Türkiye’deki Kafkas toplumunun
kültürel yayınları içinde en gür ses hangisidir?
Kitaplarımız, dergi ve gazetelerimiz
kaç satıyor?
Yayınlarımız, sesini ne kadar
duyurabiliyor, kendisini ne kadar dinletebiliyor?
Gençlik, gereği kadar haberdar mı
bu yayınlardan? Okuyor mu gençliğimiz?
Bu yayınlar, maziyle, temsil ettiği
kültürle ne kadar iç içe, kültürünün sesi, toplumunun nefesi
olabiliyor mu bu yayınlar?
Tamam, okumadan olmayacak bu
belli.
Peki gençlerimiz, özellikle
kültür ve kimlik temelli okumaya nereden başlamalı, ne
okumalı?
Gerçi, ideoloji kokan,
farklı bir jargonla marjinal bir kesime hitap eden,
tepkiselliği hayat felsefesi haline getirmiş, kısa soluklu gazete
ve dergilerimiz de vardır, olmuştur, olacaktır da!
Ama, toplumunun inanç ve kültür
değerlerini iyi özümseyememiş, Kafkaslılığı ideolojiye
bulaştırarak, slogancılıkla yayıncılığı birbirine karıştıran
yayınların yaşamları pek uzun olmamıştır.
Bu kültürü çok güzel anlatan
az kitabımız yok bizim! Çok güzel kaynaklarımız var
okunmayı bekleyen.
“Kitaplar bir dursun!” mu
diyorsunuz?
O halde dergilerden başlayalım.
Hatta gençler için dergi, kitaplara
göre daha cazip.
Daha renkli daha güncel, daha
magazinimsi, daha kısa kısa.
Peki, dergi okumayla başlasak
işe ve bunu iş edinsek kendimize!
Türkiye’de Kafkas kültürü boyutunda
hangi dergilerimiz var? Hangisinin içeriği daha zengin? Hangisinin
üslubu daha sağlam?
Akla ilk gelen “Nart dergisi”
değil mi?
Hepimizin bildiği gibi, “Nart“
Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun yayın organı. 1997’de yayın
hayatına başlamış, 64. sayıya ulaşmış iki ayda bir yayınlanan
düşünce ve kültür dergisi.
Her sayısıyla, yürekten
alkışladığımız, tirajının katlanarak devamını dilediğimiz bir
dergi.
“NART” NARTLARIN SEVGİLİSİ,
SETENAYLARIN SEVDASI OLMALI!
“Nart”, ne kadar sıcak, ne kadar
kucaklayıcı bir sözcük, değil mi?
Bu sözcük, yüreğiyle birlikte
kucağını açmış, en sıcak duygularla kucaklıyor Elburuz’un,
Kuban’ın kokusunu duyan herkesi.
Kucaklıyor, Nart Efsaneleriyle
büyüyenleri. Hem de Adige - Abhaz, Çeçen – Çerkes, Ubıh- Abzeh
demeden!
“NART” bu toplumun sesiyse bu ses
daha gür çıkmalı, daha da sıcak kucaklamalı toplumunu!
Peki, kitapla, dergiyle yani okuma
sevdası olan kesime göre de “Nart” bu toplumun gür sesi mi?
Toplumumuzun kültür pusulası mı?
“Nart”, kimlere hitap ediyor,
kimleri es geçiyor?
“Nart”ın yeni sayısını heyecanla
kaç kişi bekliyor?
“Nart”ın her yeni sayısında,
dünyaya yeni gelen evladını kucağına alan anne – babanın o
yüreklere sığmayan heyecanını kaçımız derinden hissediyor?
Elbette heyecan işi, yürek işidir
bu?
Birkaç kuruştan kaçınanların,
minnacık düşünenlerin asla yapabileceği iş değil bu?
Bir bilinç işidir: Okuma
bilinci, toplum olma bilinci, kültüre sahip çıkma, dilini koruma
bilinci!
Efendim, toplumumuzun ekonomik
yapısıymış, sanal ortamın yaygınlaşmasıymış,TV imiş…
Evet, her birinin bu olumsuzlukta
mutlaka payı vardır ama işin özü inanıp inanmamaktadır.
Bu bir inanma meselesidir, bu bir
yürek işidir, samimiyet meselesidir.
Okuyan, düşünen, üreten insanlar
için kitabın, derginin, gazetenin ne anlama geldiği malum.
Merak ediyorum, “Nart” kaç
satıyor? “Nart” hedef kitlesine istediği oranda ulaşabiliyor
mu, arzu edilen boyutta büyüyüp gelişebiliyor mu?
Korkuyorum doğrusu, bir yıldan
fazla süredir iki sayı bir arada çıkmaya başladı da.
Evet bir telefonla “Nar”tın
emektarı Sevgili Behice Hanım’ı arasaydım, eminim bu konularda
bana fazlasıyla yardımcı olurdu.
Bu aklıma gelmedi değil. Korktum!
İnanın korkuyorum! Yetkililerden duyacağım rakamlar beni üzer mi
acaba diye korkuyorum. Korkuyorum, “Çok büyük gayretlerin sonucu
olarak yayın hayatını sürdüren, hatta Türkiye’mizdeki en uzun
soluklu Kafkas kültür dergisi olma özelliğini taşıyan bir dergi
toplumumuzda hak ettiği ilgiyi niçin bulmaz?” sorusuna cevap
aramak zorunda kalırsam diye korkuyorum.
Bu konudaki ifadelerimin bir “zan”
olduğunu, tahminlerimin tamamen yanlış olduğunu, “Nart”ın tiraj
derdinin olmadığını, borcunun harcının bulunmadığını, okuyucularla
gönül huzuruyla buluştuğunu duymayı ne çok arzu ederdim.
“Türkiye’deki Kafkas kökenlilerin
gür sesi ‘Nart’ bu yıl da ödül aldı!”
“Nart”ın, “gençlik, kültür ve
kimlik” konulu ülke genelindeki makale yarışmasının medyadaki
yankıları,
“Nart” geleneksel okuyucu ve
yazarlar buluşması,
“Nart ” okuyucuları kahvaltısı,
“Nart dergisi” geleneksel şiir
geceleri, haberlerini duymayı, “Nart Dergisi”nin bu ihtişamlı ve
izdihamlı ödül törenlerine katılmayı, ne çok arzu ederdim. Törende
ödüllendirilen genç Nartları, kültür adamlarını, tevazu ve
samimiyet abidelerini görmeyi, o tabloyu seyretmeyi hangi samimi
insanımız arzulamaz, kimler büyük haz duymaz ki?
Bu samimi, sıcak gelişmelerle
gönüllerde buluşmayı, medyayla geniş kitlelere ulaşmayı kim arzu
etmez ki? (Dergimiz, şüphesiz çok güzel etkinlikler de yapmıştır.
Emeği geçen herkesi kutluyorum.)
Dergi diyoruz, süreli bir yayından
bahsediyoruz. Bu işin ne kadar zor ne çok zahmetli bir iş olduğunu
az çok biliyorum. Lise yıllarında okul dergileriyle başlayan,
fakülte, dernek yöneticiliği dönemleriyle devam eden, mesleğim ve
branşım dolayısıyla dergiyle bir samimiyetim söz konusu. Bilirim,
asla sanıldığı gibi değil dergicilik. Zordur, hatta zorun da
ötesidir. Paranız çok olsa bile, sabır gerekir, zaman
gerekir, emek gerekir, ekip gerekir, hassasiyet gerekir, dikkat
gerekir… daha da önemlisi, ilgi çekici konular, ilginç mevzular,
tatlı yumuşak bir üslupla bir de vefalı, bilinçli okuyucu
gerekir.
Hepimiz, bu tür dergilerle
toplumuna, kültürüne hizmet eden bu işe yüreğini koyan güzel
insanlara teşekkür borçluyuz.
A R A N I Y O R, vefalı,
bilinçli okuyucu aranıyor!
“Nart” çok satmalı
“Nart”ın tirajı daha da artmalı.
“Nart” değişmeli, değiştirmeli,
“Nart” çok satmalı, “Nart” daha
sıcak kucaklanmalı!
Bu sesi daha gür çıkmalı, dergimiz
daha da popüler olmalı!
Peki, “Nart” gençliğe ne kadar
hitap ediyor?
Acaba konular boyutunda dergi,
gençlik kontenjanı arttırılmalı mı, içerik biraz daha yerel mi
olmalı?
Dergi, nasıl daha fazla ilgi
çekici hale getirilmeli?
NART, mutlaka üniversite
gençliğine ulaşmalı, onun beğenisini kazanmalı, Kafkasya
haberleri kadar gençliğin kültür boyutu da olmalı. Gençlerin de
ciddi ilgisini çekmeli. Habercilikten ziyade bu dergi gençlerin
kültür kılavuzu olmalı!
“Nart” denilince kültür, gençlik
ve gelecek akla gelmeli.
“Nart” Nartların sevgilisi,
Setenayların sevdası olmalı!
Bu kültür yaşayacaksa bu dil
konuşulacaksa,
Nart’lar yaşamalı, Nartlar çok
satmalı!
Nart’ların bilinçli vefalı
okuyucuları olmalı!
Diğer taraftan, yayın sahibi
Değerli Genel Başkan Sayın Cihan CANDEMİR, emeklerinden,
dolayı elbette teşekkürü hak ediyor.
Yüreği evlat sevgisiyle dolu bir
anne şefkatiyle, yorulmadan, usanmadan yıllardır “Nart”ı
besleyen, onu büyüten gayretli güzel insan Sayın Behice YEŞİLBAĞ
Hanımefendiye,
Uzun süredir gecesi ve gündüzüyle
“Nart”ın her karesinde emeği olan genel yayın yönetmeni değeri
kardeşim Sayın Cumhur BAL’a,
Ayrıca, uzun yıllar özlemle
beklediği bebeğini kucağına alan babanın tarifsiz mutluluğunu, bu
güzelliğin onurunu, tatlı telaşını, yaşayan, bugünlerde ise bir
kurumumuzun başında (KAF-DAV) sessiz sedasız çok güzel
çalışmalara imza atan emektar insan, ağabeyimiz Sayın Muhittin
ÜNAL Bey’e gönülden teşekkür ediyorum.
Sizler bu kültür için lafın
ilerisine geçebildiniz, yürekten kutluyorum sizi. Toplumunuz bu
hizmetlerin farkında, sizi alkışlıyor. Yolunuz ve bahtınız açık
olsun.
Gençlerimizin,
“Yazıyoruz kime, okuyoruz niye?”
dememeleri için,
Dengeli ve kişilikli duruş
sergileyebilmeleri için,
Bilinçli perspektiften
bakabilmeleri için,
Donanımlı, kişilikli, kültürlü,
bilinçli yetişebilmeleri için mutlaka okumalı!
Tarihle yüzleşmek, çağla
bütünleşmek için okumalı!
Okumalı, gençliğimiz çok okumalı.
Dergilerimiz çok satmalı.
Nartların sesi uzaklardan çok
uzaklardan duyulmalı.
Var mı başka yol bilen?
Sakın ha, kimsenin aklına yanlış
şeyler gelmesin!
Yani “Nart”ı bir basın kuruluşunun
ticari dergisi gibi görmesin kimse!
“Yazarlara aylık ne kadar para
ödeniyor?” sorusunu sormasın birileri!
“Derginin her yeni sayısının,
elimize ulaşıncaya kadarki aşamalarında dergide ücretli çalışan
kaç emekçi var?” düşüncesi gelmesin akıllara.
Demem şu ki: “Madem bu kadar para
harcanıyor, bu kadar ücretli çalışanı var, yöneticiler de bir
yığın para alıyor, o halde en iyisini en kusursuzunu yapın da
görelim!” demeye kimsenin hakkı yok! Tam tersi bu kültürün
yaşamasını isteyen herkes, samimiyetle, karınca kararınca elinden
geleni yapmalı.
BİR SEVDA İŞİDİR BU!
Çünkü bu bir gönül işidir büyük
paralarla dönmüyordur bu işler. Sevda yüklü yürekler
yapıyor bu zor, çetin işi.
Her karesinde çok uykusuz gece, çok
tırnak izi ve dahi pek çok ter vardır. Sevdalı gönüller,
kocaman yürekler vardır.
Bu olağan üstü gayretleri görmeden,
bu zorlukları hissetmeden, dergiyle ilgili olumsuz eleştirilerle,
yıkıcı tavırlar takınmak çok zor olmasa gerek!
Zor olan inanarak, emek vererek,
sözün ilerisine geçerek her türlü zorluğa rağmen bu işi kesintisiz
götürebilmek, bu hizmeti sürdürebilmektir.
Zor olan, yurt genelinde büyük
kampanyalarla “Nart”ı hak ettiği yere taşımaktır.
Bu dergiyi, bu toplumun tartışmasız
kültür kılavuzu haline getirmektir.
BÜYÜK BİR KAMPANYA NEDEN
OLMASIN?
İşte önümüz yaz! Festivallerin
mevsimi. Bu yaz, NART birkaç bin arttırılamaz mı? Ekipler
kurularak bu işin ciddiyeti anlatılamaz mı? Her samimi gönüle
ulaşılamaz mı?
Merak ediyorum, abone için kaçımız
kaç insanımızın gönül kapısını çaldı da cevap alamadı?
Kaçımız eşimize dostumuza bu
bilinci taşımak istedik de başaramadık?
Yeter ki inanalım, yeter ki hedef
kitleye ulaşalım!
Yeter ki samimiyetle, yorulmadan
davamızı anlatalım.
Bu iş sevda işidir. |