecdadının
kokusunu da mı unuttun,
Unutulursa dilin, kalır mı
unutulacak şeyin!
Geçmişin, geleceğin, bilgin,
birikimin, benliğin…
Her daim, yorgun, ümitsiz, sarhoş
gibi gezinirsin.
Bakıyorum, bu güne kadar kendini
tanımaya zaman ayıramadın.
Kendini okuyamadın, kitaplarla
tanışamadın.
Gününü gün ettin, kültürünün
kırıntısıyla yetindin.
Farkında mısın, bu mu sana
yakışan!
Modern çağın tutkuları ne hale
getirdi seni, farkında mısın?
Çevren seni anlıyor mu, becerebildi
mi büyükler seni dinlemeyi?
Ya sen, anlatabiliyor musun
kendini?
Anlatmak istiyor musun?
Biz, senin için modern çağın
enstrümanlarını geliştiremedik.
İhtiyacın olan değerleri temin
etmeği ihmal ettik.
Biz, gören gözün, duyan kalbin,
yazan kalemin olmadık.
Yine de kulağın duyuyor, kalbin
çarpıyor mu?
Farkında mısın?
Anneler, kulağına Nart ninnileri
fısıldamıyor artık, farkındayız.
Ninnileri, tanımadığımız kişiler
televizyon ve internetten fısıldıyor.
Neler fısıldıyor bu garip insanlar,
farkında mısın?
Sokaklar çok hareketli, televizyon
çok etkili, internetse çok hızlı.
Ama babalar çok meşgul, anneler çok
yorgun, kardeşlerse telaşlı.
Sense inancını, ecdadını, sevdanı
bir tarafa bıraktın, seni anlamayanların peşine takıldın.
Ne dinledin ninnilerde, neler
fısıldıyorlar şimdilerde?
Farkında mısın?
Sen, sevdiğince büyük, kollarının
açısınca kıymetlisin.
“Sevenler, sevilenler ve
sezenlerdir!” bunu iyi bilesin.
Sen, arzu ve ihtiraslarına
yenilmeden her dem taze kalabilmenin ne kadar zor olduğunun,
Tek başına “kaşenliğin”, “kafe” ve
“yunafe” nin yetmeyeceğinin farkında mısın?
Sen, donanımlı olmalısın.
Sen, dünyayı tanımalısın.
Sen, bilimle, kültürle tanışmalı,
onlarla kucaklaşmalısın.
Sen, mazi ve istikbali iyi bilmeli,
Hoşgörüyü anlamalı, sevgiyi,
barışı, kardeşliği tanımalı, gerçek aşkı kavramalısın.
Sen, sanal sevdaları bırakıp
gerçek sevdana kavuşmalısın!
Bu sevdayla pişmeli, yanmalı,
kavrulmalısın.
Sen, gelmelisin, sen, gülmelisin!
Sen gül ki gülsün kültürüm,
gülümsesin toplumum!
Gülsün mazim, gülsün istikbalim!
Farkında mısın, sen bir gülsün!
Sen gülmelisin!
Sen gelmelisin!
Farkında mısın?
Evet, farkında değilsin,
demek ki biz büyükler…
Sahi biz büyükler bu işin
ciddiyetinin ne kadar farkındayız? |