Son günlerde bir
komedidir yaşanıyor.
Tanımadığınız
birileri televizyonda “Sizin temsilciniz benim, ben Çerkes
toplumu adına konuşuyorum!” diyor.
Tavırlar bir
garip, konuşmalar bir tuhaf.
Görüntü, dersine
iyi hazırlanamayan, bilgi ve birikimi yetersiz öğrenci
psikolojisi.
Gördüklerinize,
yanlış ve eksik dolu duyduklarınıza inanamıyor, şaşırıp
kalıyorsunuz.
Bu olsa olsa bir
kamera şakasıdır, diyorsunuz.
Şaka olmadığını
anlayınca, kendi kendinize soruyorsunuz.
Kim bu?
Buna bu yetkiyi
kim verdi?
Bu, benim adıma
asla konuşamaz!
Bu ne cüret ya
hu!
Sen kalk, yetkin
yokken toplumunun gözünün içine bakarak “Ben Çerkes halkının
temsilcisiyim, ifadelerim de bu toplumun duygu ve düşünceleridir.”
de.
Yahu sormazlar mı
adama:
Sen Çerkes
toplumu adına konuşma yetkisini nerden buluyorsun?
Toplumun
tarafından seçilmediysen kim seçti, ne zaman ve nerede
seçildin be arkadaş?
Seçilmediysen
kim atadı seni?
Nedir bu komedi?
Kimin eseri bu
sahne, bu oyun, bu dekor ne?
Perde arkasında
kimler var?
Oysa beni temsil
eden kurum da belli kişiler de.
Çerkes halkı
adına ancak bu toplumun seçtiği yetkililer konuşabilir.
Benim seçimle iş
başına getirdiğim, beni temsil edebilirsin, benim adıma
konuşabilirsin, dediğim yetkililer ortada ve iş başında.
Toplumu adına
konuşacaksa onlar konuşur.
Değerli
arkadaşım, KAFFED’i beğenmiyor olabilirsin, mevcut
KAFFED yönetiminden çok daha güzel işler yapabilecek yeteneğe
de sahip olabilirsin ama unutma, bu yol, bu üslup doğru değil.
Eğer bu topluma
hizmet etme aşkıyla yanıp tutuşuyorsan yapacağın işlem bellidir:
Aday olacaksın, topluma kendini kabul ettireceksin, seçileceksin
sonra toplumun adına konuşacaksın.
Demokrasi bu
değil mi, temsil hakkı böyle elde edilmez mi?
Yoksa, benim gibi
düşünmeyenler “tu kaka” mantığıyla “ben girdabı”ndaki haset ve
nefret merkezli uygulamalar toplumumuzun hayrına olmayacaktır.
Sessiz çoğunluğun
duygularını anlayamayan, seçilmişleri hiçe sayan bu cılız
hareket, sonuçsuz kalmaya mahkûm olacaktır.
Lütfen etrafınıza
bir bakın, yüreklere, bileklere basarak bu güne kadar kim başarılı
olmuş ki?
BU YOLUN SUNU HÜSRANDIR
Değerli kardeşim,
istediğin meydanda, arzu ettiğin TV’de kendi adına, kendi hesabına
özgürce konuşabilirsin, bu konuda sana hiç kimse mani olamaz.
Hatta sevenlerin
seni zevkle alkışlar bile.
Fakat lütfen
benim adıma konuşma!
Düşüncelerin sadece seni bağlar, toplum adına konuşamazsın!
Sen
kendi adına konuş,
benim adıma konuşamaz, benim hesabıma şov yapamazsınız!
Ben sana
böyle bir yetki vermedim.
Sakın unutma, bu
davranışın etik olmamakla birlikte hukuka da aykırı
bir tutumdur.
Seni dinleyen, tavırlarını seyreden pek
çok kişi şöyle demiştir:
“Yetkisi olmadığı halde garip
tavırlarla toplumum adına konuşma cüretini gösteren bu şahıs ya
aklı evvelin biridir ya da durumdan vazife çıkaran bir
uyanık âdemoğludur.”
Sevgili kardeşim,
gel sessiz çoğunluğun sessini dinle, sahayı boş sanıp durumdan
vazife çıkarma.
Dostum, farkında
mısın bilmiyorum ama toplumun, bu fevri hareketlerin, bu uyumsuz
tavırların için sana uyarı ve kınama cezası vermişti.
Şimdilerde ise o
sessiz çoğunluk sana kırmızı kartını gösterdi.
Üzgünüm ama
üçüncü hatadan sonra sahayı terk etmek zorunda kalırsın. |