Bilgisi, birikimi ve derinliği, 2009’da
yayımlanan “Adige Xabze” adlı başucu kitabıyla, bir kez daha
tescillenen değerli büyüğümüz
TUMA Rahmi Tuna’nın
rahatsız olduğunu duyuyor ve evine ziyarete gidiyoruz.
Samimiyeti, gayreti ve hoşgörüsüyle
gönüllere taht kurmuş
güzel insan Bahçelievler dernek eski başkanı
JILIHAJ Erdoğan Yaşar
ve Kahramanmaraş dernek eski başkanı
TUMA Şahver Tuna ile
birlikteyiz.
Rahatsız olmasına rağmen o
esprili üslubuyla, şen-
şakrak bizi kapıda karşılıyor.
Hoş- beş ve hatır sormalardan sonra konu
Çerkes tarihi ve Çerkes
kültürüne geliveriyor.
Belli, dinlenmesi gerekiyor. Ciddi bir
rahatsızlık yaşamış. Hastanenden yeni çıkmış. Ama ne önemi var(!)
Konu kültür, konu tarih,
konu Xabze…
Toplumumuz ve kültürümüzün can alıcı
noktalarını, harika espriler katarak anlatıyor.
Adigecesi mükemmel,
akıp gidiyor.
Nefes almadan dinliyoruz, doyamıyoruz.
Biz, bir kez daha en derinden anlıyoruz ki bu
değerli “thamademiz” toplumumuzun yetiştirdiği
çok ender kişilerden
birisi.
SOHBET KOYULAŞIYOR,
ADETA TARİH ve KÜLTÜR DİLE GELİYOR
Ziyarete giderken “Hastayı fazla yormayalım,
ziyareti kısa tutalım.” demiştik.
Peki ne olacak şimdi?
Hadi
göreyim seni, git gidebilirsen!
Sohbette temas ettiği konular son derece
önemli ve derin, ifadeler
o kadar öz ve etkili.
Toplumumuzun içinde bulunduğu sosyal ve
kültürel sıkıntılardan duyduğu rahatsızlık öyle böyle değil,
kendi rahatsızlığını
unutuveriyor.
Toplum olarak az okuduğumuzu, ezberimizi
bozamadığımızı ne de güzel anlatıyor!
Sohbette, yaşanmış, yüreklere kazınmış
sayısız hatıralar can bulunca
muhabbetin tadı bir başka
oluyor.
Gençken sohbetine katıldığı, rahmetle
andığımız o değerli “thamadelerin” hatıralarını mı dersiniz?
1973 yılında değerli eşi, yine bir kültür
sevdalısı, araştırmacı yazar
Sayın Mahinur Tuna ile
Abhazya ve
Kaberdey gezisinin
oldukça ilginç anılarını
mı dersiniz?
Göksun’da geçen, Kafkasya hatıralarının
anlatıldığı bir dost meclisinde yaşanan
trajikomik hatıraları
mı dersiniz?
Kısacası bir deniz, bir derya Sayın Av. Rahmi
TUNA.
Tarihin, kültürün, sanatın, düşüncenin,
kitabın, derginin, kaynak eserlerinin çok önemsendiği bir ev
burası.
Sağ, sol, ön, arka kitap, dergi…
Her konuşma tarih, kültür ve “xabze” üzerine.
ÇOK
OKUYOR, ÇOK İYİ ARAŞTIRIYOR
Sohbet esnasında birkaç kez yavaşça kalkıyor,
odadan çıkıp
kütüphanesinden aldığı kitapla aramıza dönüyor.
Elindeki
altı çizilmiş, üzerine
notlar alınmış kitabın ilgili kısımları özenle dikkatimize
sunuluyor.
Hemen not alıyoruz.
“Kaynak!” diyor, “Kaynaksız yazı olmaz, kaynaksız, dayanaksız
tarih bilinci makbul sayılmaz!” diyor.
Devamında, gerek yazınsal dünyamızda, gerekse
sosyal medyada çok sık rastladığımız, kaynaksız, dayanaksız,
abartılı, eksik, yanlış ifade ve düşüncelerden duyduğu
rahatsızlığı dile getiriyor.
“Ezber olmaz, araştırılmadan, tartışılmadan
olmaz!” diyor.
ÇOK
PRATİK ve ÇOK DUYARLI BİR İNSAN
Sohbete katılan
Mahinur Tuna Hanım’ın
sosyal ve kültürel duyarlılığı, özellikle Abhaz kültürü ve
Abhazya tarihi
konusundaki derinliği hemen fark ediliyor.
Rahmi TUNA’nın kızı,
Burcu Hanım tam bir
Çerkes kızı, ince, zarif, duygulu.
Burcu Hanım’ın Türkiye’deki kültür
dernekçiliği konusundaki hassasiyeti, düşünceleri takdire şayan.
Kaşla göz arası sofra hazırlanıyor ve
nefis bir kahvaltı
faslı.
Yine neşe içinde koyu sohbet.
Neşeli anlar, ne kadar da çabuk geçiyor, “Ne
olur kısa tutalım!” dediğimiz ziyaret uzuyor, uzuyor ve
son derce anlamlı bir
programa dönüşüyor.
Buna bir
konferans, bir
brifing demek bile
mümkün. Öylesine dolu, öylesine derin.
Konusunda çok yetkili ve etkili.
Ben, “Çerkes toplumu” konusunda doktora
yapmak isteyen kaç araştırmacıyı Rahmi Ağabey’e yönlendirdim
sayısını bilemiyorum.
Peki, biz toplum olarak, farkında mıyız bu
kabına sığmayan büyük
insanın?
Farkında mıyız bu ummanın?
Bu
donanımlı tarih ve kültür insanından yeteri kadar istifade
edebiliyor muyuz?
Kafkasya’daki araştırmaları,
konferansları, kitapları,
makaleleri…
Bizler en azından gençlere bu kaynağı işaret
edebiliyor muyuz?
Gün
geçtikçe elimizden kayan, kaybolan bu köklü kültürü öğrenmek,
yaşmak yaşatmak gibi bir derdimiz varsa işte size kaynak!
Erdoğan Bey, sohbet anında birkaç kez konuyu
Rahmi Bey’in hastalığına getirmek istiyor.
Rahmi Bey, kısacık bir özet geçerek
toplumsal, kültürel
hastalıklarımıza getiriyor sözü.
Onun derdi, kültür, onun derdi toplum!
Konuşurken ne kadar samimi, ne kadar içten.
Onu dinlerken toplum olarak, birey olarak ne
kadar kültürel
eksikliklerimizin olduğunu bir kez daha derinden anlıyor
insan.
Ve kahroluyor.
GENÇLER, MESAJ ALINDI MI?
Sayın Av.Rahmi Tuna’nın
“Adige Etiği ve Etiketi”
ADİGE HABZE kitabının önsözü:
“Bir
ön çalışma olan bu kitabı, araştıracaklarına, öğreneceklerine,
uygulayarak koruyacaklarına yürekten inandığım ve çok sevdiğim
gençliğe sunuyorum.”
Gençler, mesaj alındı mı, ne dersiniz?
Rahmi Tuna Ağabeye
acil şifalar dilerken
her karesi buram buram tarih ve kültür kokan bu evde
TUMA ailesine sağlık,
mutluluk ve verimli uzun bir ömür diliyorum.
Bir an önce iyileş Rahmi Ağabey, bizim
size daha çok ihtiyacımız
var.
Acelemiz var!
Saygılarımla.
|