Mayası, sevgi, fedakârlık ve kültürel duyarlılık olan, sorumluluğu
çok ağır bir görev yürütüyorsunuz.
Toplumumuz adına özveriyle
yaptığınız hizmetlerden dolayı sizi ve ekibinizi gönülden
kutluyor, bu kutsal
görevde başarılar diliyor, selâm ve sevgilerimi sunuyorum.
SİZ,
DİRİ ve DERİN DUYGULARIN SAHİBİSİNİZ.
Siz,
yönetiminizle uyum içinde çalışan
başarılı bir ekipsiniz.
Bakıyorum da her fırsatta etkili, kapsamlı, gürül gürül kültürel
programlar yapıyorsunuz.
Siz,
geniş salonda küçücük
etkinliklerle vaziyeti idare etmeye çalışan yöneticilerden
değilsiniz.
Siz,
denizi geçip derede
boğulan derneklerimizin yöneticileri gibi değil ümit ve gayret
içindesiniz.
Siz,
“ana dili” diyorsunuz, “tiyatro” diyorsunuz, “folklor”, “kermes”,
“seminer”, “yarışma”, “sergi”, “panel”…
diyorsunuz.
Siz,
21 Şubat, 14 Mart, 21
Mayıs’la yetinmiyorsunuz,
yürekten alkışlıyorum sizi.
SİZ,
GENÇLERİ ANLIYOR, ONLARI ÖNEMSİYORSUNUZ.
Siz,
gençliğin kimliği ve kültürüyle barışık yetişmesi için elinizden
geleni yapıyorsunuz.
Siz,
bir dernek başkanı olarak,
Çerkes gençlerinin ana dilini, soylu kültürünü,
köklü tarihini daha
iyi öğrenmesi için derneklerimizin sorumluluğunun ne denli ağır
olduğunun bilincindesiniz.
Bu
yüzden gençlere gereği
gibi kol kanat geriyor, onları layıkıyla önemsiyorsunuz.
Bu
zorlu kimlik mücadelesinde onlara destek oluyorsunuz.
Yolu
kültüre çıkan, duygularına
akıl ve fikir katan donanımlı bir gençlik yetiştirmenin
samimi, yoğun gayreti içindesiniz.
İçtenlikle kutluyorum sizi.
SİZ,
DUYARLI ve DONANIMLISINIZ.
Sayın
başkan, daha da önemlisi sizin uykularınızı kaçıran bir
kültür derdiniz var.
Yok
oluşa direniş mücadeleniz var.
Duyarlı ve donanımlı bir gençlik
yetiştirme sevdanız var, kutluyorum sizi.
SİZ,
KÜLTÜR ODAKLI, SEVGİ MERKEZLİSİNİZ.
Sevgili
başkan, siz, insan ve
kültür odaklı, sevgi merkezli, evrensel değerlere ve bireysel
beklentilere uyumlu bir düşünce yapısına sahipsiniz.
Birikiminiz var, kendinizi, konumunuzu ve olayları
sorgulayabiliyorsunuz, tebrikler.
Siz,
dernekte gönül eğlendiren,
demli çaylarla vakit öldüren başkanlardan değil, yok oluşa
direnecek donanımlı
gençler yetiştiren
yiğit bir insansınız.
Seviyorum sizi be!
Yürekten seviyorum.
SİZ,
KÜLTÜRÜMÜZÜN YOK OLUŞ SANCISINI YAŞIYORSUNUZ.
Siz,
unutulmaya yüz tutan dilimizi, yok olma eğiliminde kıvranan
kültürümüzün derin sancısını yaşıyorsunuz.
Sayın
başkanım, bilgisi, birikimi, kültürel ve toplumsal duyarlılığı
olmadığı halde başkanlık makamını işgal eden, koca koltuklarda
yorgun, ümitsiz,
tahammülsüz bir halde oturan beyzadeleri gördükçe emenim siz
de kahroluyorsunuz.
Farkındayım, işin edebiyatını yaparken
aslan gibi kükreyen,
icraata gelince sus pus kesilen yöneticilere üzülerek harcayacak
zamanınız yok sizin.
Değil
mi yapılacak çok iş var!
Değil
mi ki zaman aleyhimize çalışıyor!
SİZ,
UFUKSUZ ve DAR DÜŞÜNCELİ DEĞİLSİNİZ.
Hani
hep, “Her dernek başkanı,
küçük, ufuksuz, dar düşüncelerden uzak durmak zorundadır.”
Derdiniz.
Ve
ilave ederdiniz, ”Başkan,
diri ve derin duyguların, kültürel coşkuların sahibi olmak
zorundadır.”
Sayın
başkan, inanın bu toplum size ve benzerlerinize minnettar?
Başkan, seviyorum sizi.
Sizi
çok seviyorum!
Yolunuz açık olsun!
Selâm
ve sevgilerimle.
|