Bulunduğu toplum için fikir üretip de söylemeyen ya tembel, ya
bencil, ya da korkaktır." Seneka
Bir
STK’da, özellikle de derneklerimizin yönetiminde görev
yapıyorsanız iyimserlik
yetmez, olumsuzluklara, çirkinliklere de hazır olacaksınız.
Meselâ,
kültür maskesiyle
etrafta dolaşan yazısı da turası da silinmiş
karanlık ruhların
varlığını hesaplayacaksın.
Meselâ,
kültür derdi olmayan, söyleneni anlamayan, yaşı ilerlemiş olmasına
rağmen hırs ve hasediyle
hareket eden bazı kişilerin bu kültüre, bu topluma ne kadar zarar
verebileceğini hesaplayacaksın.
Mesela, “Kral öldü, yaşasın
yeni kral!” cıların acizliğini hesaplayacaksın.
Ev
sahibinden yana değil de
hırsızdan yana olan çıkarcıların menfaatperestliğini hesaba
katacaksın.
Kıskançlığından dolayı
kişiliklere saldıran, küçücük hesaplar peşinde koşan, çöplük
karıştıran çaresizlerin varlığını unutmayacaksın.
Kıskançlığın, hasedin insanı
ne kadar alçalttığını hatırdan çıkarmayacaksın.
BAŞARIYA KARA ŞAL ÖRTME GAYRETİ
Birileri
uykularını zincire vurup
bu kültür için geceli gündüzlü çalışırken,
hırsını bileyen, hasedini
besleyen kişilerin var olabileceğini unutmayacaksın.
Hayatı
boyunca takdir etmek nedir bilmeyen,
hep tenkit eden, kırıp
dökmekten zevk alan zevatın varlığını aklından çıkarmayacaksın.
Bu
talihsiz ruhların amacının topluma hizmet olmadığını, kültürü ve
toplumu için bir adım öne
çıkan kişileri yok etmek olduğunu hesaba katacaksın.
Başarının
üzerine kara bir şal
örtmek isteyenlerin varlığını hesaplayacaksın.
Yukarıdaki bu çirkin tablo,
kültürel duyarlılığa sahip, düşünen, üreten, sağduyulu insanların
sorumluluğunun nu kadar ağır olduğunu göstermiyor mu?
O ZAMAN HİZMETLER YALAN OLUR İŞTE!
Büyük düşünür ne de güzel ifade etmiş toplumumuzun önemli bir
hastalığını: “Hakikati, değişimi sevmeyenler,
kontrolü kaybedeceğinden
korkanlar veya büyüklük hastalığı çeken insanlar yeni bir
şeyle karşılaştıkları zaman tepki verirler.”
Tepki
verirler seçilmişlere.
Kıskanırlar başarılı çalışmaları.
Gözünü kapatır, kulağını tıkar
ezberi bozan nitelikli
çalışmalara.
Anlayamasa da algılayamasa da insafsızca eleştirir
yeni icraatları.
Kabullenemezler, hazmedemezler
parlak başarıları.
Duyarlı olması gereken kesim
susar da kültür maskesiyle faaliyet yürüten bu bir avuç güruh
alanı doldurursa bak sen o zaman neler olur?
Yalan olur o zaman eğitim
bursları.
Yalan
olur şenlikler,
festivaller, dil kursları,
folklor çalışmaları…
Yalan
olur seminerler, dergiler,
kitaplar, etkili kültürel çalışmalar.
Yalan
olur gençlik programları.
Yalan olur Xabze
toplantıları.
Yalan
olur ihtişamlı 21
Mayıslar.
Yalan
olur bu kültür için yapılan, başarıyla uygulanan kültürel ve
ekonomik projeler.
Ne kalır geriye?
Kocaman bir eziklik!
Ve devamında kıskançlık,
saldırganlık..
Dedikodu…
Okey masaları…
Gırgır, şamata…
Düğün…
Cenaze!
Allah rahmet eylesin.
UNUTMA!
Sen ey
yönetici, sorumluluğunu
layıkıyla bilmiyor olabilirsin.
Hızla
yok olan kültürünün
sancısını hissetmiyor olabilirsin,
Kültüründen uzaklaşan,
savrulan gençliği tanımıyor, onlarla ilgilenmiyor da
olabilirsin.
Gamsız
ve endişesiz koltuğunda,
okey masasında gününü gün ediyor da
olabilirsin.
Kültürel çalışmayı düğün ve
cenazelerden ibaret de
sanabilirsin.
Fakat
unutma, bu vebal çok ağır!
Ve asla
unutma, bu kültürün derin
vicdanı çok acı çekiyor.
|