Canım kardeşim, bakıyorum duyarlı Çerkes
rolündesin.
İzliyorum, oldukça hazımsız, alabildiğine huzursuzsun.
Bilirsin, hırs, haset ve kıskançlık
kalbe zarar.
Gel,
törpüle olumsuz duygularını, sevimsiz tavırlarını.
Gel, toplumun ve kültürün adına yapılan
güzelliklere sen de
sahip çık,
bu güzelliklerle sen de mutlu ol.
Unutma,
keskin
sirke küpüne zarar.
Sevgili kardeşim, söyler misin sen neyi
eleştiriyorsun,
neyi istemiyorsun?
Anavatan’dan gelenlerle Türkiye’deki Çerkes
toplumunu
150 yıllık hasreti
giderircesine, kardeş olduklarını bütün dünyaya haykırırcasına
kucaklaştıran, sevgiyi, kardeşliği pekiştiren
“Kültür
şenliklerini” mi?
Yurtdışından ve Türkiye’nin değişik bölgelerinden
pek çok sanatçı, şair, yazar, oyuncuyu toplumla buluşturan,
kültür ve
sanat sevdalısı binlerce insana günlerce
büyük coşku yaşatan, değişik mekânlardaki farklı salonlarda müzik,
dans ve söyleşilerle on binlere hitap eden
“Uluslar
arası kültür ve sana festivallerini” mi?
Yok oluşun ayak seslerinin beyinlerde yankılanmaya
başladığı bir süreçte,
fedakâr
dil
öğretmenlerinin büyük gayretleriyle
yüzlerce gencin katıldığı
“Adigece
dil kurslarını”
mı?
Gençlerin gururla sergilediği
“Adigece
bilgi yarışmalarını”
mı?
Salonu tıklım tıklım dolduran,
katılımcıları
mest eden
“Adigece tiyatroları” mı?
Özellikle yeni neslin hizmetine sunulan
“Kültür -eğitim ve sanat dergilerini”
mi?
Genç
Nart’ları
buluşturan,
“ Kültürel, sanatsal ve sportif çalışmaları”
mı?
Güzel
Setenay’ların
yoğun çabalarıyla oluşan “çay
sohbetleri”, Çerkes yemekleri
“Kermeslerini” mi?
Üniversiteli gençlere verilen
“Eğitim
burslarını” mı?
Üniversiteli öğrenciler için açılan
“Gençlik
evlerini” mi?
Bilinç ve coşkuyla yürütülen
“Xabze
toplantılarını” mı?
Thamadelerin bilgi ve birikimlerinden faydalanmayı
amaçlayan
“Thamade pazar sohbetlerini”
mi?
Kafkasya’dan gelen hoca yönetimindeki
“Yoğun halk
dansları çalışmalarının ürünü olan miniklerin ve gençlerin o
doyumsuz danslarını” mı?
Salonundaki izleyicilerin duygu seline karışan
“21 Mayıs anma programlarını” mı?
Özlem, coşku ve kucaklaşmanın mekânı
“Köy şenliklerini” mi?
Bayraklar elde, sevgi selini andıran
“Festival
dostluk ve kardeşlik kortej yürüyüşlerini
“mi?
Binleri buluşturan ihtişamlı “Açılış
programlarını” mı?
Bu kültürün yaşatılması amacıyla yönetimlerin büyük
çabalarıyla “TBMM’nin
sağladığı maddi ve manevi destekleri”
mi?
“Kültür Bakanlığının, Gençlik
ve Spor Bakanlığı”
nın hatırı sayılır maddi katkılarını mı?
“Valiliklerin, Belediyelerin, işadamlarının
bu topluma, bu kültüre
sıcak, anlamlı ilgisi ve maddi desteklerini”
mi?
Etkili çalışmalarıyla bir taşra derneğini,
Türkiye’de ve Kafkasya’da itibarı oldukça yüksek bir dernek haline
getiren sevgi dolu yüreklerin
“parlak
zihniyetini” mi?
Derneklerin samimi, uyumlu, ufuk sahibi, ezber
bozan “güçlü
yönetim kurullarını” mı istemiyorsun?
O halde
söyler misin a canım sen ne istiyorsun?
Hadi,
durma söyle!
|