...................
...................
BU KÜLTÜRÜN DERİN VİCDANI ACI ÇEKİYOR
20.08.2013
YEMUZ Nevzat Tarakçı
...................
...................

Bulunduğu toplum için fikir üretip de söylemeyen ya tembel, ya bencil, ya da korkaktır." Seneka

Bir STK’da, özellikle de derneklerimizin yönetiminde görev yapıyorsanız iyimserlik yetmez, olumsuzluklara, çirkinliklere de hazır olacaksınız.

Meselâ, kültür maskesiyle etrafta dolaşan yazısı da turası da silinmiş karanlık ruhların varlığını hesaplayacaksın.

Meselâ, kültür derdi olmayan, söyleneni anlamayan, yaşı ilerlemiş olmasına rağmen hırs ve hasediyle hareket eden bazı kişilerin bu kültüre, bu topluma ne kadar zarar verebileceğini hesaplayacaksın.

Mesela, “Kral öldü, yaşasın yeni kral!” cıların acizliğini hesaplayacaksın.

Ev sahibinden yana değil de hırsızdan yana olan çıkarcıların menfaatperestliğini hesaba katacaksın.

Kıskançlığından dolayı kişiliklere saldıran, küçücük hesaplar peşinde koşan, çöplük karıştıran çaresizlerin varlığını unutmayacaksın.

Kıskançlığın, hasedin insanı ne kadar alçalttığını hatırdan çıkarmayacaksın.

BAŞARIYA KARA ŞAL ÖRTME GAYRETİ

Birileri uykularını zincire vurup bu kültür için geceli gündüzlü çalışırken, hırsını bileyen, hasedini besleyen kişilerin var olabileceğini unutmayacaksın.

Hayatı boyunca takdir etmek nedir bilmeyen, hep tenkit eden, kırıp dökmekten zevk alan zevatın varlığını aklından çıkarmayacaksın.

Bu talihsiz ruhların amacının topluma hizmet olmadığını, kültürü ve toplumu için bir adım öne çıkan kişileri yok etmek olduğunu hesaba katacaksın. 

Başarının üzerine kara bir şal örtmek isteyenlerin varlığını hesaplayacaksın.

Yukarıdaki bu çirkin tablo, kültürel duyarlılığa sahip, düşünen, üreten, sağduyulu insanların sorumluluğunun nu kadar ağır olduğunu göstermiyor mu?

O ZAMAN HİZMETLER YALAN OLUR İŞTE!

Büyük düşünür ne de güzel ifade etmiş toplumumuzun önemli bir hastalığını: “Hakikati, değişimi sevmeyenler, kontrolü kaybedeceğinden korkanlar veya büyüklük hastalığı çeken insanlar yeni bir şeyle karşılaştıkları zaman tepki verirler.”

Tepki verirler seçilmişlere.

Kıskanırlar başarılı çalışmaları.

Gözünü kapatır, kulağını tıkar ezberi bozan nitelikli çalışmalara.

Anlayamasa da algılayamasa da insafsızca eleştirir yeni icraatları.

Kabullenemezler, hazmedemezler parlak başarıları.

Duyarlı olması gereken kesim susar da kültür maskesiyle faaliyet yürüten bu bir avuç güruh alanı doldurursa bak sen o zaman neler olur?

Yalan olur o zaman eğitim bursları.

Yalan olur şenlikler, festivaller, dil kursları, folklor çalışmaları…

Yalan olur seminerler, dergiler, kitaplar, etkili kültürel çalışmalar.

Yalan olur gençlik programları.

Yalan olur Xabze toplantıları.

Yalan olur ihtişamlı 21 Mayıslar.

Yalan olur bu kültür için yapılan, başarıyla uygulanan kültürel ve ekonomik projeler.

Ne kalır geriye?

Kocaman bir eziklik!

Ve devamında kıskançlık, saldırganlık..

Dedikodu…

Okey masaları…

Gırgır, şamata…

Düğün…

Cenaze!

Allah rahmet eylesin.

 

UNUTMA!

Sen ey yönetici, sorumluluğunu layıkıyla bilmiyor olabilirsin.

Hızla yok olan kültürünün sancısını hissetmiyor olabilirsin,

Kültüründen uzaklaşan, savrulan gençliği tanımıyor, onlarla ilgilenmiyor da olabilirsin.

Gamsız ve endişesiz koltuğunda, okey masasında gününü gün ediyor da  olabilirsin.

Kültürel çalışmayı düğün ve cenazelerden ibaret de sanabilirsin.

Fakat unutma, bu vebal çok ağır!

Ve asla unutma, bu kültürün derin vicdanı çok acı çekiyor.