...................
...................
“ADİGE GENÇLERİ, İLK HEDEFİNİZ SOKAKLARDIR, İLERİ!”
14.02.2014
YEMUZ Nevzat Tarakçı
...................
...................

Bakıyorum da düşmanlık ve öfkeden, sevgiye, eğitime, dostluğa zaman kalmıyor.

Sokaklar, büyükelçilik önleri, eylemler, sloganlar, pankartlar…

Gidişat: “Sürüldüm, öldürüldüm, yok edildim!” diye intikam duygusuyla haykıran, çözümü sokaklarda, Rus elçiliği önünde arayan, tansiyonu yükseltilmiş, hamasi ifadelerle doldurulmuş öfkeli Adige gençliği.

Bu diplomasi bilmezlik, savrulmuşluk, bölünmüşlük, tahammülsüzlük ve kıskançlık daha çok sıkıntılar yaşatacak gibi bize.

“Ben daha etkili bir grubum, benim sesim daha çok çıkmalı!” düşüncesine sahip gruplar ve kurumlar için gençlik, elbette ki senaryonun olmazsa olmazı.

 

ADİĞE GENÇLİĞİ MARJİNALLEŞİYOR MU?

Gençlik, son zamanlarda hak ve hukuk arayışı adı altında çok ciddi manada öfkeye, düşmanlığa, tepkiselliğe yönlendiriliyor.

Aslında öfke de düşmanlık da hayatın bir hakikati.

Ama canım, düşmanlık, öfke, kin ve nefret, sonsuza kadar sürecek mantıklı bir hayat felsefesi olamaz ki!

Bu tür eylemlerden, kültürü yaşatmak adına toplumumuzun somut kazanımları olacaksa buna da eyvallah!

Ama “modası geçmiş eylem türleriyle” amaca ulaşmak ne kadar mümkün olur?

“Düşmanlığı, unutmadık, unutturmayacağız!”

 

UNUTTUK VE UNUTTURDUK!

Ne garip değil mi “Unutmadık, unutturmayacağız!” ezberimizi tekrarlarken dilimizi unuttuk, kültürümüzü unutturduk!

Gençliği önemsemedik, gençliğe örnek olamadık.

Sokak kültürü olmayan gençleri, “Çözüm sokaktadır!” diyerek sokağa yönlendiriyoruz.

“İstikbal sokaklarda!” diyoruz.

Bu garipliğin farkında olan donanımlı gençlerimizse saygıda kusur etmeme pahasına suskun galiba.

Sevgisiz, eğitimsiz, donanımsız olmaz!

Kültür programları, gençlik toplantıları, seminerler, oturumlar… olmadan olmaz!

 

GENÇLERİ ÖNEMSEMEYEN DERNEK YÖNETİCİLERİ

(Gençleri, kültürümüzün geleceği sayan, bu bağlamda samimiyetle çaba harcayan değerli başkan ve yöneticiler mevzi dışıdır.)

Toplumu tanımayan, samimiyete inanmayan, gençlerle yıldızı barışmayan, buna rağmen toplantılarda mangalda kül bırakmayan başkan ve yöneticiler, vebal altındasınız.

“Sanal dernek binası” nın kapısı yıllardır açılmayan, evinde üç beş kişiyle genel kurul(!) yapan, Kaffed toplantılarında dernek başkanı olarak görüş bildiren, esip gürleyen, itibar bekleyen, toplumuyla ve üst kurumlarıyla dalga geçen, konumunu ve kültürünü çıkarlarına alet eden sanal başkanlar, büyük vebal altındasınız.

Çerkes aydınlarına, yazar ve çizerlerimize, derneklerimize ve değerli başkanlarımıza büyük görevler düşüyor.

Dağınıklığı gidermeye dair, eğitime dair, kültürel bilinçlenmeye dair…

 

2014 YILI, KÜLTÜR İLETİŞİMİNDE GENÇLERE MODEL OLMA YILI OLSUN.

Keşke Kaffed kendisine bağlı dernek başkanlarına sorsa, “Değerli dernek başkanları, kaç derneğimizin yıllık çalışma takviminde kaç gençlik programı var?” dese.

“Yoksa niye yok, gençlik yoksa ne var!” dese.

Gençlik programlarında imkânı olmayan veya ihmali olan derneklere katkı sağlasa, gençler derlenip toparlansa, daha donanımlı bir gençlik yetişse…

2014 yılı, kültürel duyarlılığa sahip donanımlı Çerkes gençliği yılı ilan edilse.

Dili, kültürü ve kimliğiyle barışık bir nesil için hepimiz seferber olabilsek.

 

EĞİTİM OLMADAN, MODEL OLMADAN ASLA OLMAZ!

Kültür iletişiminde geçlere model olmalıyız.

Sokaklar olacaksa nadiren ve ölçülü olmalı.

Gençlik seminerleri, gençlik kurultayları sık sık olmalı.

Gençlerin sesi, sokakların dışında da duyulmalı.

Slogan gençliği değil, duyarlı, donanımlı gençlik olmalı.

Gençler kucaklanmalı.

Derneklerin ana ekseni gençlik olmalı.

Gençler, ilk hedefiniz, okuyan, sorgulayan, kültürel duyarlılık ve sevgiyle yoğrulan donanımlı bir kişiliktir, ileri!