Bakıyorum da düşmanlık ve öfkeden, sevgiye,
eğitime, dostluğa zaman kalmıyor.
Sokaklar, büyükelçilik önleri, eylemler,
sloganlar, pankartlar…
Gidişat:
“Sürüldüm, öldürüldüm, yok
edildim!” diye intikam duygusuyla haykıran, çözümü sokaklarda,
Rus elçiliği önünde arayan, tansiyonu yükseltilmiş, hamasi
ifadelerle doldurulmuş
öfkeli Adige gençliği.
Bu diplomasi bilmezlik, savrulmuşluk,
bölünmüşlük,
tahammülsüzlük ve kıskançlık daha çok sıkıntılar yaşatacak gibi
bize.
“Ben daha etkili bir grubum, benim sesim daha çok çıkmalı!”
düşüncesine sahip gruplar ve kurumlar için gençlik, elbette ki
senaryonun olmazsa olmazı.
ADİĞE GENÇLİĞİ MARJİNALLEŞİYOR MU?
Gençlik, son zamanlarda
hak ve hukuk arayışı
adı altında çok ciddi manada öfkeye,
düşmanlığa, tepkiselliğe
yönlendiriliyor.
Aslında öfke de düşmanlık da hayatın bir
hakikati.
Ama canım, düşmanlık,
öfke, kin ve nefret,
sonsuza kadar sürecek mantıklı bir hayat felsefesi olamaz ki!
Bu tür eylemlerden, kültürü yaşatmak adına
toplumumuzun somut
kazanımları olacaksa buna da eyvallah!
Ama
“modası geçmiş eylem türleriyle” amaca ulaşmak ne kadar mümkün
olur?
“Düşmanlığı, unutmadık, unutturmayacağız!”
UNUTTUK VE UNUTTURDUK!
Ne garip değil mi “Unutmadık,
unutturmayacağız!” ezberimizi tekrarlarken
dilimizi unuttuk,
kültürümüzü unutturduk!
Gençliği önemsemedik, gençliğe örnek
olamadık.
Sokak kültürü olmayan gençleri,
“Çözüm sokaktadır!”
diyerek sokağa yönlendiriyoruz.
“İstikbal sokaklarda!” diyoruz.
Bu garipliğin farkında olan donanımlı
gençlerimizse saygıda
kusur etmeme pahasına suskun galiba.
Sevgisiz, eğitimsiz, donanımsız olmaz!
Kültür programları, gençlik toplantıları,
seminerler, oturumlar… olmadan olmaz!
GENÇLERİ ÖNEMSEMEYEN DERNEK YÖNETİCİLERİ
(Gençleri, kültürümüzün geleceği sayan, bu
bağlamda samimiyetle çaba harcayan değerli başkan ve yöneticiler
mevzi dışıdır.)
Toplumu tanımayan, samimiyete inanmayan,
gençlerle yıldızı
barışmayan, buna rağmen toplantılarda
mangalda kül bırakmayan
başkan ve yöneticiler, vebal altındasınız.
“Sanal dernek binası” nın kapısı yıllardır açılmayan, evinde
üç beş kişiyle genel
kurul(!) yapan, Kaffed toplantılarında dernek başkanı olarak
görüş bildiren, esip
gürleyen, itibar bekleyen, toplumuyla ve üst kurumlarıyla
dalga geçen, konumunu ve kültürünü
çıkarlarına alet eden
sanal başkanlar, büyük vebal altındasınız.
Çerkes aydınlarına, yazar ve çizerlerimize,
derneklerimize ve değerli başkanlarımıza büyük görevler düşüyor.
Dağınıklığı gidermeye dair, eğitime dair,
kültürel bilinçlenmeye dair…
2014 YILI, KÜLTÜR İLETİŞİMİNDE GENÇLERE MODEL OLMA YILI OLSUN.
Keşke Kaffed kendisine bağlı dernek
başkanlarına sorsa, “Değerli dernek başkanları,
kaç derneğimizin yıllık
çalışma takviminde kaç gençlik programı var?” dese.
“Yoksa niye yok, gençlik yoksa ne var!”
dese.
Gençlik programlarında imkânı olmayan veya
ihmali olan derneklere katkı sağlasa,
gençler derlenip
toparlansa, daha donanımlı bir gençlik yetişse…
2014 yılı, kültürel duyarlılığa sahip
donanımlı Çerkes gençliği
yılı ilan edilse.
Dili, kültürü ve kimliğiyle barışık bir
nesil için hepimiz seferber olabilsek.
EĞİTİM OLMADAN, MODEL OLMADAN ASLA OLMAZ!
Kültür iletişiminde geçlere
model olmalıyız.
Sokaklar olacaksa nadiren ve ölçülü olmalı.
Gençlik seminerleri, gençlik kurultayları sık sık olmalı.
Gençlerin sesi, sokakların dışında da
duyulmalı.
Slogan gençliği değil, duyarlı, donanımlı gençlik olmalı.
Gençler kucaklanmalı.
Derneklerin ana ekseni gençlik olmalı.
Gençler, ilk hedefiniz, okuyan, sorgulayan, kültürel
duyarlılık ve sevgiyle yoğrulan donanımlı bir kişiliktir, ileri!
|