Maraş, son birkaç yıldır
kayda değer güzellikler yaşıyor.
Dernek, bilinç ve birliktelik şuuruyla, sesi ve
sözü aşan eylemleriyle parlak, büyük eserler ortaya
koydu.
Yok oluşun ayak seslerini yüreğinde duyan Maraş
yönetimi, bu dönemi, kültürel ve sosyal alanda şahlanış dönemi
kabul etti.
Bu samimi gayretin eseri olmalı ki kültürel ve
sosyal alanda büyük açılımlar yapıldı.
Dernek yönetimi, ufku, duruşu ve sıcacık
tavırlarıyla Maraş’taki yöneticiler, siyasiler ve STK’larla
uyum içinde çalışmaya başladı.
Maraş’la bitmiyordu, Ankara’yla, Kafkasya’yla
son derece uyumlu, anlamlı çalışmalar yürütüldü.
Sosyal ve kültürel alanda yapılan önemli projeler
destek gördü. Defalarca TBMM ziyaret edilerek yetkililerin
makamında toplumumuzun hayati önem taşıyan önceliklerine
dikkat çekildi.
Bakanlarla, vekillerle
defalarca birliktelikler yaşandı, somut adımlar atıldı.
Maraş, bir anda kabuğunu kırmış, büyük bütçeler
gerektiren son derece önemli çalışmaların mekânı oluvermişti.
Yönetim, hizmet kalitesini arttırmak için
beyin fırtınalarına yenilerini eklemekte, gecesiyle gündüzünü
birleştirmekteydi.
- Bir yönetim, aksatmadan ve gevşetmeden iki yıl
boyunca asıl ve yedek ayrımı yapmadan her çarşamba gündemli
yönetim kurulu toplantısı yapar mı?
- Yapar.
- Her toplantıda, bir önceki toplantı raporları
incelenerek nelerin doğru yapılıp nelerin istenilen seviyede
yapılamadığı değerlendirmesi yapılabilir mi?
- Yapıldı.
Toplantılar, gerçek manada beyin fırtınalarına
sahne oldu. Konuşuldu, tartışıldı, kararlar alındı ve hemen
eyleme geçildi.
“Dil kursları daha profesyonelce ve daha etkili
yapılmalı.” denildi.
Yapıldı.
Sonuçta toplumun ilgisi, yönetimin ufku ve dil
eğitmeni Sayın Bayazıt Tarakçı’nın olağanüstü gayretleriyle
iki yüze yakın öğrenci anadiliyle okuma- yazma ve anadilini
doğru ve etkili kullanmayı öğrendi.
“Gençler ve minikler halk danslarımızı en doğru
şekilde öğrenmeli. Kafkasya’dan profesyonel hoca getirtilmeli ve
hoca denetiminde kurslar profesyonelce yapıldı.” denildi.
Ve yapıldı.
Sonuçta yüzlerce kursiyerle salon doldu
taştı. Gençler ve minikler, Nalçik’ten gelen hoca yönetiminde halk
danslarını büyük bir zevkle en doğru şekilde öğrendi.
“Yok olma tehlikesi yaşayan “xabze”miz için
büyükler ve gençler bir araya getirilmeli, bu amaç için seri
toplantılar, sohbetler yapılamalı.” diye karar alındı.
Hemen icraata geçildi ve aylarca süren verimli
programlar yapıldı.
Sonuçta, cenazelerden düğünlere, sohbetlerden
ziyaretlere bu toplumun kültürel zenginlikleri açıkça
sergilendi.
Bu önemli hizmetleri büyük fedakârlıklarla yürüten
başta Sayın Şahver Tuna yönetimindeki yönetim kurulu olmak
üzere emeği geçen herkesi yürekten kutlamamak mümkün değil.
Maraş, Göksun ve “Glahsteney” köylerinde bir
hafta süren, hasret kucaklaşmaları ve sevinç gözyaşlarıyla
yüreklere işleyen “Kültür Şenliği”ne yurt içinden ve yurt
dışından katılarak bu anlamlı birlikteliğin yaşanmasına katkı
sağlayan herkese teşekkür etmemek mümkün mü?
“Uluslararası Kültür Festivali”ne büyük
maddî destek sağlayan başta TBMM başkanını, kültür bakanını,
gençlik ve spor bakanını, Kahramanmaraş belediyesini, iş
adamlarımızı kutlamamak mümkün mü?
Büyük çabalarından dolayı TBMM başkan vekilimiz
Sayın Prof. Dr. Mehmet Sağlam olmak üzere, Sayın Erol
Aslan’ı ve emeği geçen herkesi yürekten kutlamak gerekmez mi?
Kahramanmaraş’ın kurtuluş meşalesini yakan
Çerkes asıllı büyük insan Arslanbey’e vefa borcunu ödemek için 550
dekar alana “Arslanbey Parkı” ve “Arslanbey Anıtı”nı
yapan, “Uluslararası Kültür Festivali” için yurtdışından gelen
başta Kabartay Balkar Cumhuriyeti Kültür Bakanı ve protokol
üyeleriyle birlikte 65 kişilik sanatçı grubunu günlerce en güzel
şekilde ağırlayan Maraş belediyesinin yetkililerini unutmak
mümkün mü?
“Arslanbey Anıtı”nın
açılış programındaki o mahşeri kalabalığı, o büyük coşkuyu kim
unutabilir ki?
Özellikle Kafkasya’dan ve diğer ülkelerden gelen
misafirleri günlerce bağrına basan, onları köylerinde, hanelerinde
ağırlayan Göksun’un “Glahsteny “ köylerinin asil ruhlu
insanları nasıl unutulur?
“Festivaller,
sanatın sevgiyle, kültürün dostlukla buluştuğu ortamlardır.”
Sözlerinin yazılı olduğu pankartlarla, farklı kültürlerin, değişik
toplumların bayraklarının taşındığı, en önde protokol ve
sanatçıların yürüdüğü “festival kortej yürüyüşü” unutulur
mu?
Festival
kapsamında hazırlanan “Arslanbey Belgeseli”, “Arslanbey
Kitapçığı” nasıl unutulur?
NFK’daki konser,
MYO’daki tiyatro, Kabardinka’nın ve Nalcıuk’un
muhteşem dansları, ”Arslanbey Bulvarı” açılış programı,
sevgi ve muhabbet yudumladığımız günlerce devam eden birbirinden
özel ve güzel köy şenlikleri unutulabilir mi?
Coşkulu 15 bin insanı bir araya getiren, tadı
damağımızda, festivalin muhteşem finalini unutmak asla
mümkün değil.
Maraş, seni bir kez daha yürekten
kutluyorum.
İnanın, o günlerde yaşanan hasret ve özlem dolu
sıcak kucaklaşmaları anlatmak imkânsız.
İmkânsız, sevinç ve mutluluk gözyaşlarını
tanımlamak.
İşte böyle, Maraş’ta gerçekten güzel şeyler oluyor.
Maraş, yönünü Kafkasya’ya, sevgili kardeşlerine
dönmüş birliktelik bilinciyle çalışıyor.
Sen alkışı hak ettin Maraş, seni yürekten
alkışlıyorum.
Fakat unutma Maraş, seni anlamayan, anlayamayan,
anlamak istemeyenler de olabilir.
Hizmet üretenlerin yanında hırs ve haset
üretenler de olabilir.
Bir tarafta hizmet, diğer tarafta benlik ve
enaniyet de olabilir
Kültürün yok olurken bunlarla uğraşacak zamanın mı
var senin Allah aşkına!
Haydi Maraş, bu sevda, bu aşk, bu hizmet
burada bitmez!
Sen, sana yakışanı yap!
Yolun ve bahtın açık olsun. |