...................
...................
21 MAYIS’LARDA BOĞULURSAK
11.04.2013
YEMUZ Nevzat Tarakçı
...................
...................

Birileri karşı çıksa da Türkiye’de barış süreci etkili şekilde devam ediyor.

Bir kesim, “kültürler arası köprüler kurma” gayretini heyecanla sürdürüyor.

Ülkenin gündemi: toplumsal barış, uyum içinde birlikte yaşama.

Peki, Nart’ların, Setenay’ların gündeminde ne var?

Derneklerimizin, üst kurullarımızın esaslı gündemi ne?

Yöneticilerimiz bu gündemin, bu gelişmelerin neresinde?

Daha da önemlisi, dernek ve üst kurumlarımız Türkiye’nin sorunlarına duyarlı bir STK mıdır?

Toplumumuz, bu barış sürecini ne kadar önemsiyor?

Bu konuda aydınlarımızın, dernek başkanlarımızın, üst düzey temsilcilerimizin düşüncesi ne?

Biz yok muyuz bu süreçte?

Yokuz işte!

Önemsemediğimizden mi?

İnanmadığımızdan mı?

Beceremediğimizden mi?

Bilmem ki!

Biz, barış isteyenleri izliyoruz?

Sürece susarak katkı sağlıyoruz?

Bizim ihtiyacımız mı var sanki barış ve kardeşliğe?

Öyle ya, susmak da bir erdemdir!

Biz şimdilerde isim değişikliğiyle meşgulüz.

Suriye yordu bizi, yorgunuz.

Hem 21 Mayıs var ya ufukta, yastayız.

Bilmem ki bizimkilerin değişmeyen, değiştirilmesi bile teklif edilemeyecek olan gündemi hep 21 Mayıs mı olacak, bu böyle mi kalacak?

22 Mayıs ne zaman gündem olacak?

Gelecek neslin kültürel bilinçlenmesine 21 Mayıs’ların katkısı ortada.

21 Mayıs’ları gölgelemek değil konu, hafife almak hiç değil.

Konu, 22 Mayıs’ların plan ve programında.

Açıkçası, zihninde, “soydaş” sözcüğü kadar “kardeş” sözcüğüne yer veremeyenlerle 22 Mayıs’ların programı zor yapılacak, bu işler zor yürüyecek gibi.

Ne dersiniz, bugünün Türkiye’sinde, toplumumuz temsilcilerinin, farklılıkların korunması adına yıllardır haykırdığı düşünceler hecelenmeye başlamadı mı?

Temel hak ve özgürlükler noktasında özlenen zemin oluşmadı mı?

Ana dili özgürlüğü, farklı kimliklerle uyum içinde birlikte yaşama düşüncesinin gerekliliği konuşulmuyor mu, gereği düşünülmüyor mu?

Bu toplumun bu çorbada tuzu olmalı değil mi?

Temsilcilerimizi, bu kültür adına söz söyleme yetkisine sahip olanları neden gereği kadar heyecanlandırmadı bu gelişmeler?

Yoksa siyasi mülahazalar mı devrede?

Senin parti, benim ideolojim muhabbeti.

Eğer bu süreç, siyasi anlayış ve duygusallıktan arındırılıp ciddiyetle değerlendirilemiyorsa eyvah ki eyvah!

Keşke toplumumuzun gönlünde taht kurmuş kültür adamlarımızdan biri veya birkaçının adı da olsaydı “Akil adamlar” listesinde.

Sözün özü şu: Türkiye’nin gündemi olan “sosyal barış girişimleri” temsilcilerimizi heyecanlandırmalı, bu süreç desteklenmeli.

Siyasi şartlanmışlıklar, rutin işler, kişisel kaygılar, ezberler, “toplumsal barış ve birlikte yaşama” gayretlerini gölgelememeli.

Nart ve Setenay’lar 21 Mayıs’lara hapsolmamalı.

Gençler, 21 Mayıs’ların hakkını köpürtülmeden verirken 22 Mayıs’lar göz ardı edilmemeli.

Nart’ların tarih bilinci 21 Mayıs’larla sınırlandırılmamalı.

Bize, toplumsal barış için hoşgörünün, birlikte yaşamanın önemine inanan ufku açık gençler lazım.

Yeni nesil, 27 Mayıs’ı, 12 Eylül’ü, 28 Şubatı da bilmeli, ona göre hareket etmeli.

Sevgili Setenay’lar, genç Nart’lar, makûs talihimizi boşluğa haykırmayı bırakın!

21 Mayıs’lar gözünüzü bağlamsın, ufuklar kararmasın!

İnsan temel hak ve özgürlüklerinin çok daha fazla itibar gördüğü günler yakın gibi.

Haydin oyun yeni başlıyor.

Sizi bekliyoruz.