Yaz dönemindeyiz, rehavete yer yok.
Haydi, başlasın şenlikler, başlasın festivaller!
Haydi, sanat, sevgiyle; kültür, dostlukla buluşsun!
Coşsun gençler.
Birlikte olmanın, sevgiyle kucaklaşmanın,
ana dille şarkı
dinlemenin, tiyatro
izlemenin, büyük hazzını yaşasın kalabalıklar.
Otantik dansların büyüsüyle kendinden geçsin, coşsun davetliler.
DUYARLI YÖNETİCİLER, ALKIŞLAR SİZE!
Bu sevgi ve birliktelik ortamları ancak
fedakâr dernek yöneticilerinin gayretleriyle oluşabiliyor.
Dernek yetkililerimiz,
sözü aşan eylemleriyle
bu birliktelikleri önemsemeli.
Yok oluşun, tükenişin ayak seslerini
yüreğinde duyan hangi
yönetici, kültürel ve
sosyal alanda zihinlerde
bu kadar etkili izler
bırakan bu anlamlı birlikteliklere duyarsız kalabilir ki?
Dernek yetkililerimiz,
şenliklerin, festivallerin
önemine inanmalı.
İmkânı olan dernekler, yıl boyu yaptıkları
anlamlı çalışmaları, yaz sezonu şenlik veya festival etkinliğiyle
taçlandırmalı.
Derneklerimize ne kadar da yakışıyor,
toplumu kucaklamak, ufku, duruşu ve sıcacık tavırlarıyla STK’larla
uyum içinde çalışmak.
SANATI
SEVGİYLE, KÜLTÜRÜ DOSTLUKLA BULUŞTURALIM!
Farklı yerlerde farklı mevsimler yaşayan,
özlemi, kardeşliği
yüreğinde hisseden, bir ecdadın torunları olmaktan gurur
duyan, hayallerimize ve yaşanmadık baharlarımıza inanan herkese,
gönül dolusu selam.
“Festivaller, sanatın sevgiyle, kültürün
dostlukla buluştuğu ortamlardır.”
Festivaller ve şenlikler sayesinde hasretle
kucaklaşan, şarkılarda
ağlayıp, oyunlarla
coşan toplumumuz, yaşlısı- genci, bayı- bayanıyla kardeş
olduklarını bütün dünyaya haykırırcasına birlikteliği yaşıyor.
Ne güzel!
Bu birliktelikler vasıtasıyla ümitli
yürekler, adeta dünyaya yüksek sesle:
“Bu kültür yok olmayacak,
bu kültürü birlikte yaşatacağız!” mesajını haykırıyor.
Biz yürekten inanıyoruz ki aynı dili
konuşup aynı duyguları paylaşan torunlar kucaklaşırken,
atalarımızın aziz ruhları
şad olmaktadır.
Sevgili gençler,
Bu soylu kültürü gelecek nesillere sizler
aktaracaksınız.
Okuyan, araştıran donanımlı gençler olarak
kimliğiniz ve kültürünüzle gurur duyun.
Değil mi ki gençliğimiz varsa varız,
gençliğimiz yoksa yokuz!
Önümüz yaz, sakın ola
“sezon finali (!)”
aldatmacalarına inanmayın.
Bilakis
kültürel boyutuyla bu dönemi daha da ciddiye alın.
Okuyarak, sohbetlere katılarak,
kültürümüzün rahat nefes aldığı doğal ortamları paylaşmanın
fırsatını kollayarak…
Tarihi, kültürü öğrenmenin, yaşamanın, yansıtmanın sezonu, finali olmaz!
O, sizin özünüz, o sizin ruhunuzdur.
HAYDİ GENÇLER, KÖY DÜĞÜNLERİ, FESTİVALLER, ŞENLİKLER UYGULAMA ALANINIZ
OLSUN!
Gençler, yaz dönemini iyi değerlendirin.
Mümkünse köy ortamlarını, yaşlılarla
birliktelikleri, sohbetleri,
düğünleri, şenlik ve
festivalleri çok iyi değerlendirin.
Aileleriniz ve
derneklerimiz birer okulsa
düğünlerimiz, birliktelikleriniz, sohbet ve muhabbetleriniz,
şenlik ve festivallerimiz
“xabze” lerimizin
uygulama alanı olsun.
Yüreğiniz ve ruhunuz, sizi farklı kılan
kültürel güzelliklerle
dolsun.
Haydi, gösterin kendinizi, gösterin farklı
olduğunuzu, gösterin
asaletinizi, zarafetinizi!
Bir yabancı gibi değil, bu kültürle
yoğrulmuş, ruhunun derinliklerine bu kültürü işlemiş birer
kültür abidesi oluverin.
Bu güzel ortamlar size yepyeni kapılar
açacak, sizi soylu ve asil bir ortamla buluşturacaktır. Artık siz
bilmediğiniz için sevmediğiniz, sevmediğiniz için yaşayamadığınız
nice güzellikle
tanışacak, ruh dünyanızla kaynaşacak ve kucaklaşacaksınız.
Haydi gençler, buluşun, kültürünüzü
birlikte bilinçle yaşayın, örnek olun!
Bu asil kültüre siz sahip çıkmazsanız, bu
soylu kültür yaşayamaz.
Unutmayın,
gücümüz kültürünüz, kültürümüzse gücümüzdür!
Haydi!
|