...................
...................
EY ÇERKES AYDINI, NEDİR BU HÂL?
19.10.2014
YEMUZ Nevzat Tarakçı
...................
...................

Toplum ve kültür adına ters giden pek çok şey varken,

Etraf, yangın yerine dönmüş, kültür değerleri alev almış yanıyorken, hangi duyarlı Çerkes aydınının “üç maymunlar” ı oynama hakkı olabilir?

Bu vahim durum karşısında hiçbir şey olmamış gibi davranmak nasıl bir ruh hali?

Ne yazık ki dağ gibi birikmiş kültürel, sosyal ve sanatsal sorunları olan bir toplumuz.

Evet, sorunlar, duyarlılık, samimiyet, birliktelik ve gayretle çözülür.

Peki ya bazı Çerkes aydınlarındaki “Görmedim, duymadım, bilmiyorum!” tavrı?

Kültürel, sosyal ve sanatsal sorunları “Görmek, duymak, bilmek” sorumluluk demek.

Samimiyet demek.

Doğruyu bulma çabası, demek.

“Küllerinden doğma” mücadelesi, demek.

Değilse,

Bencillik demek.

Neme lazım, demek.

Vurdumduymazlık demek!

Sorumluluktan kaçmak, demek.

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın, demek!

Hadi toplumun bir kesimi neyse de ey Çerkes aydını, nedir bu hal, yok oluşun eşiğinde nedir bu ilgisizlik, nedir bu duyarsızlık?

 

EY KOCA ÇERKES, GÖRMÜYOR, DUYMUYOR, BİLMİYORSUN…

Ey Çerkes aydını, niçin yumdun gözlerini, neden kapattın kulağını, ne uğruna susuyorsun hakikat karşısında?

Bil ki susarsan, susar gençlik!

Susar Nart’lar!

Susar kadınlar, kızlar…

Susar toplum!

Unutma, düşünen, okuyan, yazan, üreten toplumlarda ''Üç maymun'' a rastlanmazmış!

Velhasıl, donanımlı Çerkes’e ihtiyaç var!

Özellikle duyarlı Çerkes aydınına, yürekli Çerkes gencine.

Ne diyor CC’nin meşhur, muhalif Adige’si HATKO Mülayim:

“Seni yönlendirecek, ufkunu açacak yazarın, çizerin yoksa istediğin kadar yırtın, geleceğin son nokta, Rus Konsolosluğu önü olur!”

“Ben, toplumumun sorunlarını, kültürümün problemlerini görüyorum, duyuyorum, biliyorum!”

“Ve dahi toplumuma ve kültürüme katkı sağlasın diye gördüklerimi tarif ediyor, duyduklarımı anlatıyor, bildiklerimi paylaşıyorum!” diyen yürekli yiğit Çerkes aydınları, duyarlı Çerkes gençleri, binler selâm size.

Siz ümitsiniz.

Siz moralsiniz.

İyi ki siz varsınız!

 

NOT:

Bir önceki yazıya, www.circassiancenter.com/cc-turkiye/yorum/nt/220-Jabag.htm. aydın duruşları ve samimi ifadeleriyle katkı sağlayan kültürel duyarlılık sahibi değerli dostların bu anlamlı duygu ve düşünceleri facebook sayfalarında kaybolsun istemedim.

İşte, kültürel aşınmayı dert edinmiş, gören, duyan, hisseden, çözümün parçası olabilmek için duygu ve düşüncelerini paylaşan bu güzel insanların ( Jabağı’nın Kemiklerini Sızlatmayın!) yazısına ufuk katan düşünceleri:

Ömer Atalar:

“Dışa dönüp iş yapmayan her yapı, içe döner ve karadelik gibi bütün enerjiyi yutan dedikodu, nefret, dalavere ile meşgul olur. Örgütlülüğümüzü dünya demokratik mücadelesine eklemleyecek tavra ve tarza dönüştüremezsek her düzeyde bu tür çirkin tezgâhlarda kendi sonumuzu kendimiz dokuyacağız. Rus'a, Türk'e şuna buna kızmaya gerek yok, önce kendimiz "insan" olacağız; değil mi ki "Çerkes olmak insan olmaktır"...

Memresh Mustafa:

“Değerli hocam, yazınızı sonuna kadar büyük bir dikkatle okudum.

…“Öncelikle sizinle dernek içinde uzun zamanlar çalışmış birisi olarak siz ve sizin nezdinizde dernek yönetiminizin bu topluma yapmış olduğu hizmetler bizim aklımızda…”

 “Ben, dernek yönetiminin mevcut bir üyesi olarak en basitinden önceki yıllarda yapmış olduğunuz Doğu Akdeniz kültür festivalinin uluslararası kimliğini ve çıtasını en üst seviyeye çıkarttınız biz bu çıtaya erişemedik bu bir gerçektir.”

“Ayrıca yine dernek binası yapımı için arsa temininde ki çabalarınız ve katkılarınız unutulmayacaktır.”

“Ve en önemlisi o dönemlerde biz gençler ile iletişiminiz dernekteki her görev aşamanızda gençleri ateşleyen, gençlere yol açan edebiyat birikimiz ile gençlere ışık tutan samimi kişiliğiniz tarafımca her daim alkışlanmış ve örnek gösterilmiştir.”

… “Dedikodu yapmak illa ki hoş bir şey değildir. O üç Thamadenin orada yapmış olduğu hoş olmayan davranışlar kadar o konuşmaları gizlice dinleyip de size getirilmesi de hoş bir durum değildir.”

“Ayrıca sizin de bu konuyu bu şekilde bir siteye yazarak daha geniş kitlelere taşımanız da sizin şahsınıza yakışır bir davranış olarak görmüyorum. Eğer böyle bir sorun var ise ve sizin için hoş olmayan cümleler kuruluyorsa Empati kuruyorum da ben olsam öncelikle o kişilerin kimler olduğu konusunda bir araştırma yaparım ki eğer üzerine düşülmesi gerekiyorsa.”

… “Eleştiriler her zaman insanları doğru yola sevk eder sizi seviyorum hocam Güzel günlerde güzel etkinliklerde buluşabilmek ümidiyle…”

“Saygılarımı sunarım.”

Мамрэш Айтеч:

“Ben bunu her zaman söylüyorum. Dernekler hiç bir zaman bize insan kazandırmıyor, aksine insanları kaybettiriyor. Derneklerde artık Politikacılık oynama derdinde. O, onu destekliyormuş; şu, şunu destekliyormuş... Yoksa GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ OLURSA TARAFTARLAR SAHAYI BASABİLİR. İnsan sevdirmek, insan kazandırmak yıldız transferler gibi yıldız işler yapmak lazımdır. Saygılarımla.”

Anzor Keref :

"..Sizde yönetim, seçimle değil de atamayla mı oluşuyor?.." Evet, aynen öyle oldu yıllarca ve buna karşı çıkanlar hakkında yapılmadık edepsizlik de kalmadı. Bir bir yaşadım. Ve onlar hala utanmıyorlar. İstiyorlar ki yüzlerine vurup biz utandıralım. Ama bunu yapmak içimizden gelmiyor; utanıyoruz! Maalesef böyle...

Hayri Duman:

Bence asıl utanç, dünya uzay cağında iken toplumsal gelişimin ve uyanışın frenlenmeye çalışılmasıdır.

Milletin çıkarları doğrultusunda görüşmeler yapabilen yöneticileri dernek ve federasyon yönetimlerine getiremedik.

21 Mayıs’lar protestolar olimpiyatlar derken enerjimizi realiteden uzak şeylere harcamamızı sağladılar. Protestolar TC kültür bakanlıklarının eğitim bakanlıklarının önünde yapılmalıydı.

Bu ülkenin parçasıyız sanatımıza kültürümüze devlet desteği istiyoruz denmeliydi Rusya'ya düşman olmamız gerektiği sürekli poh pohlandı.”

Türkiye’de gerek federasyonlara gerek derneklere vasıfsız insanlar yerleştirilerek birileri bizi oyaladı. Bizi kandırdı, gelişmemiz, kendimize gelmemiz engellendi. Realiteden uzak davranışların artık geride bırakılıp reel fikirlerin uygulanmaya başlaması gerek, ZİRA BİR SÜRE SONRA HER ŞEY IİÇİN ÇOK GEÇ OLABİLİR!”

Ümit Duman:

Nevzat bey ile ilgili söylenenler ve karşılıklı yorumlarla ilgili çok şey söylenebilir. Bu tür olayların çoğaldığını görmek elbette çok üzücü, ancak '' xabze" sözünü ağzından düşürmeyip sadece kendi -şişkin- egosu için her türlü aymazlığı yapanlara toplumumuzun ortaklaşarak oluşturacağı yaptırımlar tekrar devreye sokulmalı diye düşünüyorum.

Anzor Keref:

Sayın Ümit Duman haklı. Bir an önce gereken yapılmalı... Muhatabı her kim olursa, yaş ve konumu ne olursa olsun!