...................
...................
ÖLÜMÜNE YÜRÜYENLER
03.01.2013
YEMUZ Nevzat Tarakçı
...................
...................

Suriye, son derece önemli bir sınav bizim için.

Samimiyet testi de denilebilir buna.
 

Bir tarafta, korku ve endişe içinde kan ağlayan, açlık, hastalık ve ölümle pençeleşen yürekler.

Diğer tarafta, çözüm üretemeyen, el uzatamayan sevgililer!

 

Bu filmi daha önce seyretti bu toplum, unutmuş olamaz ki bu acıyı?

Peki, kim ne yaptı, kimler ne yapabildi?

Durum vahim hem de çok vahim!

 

Yurtsuz, yuvasız kalan, ölümle pençeleşen kardeşi ne kadar anlayabildi kardeşi?

Bu tarifsiz acının, bu kahrolası sancının ne kadarını paylaşabildi?

Kardeş, “Ben varım, biz kardeşiz!” diyerek kucaklayabildi mi?

(Gereğini yapan duyarlı gerçek kardeşlere binler selâm!)

 

Vatan nerelere savruldu, anavatan nerelerde kaldı?

Hani vatan, hani anavatan?

 

Eylemler zayıf, söylemler muhtelif:

Ölmek.

Yürümek.

Ölümüne yürümek.

Somut adımlar atarak çözüm üretmek.

Suriye test etti bizi, hepimizi.

“Siz, ne kadar samimisiniz?” diye kişileri.

“Tabanla ne kadar bağlantılısınız?” diye derneklerimizi.

“ Bakalım siyasette ve bürokraside ne kadar etkinsiniz, topumda ne kadar etkilisiniz?” diye üst kurumlarımızı.

 

Peki, nedir test sonucu?

Kim geçer not aldı?

Kimler sınıfta kaldı?

Geç de olsa bu sorular cevaplarını bulacak!

 

Dün,

Çerkes’ler vardı Kafkasya’da ölen.

Çerkes vardı Karadeniz’de boğulan, Samsun’da kırılan.

 

Bugün,

Bir Çekes vardı Suriye’de ölen.

Bir Çerkes var sokaklarda yürüyen.

Diğeri uyuyan, bir diğeri durmadan eleştiren, dedikodu yapan.

Bir Çerkes daha var, hiç kimseye katılmayan, hiçbir şey beğenmeyen.

Ötekisi, asla duymayan, hiç aldırmayan!

 

İşte biz, işte hâlimiz.

Birisi ölür.

Diğeri yürür.