“Ey benim ana
dilim, kültür dokur dilim dilim.”
Sevgili ana dilim,
Farkındayım, çok mahcubum, sevginin gereğini yapamadım, seni
başkalarıyla aldattım.
Keşke aldatan
sadece ben olsaydım.
Biliyorum
sevenlerin(!) tarafından hep aldatıldın.
Kırgınsın,
küskünsün, yorgun ve bitkinsin.
Güzel dilim, beni
affedebilecek misin?
Geç de olsa
anladım gerçeği, perişanım şimdi.
Hatırlıyorum,
annem tanıştırmıştı beni seninle.
İlkokul çağında
seni sevdim, seninle oldum hep.
Ne olduysa sonra oldu, bilmiyorum nasıl oldu, yeni sevgililer
aramıza girdi, seni unutturdular bana.
Oysa sen, atamın,
dedemin yadigârıydın.
Geç anladım seni,
hatalıyım, suçluyum, ne olur affet beni!
Sensiz de
olabilecek sandım.
Meğer ne çok
aldandım.
Şimdi aklım
karışık, duygularım tarumar.
Anlarsa beni
sağır, dilsiz, âmâlar anlar.
Daraldı dünyam,
yitirdim benliğimi, konuşamıyor, anlayamıyor, duyamıyorum.
Kaybettiğim
hazinenin değerini şimdi daha iyi anlıyorum.
Karşımızdaki tablo
bir felaket, belki de bir kıyamet!
Bunu derinden
hissediyor, herkes anlasın istiyorum.
Uzun zamandır
yorgun, ümitsiz ve bitkindin.
Ey dilim, ses ver
şimdi nerelerdesin?
Seni anlayamadım,
derin mananı kavrayamadım.
Oysa sen,
benliğimin temeli, kültürümün gür
sesiydin.
Sen, tarihime
köprü, atamdan armağansın.
Sen, ruhum, özüm,
tutan elim, gören gözümsün.
Sen her şeyimsin.
Seninle olamadım,
seninle konuşmadım, seni anlayamadım, ne olur beni affet!
Geç fark ettim: Seni sevmek, ecdadı sevmek, Elbruz’ da
gezinmekmiş.
Renk renk yaban
gülleri kokmazken burnuma, sende şakır dururdu bütün
bülbüller, bunu unutma!
Doğdum seni
duydum, seninle büyüdüm.
Sonrasında
değiştim ve seni unuttum.
Seninle seslenirdi anam, seni haykırırdı babam!
Sensizlik kararttı
dünyamı inan.
Şairin dediği gibi:
“Yolu buldum, izi
kaybettim,“
“Ben oldum, bizi
kaybettim.“
“Esasta gizi
kaybettim, öyle gezerim…”
Ne olur affet
beni!
“Gücümüz kültürümüzdür!” der dururdum.
Meğer kültürü
yaşatan, onu taşıyan “dil” miş, bunu nasıl unuttum?
Dilsiz kültür yaşamaz, kültürsüz millet olmazmış.
Şükürler olsun ki geç de olsa sensiz olamayacağımı anladım!
Söz veriyorum
önder Sosrukua’ya, bilge Setenay’a.
Artık seninle
yaşayacağım, seninle konuşacağım, seni anlatacağım, senden
ayrılmayacağım.
Artık şarkım,
ümitsizlik; bestem, çaresizlik olmayacak!
Ruhum ve benliğim
seni kucaklayacak.
Şimdi nerelerdesin
bilmiyorum.
Ses ver ne olur,
ses ver!
“Affettim seni!”
de.
Bu sözü duysam
bir, bu bana yeter!
Biliyorum,
ümitsizdin, çok yorgun ve hastaydın.
Yalvarıyorum ne
olur ses ver!
Söyle, neden sesin
çıkmıyor?
Aman Allah’ım!
Yoksa …
Not: “21 Şubat Dünya Ana Dili
Günü” ve “14 Mart Adige Dili Günü” nün toplumumuzun dil bilincini
geliştirmesi temennisiyle. |