150 yıllık dernekçilik geleneğimizin olmazsa
olmaz klasik spot cümleleri
var:
“Derneğimizin
tanışma ve dayanışma
programı”
“Derneğimizin genişletilmiş
istişare toplantısı”
Meğer ne
çok kullanırmışız
“tanışma”, “dayanışma” ve “istişare” sözcüklerini.
Meğer toplum olarak ne çok önem verirmişiz
istişareye, dayanışmaya.
Bakıyorum da bu kavramlar adeta
toplumumuzla özdeşleşmiş(!)
Neredeyse
ömrümüz “istişare ve
dayanışmayla” geçmiş(!)
Keşke böyle olsa!
HANİ
İSTİŞARE, HANİ DAYANIŞMA?
Mutat sosyal olaylar için
dayanışma kolay olabilir.
Cenaze
için dayanışma, düğün
için dayanışma gibi.
Ancak her konu istişareye ve dayanışmaya
uygun olmayabiliyor.
Mesela şu konularda niçin yeterli istişare
yapamıyoruz?
“Dağınıklığımızı nasıl giderebiliriz?”
“Toplumumuzun siyasete bakışı nasıl olmalı?”
“Çerkes toplumu siyasetten uzak mı durmalı,
siyasete
mi girmeli?”
“Siyasete girilecekse
Çerkes partisi olmalı
mı?”
“Yoksa büyük partilerden
güçlü adaylar, daha mı doğru?”
“Kimler,
niçin milletvekili adayı
gösterilmeli?”
“Bağımsız adaylara
toplum nasıl bakıyor?”
“Ya
matematiğin bağımsız adaylara bakışı?
Gibi pek çok konunun istişaresinde ve
dayanışmasında ne yazık ki
yaya kaldık?
Büyük derneklerimiz,
büyük çatı kuruluşlarımız
ve dahi büyük başkanlarımız
bu konuda ne yapar, ne düşünür?
Toplum, bu konu ve kavramları ne zaman ve
nasıl konuşacak, ne zaman tartışacak?
Galiba
seçimden sonra!
SİYASETİN KIYICIĞI
Siyasetin kıyıcığına korkarak,
çekinerek, etrafımıza bakınarak attığımız adımlara bir bakın!
Sosyal medyada
Çerkes siyaseti adına
yazılanlara, çizilenlere bakın!
Hayal
peşinde koşanlara bakın!
“Laf
ola beri gele!” diyenlere bakın!
Kıskançlığa, tahammülsüzlüğe,
öfkeye bakın!
Dökülüyoruz!
YETERLİ BİLGİ, SAĞLAM ÜSLUP
Siyasette çok yeni, çok
acemiyiz!
Siyaseti konuşmakta çok geciktik.
Bilenimiz de bilmeyenimiz de siyaseti
konuşuyor, yazıyor, tartışıyor.
Konuşulmasın, tartışılmasın diyen yok!
Ama yeterli bilgiyle, sağlam üslupla.
Ne yazık ki çoğumuz
bilgi sahibi olmadan fikir
sahibi oluyoruz.
Bilmediğimiz, anlamadığımız bir alanda
akıl hocalığı yapıyoruz.
Sıkıntı burada.
DERSİMİZE HİÇ ÇALIŞMAMIŞIZ
Medyaya yansıyan
Çerkes siyaseti
endişelendiriyor beni.
Dersine hiç çalışmamış bir öğrenci gibiyiz.
Sınıfta kalacağız diye korkuyorum!
Bakın bir, siyaset, seçim, parti, aday…
noktasındaki
dağınıklığımıza, çelişkilerimize?
Bir bakın koca koca adamların
öfkeli üslubuna?
Bir bakın
kavgayı seyredip gönül
eğlendirenlere.
Bir bakın
“Bizden kasaba da köy de
olmaz!” diyenlere?
Bir bakın,
Nasıl savrulduk?
Nasıl bocalıyoruz?
Nasıl,
ayrıştırıyor, nasıl ayrışıyoruz?
Nasıl ötekileştiriyoruz?
Hani
dayanışma?
Hani
istişare?
Hani sevgi?
GÖLE
MAYA ÇALIYORUZ
Bağımsız adaylar…
Garip!
Nasrettin Hoca’ya danışmadan
göle maya çalıyoruz.
Tutar mı?
Ya tutarsa!
DAVETLİMSİNİZ!
Ey kıskançlar,
Ey
öfkesini kontrol edemeyenler,
Ey uyumsuzlar,
Ey
vurdumduymazlar,
Ey
dayanışmadan habersizler,
Ey kardeşliğin gereğini yerine
getiremeyenler,
Ey
istişareden nasibini alamayanlar,
Ey sosyal medyada, kardeşleri için
kaleminden kan damlatanlar, davetlimsiniz!
Hem de bu hafta sonu?
“Derneğimizin düzenlediği
tanışma, dayanışma ve
istişare toplantısına
davetlisiniz.”
Buyurun!
|