...................
...................
ÇERKES TOPLUMU SİZİNLE GURUR DUYUYOR (!)
21.09.2014
YEMUZ Nevzat Tarakçı
...................
...................

Bilgi yok, birikim yok, afra tafra alabildiğine.

Samimiyet yok, ümit yok, aşk ve şevk hak getire.

Sen ey soylu Çerkes, memnun musun bu gidişattan?

Memnunsan mesele yok ama değilsen dertleşelim hadi biraz.

Ey duruşu, tavrı ve kırık dökük ifadeleriyle toplumunu temsil edemeyen bu kültürün sözcüleri.

Duyarlı insanların, meraklı simaların hazır bulunduğu kültürel programlarda, sahnede hayati öneme sahip mesaj vermek yerine toplumunun en mahrem konularını paylaşan yöneticiler!

Mikrofonda iki cümleyi bir araya getiremeyip katılımcıların yüzünü yere eğdiren toplumumuzun temsilcileri.

Benim iki kızım bir oğlum var, lise bitinceye kadar asla derneğe göndermedim. “Önce okul, önce meslek!” diyen duyarlı(!) anne babalar.

Küçüklere ve gençlere model olamayan büyükler.

Ana diline hâkim olduğu halde “Dil de neymiş, kültüre ne gerek varmış!” hezeyanıyla evde çocuklarıyla asla ana dilleriyle konuşmayan, kültürel hiçbir heyecan yansıtmayan aileler.

Zengin Kafkas yemeklerine mutfağında yer vermeyen, tezgâhında sergilemeyen hanımlar.

Büyüklerin ve yöneticilerin en basit eleştirilerine tahammül edemeyip kırılan, dökülen ve derneği terk eden yiğit(!) gençler.

Sosyal medya aracılığıyla duygu ve düşüncelerini paylaşarak kültürünü canlandırma imkânı mevcutken her daim yemek masası ve mangal paylaşan ruhu aç insanlar.

Yönetim döneminde, yönetim kurulunu toplayamayan, kültürel faaliyet adına komiklikler sergileyen dernek yöneticileri.

Yönetim kurulu olarak seçildiği derneğe yılda iki defa uğramayan başarılı (!) yönetim kurulu üyeleri.

Bir yılda bir istişare toplantısı yapamayan, gençlerle ilgili hiçbir projesi olmayan, hatta gençleri derneklerden soğutan, afra ve tafralarla yöneticilik yaptığını sanan, kültür derdi olmayan büyük derneklerin büyük başkanları.

“Yaşım da var, kırlaşmış saçım da!” diyerek kimseye söz hakkı vermeyen, derneğin altını üstüne getiren, üyeleri ayrıştıran, gençleri dışlayan, herkesi harlayıp horlayan birkaç yaşlıya “Dur kardeşim, haset ve nefret tahamadeye yakışmaz!” diyemeyen thamadeler.

Hiçbir şeyi önemsemeyen, toplum, kültür, sanat, ahlak derdi olmayan ruhu erimiş, şevki tükenmiş, yetkililer, dernek temsilcileri.

Kimin yönetici, kimin yetkili, hangisinin temsilci olacağını bile asla önemsemeyen, dil unutulmuş, kültür yok olmuş umurunda olmayan, çoğu zaman celladına âşık olan sevdalılar.

Okumayan, düşünmeyen, üretmeyen enerji sahibi(!) gençler.

Daha doğrusu, ey hataların harmanına hasat taşıyan yiğitler (!) selam size, Çerkes toplumu sizinle gurur duyuyor!

 

UYAN EY ÇERKES, BAK, UÇURUMUN KENARINDAYIZ!

Sen ey kocaman laflar ve küçücük hesaplarla toplumuna yön vermeye kalkan.

Sen ey bu kültürün yaşatılması adına bir tek sözü olmayan.

“Xabze” den anlamayan, ezberini bozamayan, çağa uyamayan…

Hizmet adına asla elini taşın altına koymayan.

Ama her icraatı insafsızca eleştiren.

Yolu, samimiyet durağına uğramayan.

Ümitsizler, inançsızlar, samimiyetsizler… Size de selam.

HEP KAHIR, HEP KAHIR NEREYE KADAR!

Her daim kahreden, her an küsüp kırılanlar,

Moralsizler, ümitsizler,

Kendilerini özel îmalât sananlar,

Kimseyi dinlemeyenler, umursamazlar, vurdumduymazlar,

Dedikodu severler, kıskançlar, hazımsızlar…

Hep kahır, hep kahırla yaşayanlar.

Küserek, kırılarak, savrularak, bölünerek, ayrışarak bu zorlu yollar aşılamaz, demeyi aklına getiremeyenler.

Bizim topyekûn yeni bir bakış aşısına ihtiyacımız var, diyemeyenler.

Sizlere de selam, bu tarih sizi de yazacak!

Zira siz, her halinizle, hataların hasadına katkı sağladınız.

Toplum sizinle gurur duyacak(!)  gelecek nesil sizi iftiharla(!) anacak!

NOT: Yüreğinde sevgi ve samimiyet, ruhunda ümit, gayret ve muhabbet yeşerten, sabır ve azimle kültürel duyarlılığın gereğini yerine getiren değerli yöneticilere, duyarlı üyelere, güzel dostlara selam, sevgi ve saygılarımla. İyi ki varsınız!