Ufuksuz 21 Mayıs’lar.
Savrulmuş,
darmadağınık, lime lime olmuş 21 Mayıs’lar.
Ezber 21 Mayıs’lar.
Düşmanlık ve öfke dolu 21 Mayıs’lar.
Özünde bilinçlenme olmayan,
tepeden tırnağa tepkiselliğe bürünmüş 21 Mayıs’lar.
Ötekileştiren, şiddeti çağrıştıran,
seffilleştiren,
kimsesizleştiren 21 Mayıs’lar.
Ruhunu kaybetmiş, ümidini yitirmiş,
popülist söylemlerle dolu
21 Mayıs’lar.
Boşlukta yankılanan
“yandık, yıkıldık,
tükendik, mahvolduk…” söylemleri.
Ve sonunda
marjinalleşen Çerkes
gençleri.
Gençlerin 21 Mayıs ilhamlı söylemleri:
“Biz sürgün ve soykırım çocuklarıyız!”
“Burası
bizim diyarımız değil,
o halde çalışmaya, üretmeye gerek yok,
sefilliğe devam!”
“Kaderimizi oynuyoruz biz!”
“Yandık, yıkıldık, mahvolduk, ey dostlar
acıyın bize!
“Ne olur yardım edin, acımız sonsuz bizim!”
“Yol
yok, çözüm yok, ümit yok, moral yok, hadi birlikte ağlaşalım!”
Bu mantık yanlış mı?
Yanlış!
Peki doğrusu nedir?
Nasıl bir 21 Mayıs önerirsiniz?
AKLIN
ve HESABIN EĞEMEN OLDUĞU BİR STRATEJİYE SAHİP 21 MAYIS
Lütfen dikkat!
21
Mayıs’larda toplumun derin vicdanı kanıyor.
Ey yetkililer, lütfen
öfkeyi bir hitabet
sanatı olmaktan çıkarın.
Gerilimden uzak durun.
Duyguların değil,
aklın ve hesabın egemen
olduğu bir strateji uygulayın.
Budur toplumumuzun hayrına olan!
DİRİLİŞİ KONUŞALIM, ŞAHLANIŞI PLANLAYALIM
O halde gelin dirilişi konuşalım.
Gelin
22 Mayıs’ların programını yapalım.
Kültürü ve kimliğiyle barışık donanımlı
gençlik yetiştirelim.
“Kurumlarımız nasıl
daha sıcak olur, nasıl
daha kucaklayıcı olabilir?” bunları tartışalım.
“Gençliğimizi daha fazla nasıl
bilinçlendirebiliriz?” onu konuşalım.
Kültürel bilinci,
tarihsel şuuru
paylaşalım.
Yetmez mi bu
düşmanlıklardan
çektiğimiz?
Sesimiz her daim boşlukta yankılanıyorsa
farklı şeyler yapmak gerekmez mi?
Bu toplum, “Soykırım, sürgün…
Bizim başımıza gelen
kimsenin başına gelmedi, yandık, yıkıldık, tükendik!”
söylemlerinin ilerisine geçemez mi?
YÖNETİCİLERİMİZ SÖYLEMLERİNDE BİRAZ DAHA DİKKATLİ OLMALI
Bize yakışan, 21 Mayıs tarihini fırsat
bilerek bu süreci çok iyi değerlendirmek, toplumun tek yürek
olmasını sağlamak, özellikle de
gençlerin kültürel
bilinçlenmesi için fırsat kollamak, günler, haftalar süren
etkili çalışmalarla kültürel bilinci arttırmak olmalı.
Gel gör ki bunu yapamıyoruz.
İfrat ve tefrit ufuklarında dolaşıyoruz.
Ya
“Yandık, bittik, tükendik!” edebiyatı ya da
“Çerkes toplumunun hiçbir
derdi yok, gayet mutlu bu toplum!” Söylemi.
Bakın şu ifadelere, güler misiniz ağlar
mısınız?
“Biz,
bize kucak açan Türkiye Cumhuriyetine minnettarız, atalarımız
geldiğinden bu güne kadar gayet mutlu bir şekilde barış içerisinde
yaşıyoruz. Biz bu Cumhuriyetin kuruluşunda da bizzat yer aldık,
hiçbir şikâyetimiz yoktur, biz bu şanlı al bayrak altında gayet
mutlu bir şekilde yaşamaktayız.”
“Şu
anda Kafkasya’da Çerkes toplumu bağımsızlığını kazansa ben şahsen
herkesin oraya göç edeceği kanaatinde değilim,
Çerkes Kültür Derneği Başkanı olarak ben şahsen tekrar oraya
yerleşmek üzere göçmem. Ama vatanım olarak oraya gider ziyaret
ederim, benim gibi düşünen insan sayısı da çoktur.
Orada bağımsız Çerkes cumhuriyetinin olması beni mutlu
eder, ben bu ülkede de mutluyum hem de son derece mutluyum. Bu
ülkede bize her tür kapı açılmıştır, hiçbir kapı kapanmamıştır.
Bazı fanatik insanlar
dilimiz kaybolmuştur gibi şeyler söylüyor. Dilinizin
kaybolması sizlere aittir, kendine aittir. Siz ailenizde dilinizi
çocuklarınıza öğreteceksiniz, ben bu güne kadar bu konuda hiçbir
şekilde devlet baskısı görmedim.”
“Onun
için ben bu ülkeden kimsenin göç edeceğine inanmıyorum ama bir
Cumhuriyetin olması beni mutlu eder.
Yani şu anda Kafkasya’da
bağımsız bir cumhuriyet kurulsa Çerkeslerin yüzde 90’ının
göçmeyeceğini düşünüyorum.”
Bu söylemler karşısında donanımlı, duyarlı
çakı gibi bir Çerkes genci
olsanız neler düşünürdünüz, neler hissederdiniz?
Peki, bu kültürün
yok oluşunun ayak
seslerini duyan, geri sayımın “tik - tak!” larıyla ürperen,
yüreği kavrulmuş bir Çerkes olsanız ne söylerdiniz, neler
hissederdiniz, ne yapardınız?
Demek ki sesimiz, bu yüzden boşlukta
yankılanıyor bizim.
İşte 21 Mayıs manzaraları.
Seç, beğen al.
SELAM
SİZE!
Yılın 21 haftasında 21 Mayısı konuşan ve 21
Mayıs’ta dernek salonunda 21
genci buluşturamayan büyük derneklerin yöneticileri,
Her konuşmasıyla
ideali hançerleyen,
tutum ve davranışlarıyla
gençlerin yüreğine, bileğine basmayı görev kabul eden dernek
başkanlarımız selam size.
|