Birileri karşı çıksa da Türkiye’de
barış
süreci etkili şekilde devam ediyor.
Bir kesim,
“kültürler
arası köprüler kurma” gayretini
heyecanla sürdürüyor.
Ülkenin
gündemi: toplumsal barış, uyum içinde birlikte yaşama.
Peki,
Nart’ların,
Setenay’ların gündeminde ne var?
Derneklerimizin,
üst
kurullarımızın esaslı gündemi ne?
Yöneticilerimiz bu gündemin, bu gelişmelerin neresinde?
Daha da önemlisi, dernek ve üst kurumlarımız
Türkiye’nin sorunlarına duyarlı bir STK mıdır?
Toplumumuz, bu barış sürecini ne kadar önemsiyor?
Bu konuda
aydınlarımızın, dernek başkanlarımızın, üst düzey
temsilcilerimizin düşüncesi ne?
Biz yok muyuz bu süreçte?
Yokuz
işte!
Önemsemediğimizden mi?
İnanmadığımızdan mı?
Beceremediğimizden mi?
Bilmem
ki!
Biz,
barış isteyenleri izliyoruz?
Sürece
susarak
katkı sağlıyoruz?
Bizim
ihtiyacımız mı var sanki barış ve kardeşliğe?
Öyle ya,
susmak da bir erdemdir!
Biz
şimdilerde isim değişikliğiyle meşgulüz.
Suriye yordu bizi, yorgunuz.
Hem 21
Mayıs var ya ufukta, yastayız.
Bilmem ki
bizimkilerin değişmeyen, değiştirilmesi bile teklif edilemeyecek
olan gündemi hep 21 Mayıs mı olacak, bu böyle mi kalacak?
22 Mayıs
ne zaman gündem olacak?
Gelecek
neslin kültürel bilinçlenmesine 21 Mayıs’ların katkısı ortada.
21
Mayıs’ları gölgelemek değil konu, hafife almak hiç değil.
Konu, 22
Mayıs’ların plan ve programında.
Açıkçası, zihninde,
“soydaş”
sözcüğü kadar
“kardeş” sözcüğüne yer
veremeyenlerle 22 Mayıs’ların programı zor yapılacak, bu işler zor
yürüyecek gibi.
Ne
dersiniz, bugünün Türkiye’sinde, toplumumuz temsilcilerinin,
farklılıkların korunması adına yıllardır haykırdığı düşünceler
hecelenmeye başlamadı mı?
Temel hak ve özgürlükler noktasında özlenen
zemin oluşmadı mı?
Ana dili
özgürlüğü, farklı kimliklerle uyum içinde birlikte yaşama
düşüncesinin gerekliliği konuşulmuyor mu, gereği düşünülmüyor mu?
Bu
toplumun bu çorbada tuzu olmalı değil mi?
Temsilcilerimizi, bu kültür adına söz söyleme
yetkisine sahip olanları neden gereği kadar
heyecanlandırmadı
bu gelişmeler?
Yoksa
siyasi mülahazalar mı devrede?
Senin
parti, benim ideolojim muhabbeti.
Eğer bu
süreç, siyasi anlayış ve duygusallıktan arındırılıp ciddiyetle
değerlendirilemiyorsa eyvah ki eyvah!
Keşke toplumumuzun gönlünde taht kurmuş
kültür
adamlarımızdan biri veya birkaçının adı
da olsaydı “Akil adamlar” listesinde.
Sözün özü şu: Türkiye’nin gündemi olan
“sosyal
barış girişimleri” temsilcilerimizi
heyecanlandırmalı, bu süreç desteklenmeli.
Siyasi şartlanmışlıklar,
rutin işler, kişisel kaygılar,
ezberler,
“toplumsal barış ve birlikte yaşama” gayretlerini gölgelememeli.
Nart ve
Setenay’lar 21 Mayıs’lara hapsolmamalı.
Gençler, 21 Mayıs’ların hakkını köpürtülmeden verirken
22 Mayıs’lar göz ardı edilmemeli.
Nart’ların tarih bilinci 21 Mayıs’larla sınırlandırılmamalı.
Bize,
toplumsal barış için hoşgörünün, birlikte yaşamanın önemine inanan
ufku açık gençler lazım.
Yeni
nesil, 27 Mayıs’ı, 12 Eylül’ü, 28 Şubatı da bilmeli, ona göre
hareket etmeli.
Sevgili Setenay’lar,
genç Nart’lar,
makûs talihimizi boşluğa haykırmayı bırakın!
21
Mayıs’lar gözünüzü bağlamsın,
ufuklar kararmasın!
İnsan
temel hak ve özgürlüklerinin çok daha fazla itibar gördüğü günler
yakın gibi.
Haydin
oyun yeni başlıyor.
Sizi
bekliyoruz.
|