...................
...................
ANZOR’UN DİYARI “ANZOREY”  
02.05.2015
YEMUZ Nevzat Tarakçı
...................
...................

Bugünü bırakmış geçmişle boğuşuyoruz.

Dilimizde hamaset, yüzümüzde acı, yüreğimizde sancı…

Dünü konuşuyoruz.

Yüreklerimizi kanatan geçmişi, 1864’ü.

Dünü tartışıyor, geçmişle boğuşuyor, yarayı eşeliyoruz!

21 Mayıs’ları hamaseti, kanayan yaramızı derinleştiriyor.

Oysa yaranın kabuk bağlaması lazım.

Doktor lazım, ilaç lazım, merhem lazım…

 

“BİZ, BÖYLE ÖLDÜK!”

Her 21 Mayıs’ta, ne kadar feci öldüğümüzü ispatlama gayretindeyiz.

Bakarsın bir 21 Mayıs’ta da küllerimizden nasıl doğduğumuzu anlatırız!

 

22 MAYIS’I NE ZAMAN KONUŞACAĞIZ?

Anladım, biz hiç 22 Mayıs’ı konuşamayacağız.

O halde hadi gel, doya doya 21 Mayıs’ı konuşalım!

Dirilişi “pas geçelim!”

Konuşalım, göçü, sürgünü…

Açlığı, hastalığı, sefaleti ve ölümü…

 

“SÜRGÜN AĞITLARINA DEVAM?

Sürgün ağıtlarıyla yok oluşa devam!

Sakın ola 22 Mayıs’la ilgili tek kelime etmeyelim!

Uyumsuzluk girdabında, kimlik ve kültür bunalımı yaşayan gençleri…

Okumayan toplumumuzu, az satan kitaplarımızı…

Dergi ve gazetelerimizin tirajını…

İşsiz, mutsuz ve huzursuz “Nart” ları, “Setenay” ları…

Neden bir Adige TV’yi sahip olamayışımızı…

Sinemasız, tiyatrosuz halimizi…

Teknik ve sanatsal alandaki elemen eksikliğimizi…

Teşkilatlarımızın hantallığını…

Daha vasıflı yönetici yetiştiremeyişimizi…

Üniversite öğrencileri için burs imkânlarını…

Yaz, “Gençlik kültür kampları” nı…

Tatil çocuk programlarını…

“Ana dili” nden, “anavatan” ından bihaber gençleri…

Sanatsal ve kültürel etkinliklerden habersiz bir nesli…

Umursamaz, vurdumduymaz “üç maymunları” oynayan etkili ve yetkilileri…

Kuru hamasetle kültürünü yaşatılabileceğini sanan yalancı pehlivanları…

Üslup fukarası zevatı…

Savruldukça savrulan toplumu…

Nemelazımcılığı…

Hissizliği…

Yüksek yüksek tepelerdeki “ne oldum delisi” şımarıkları…

Konuşmayalım, asla konuşmayalım!

Hadi biz 21 Mayıs’ı konuşalım!

Acıyı, sancıyı, sürgünü, ölümü…

Konuşalım hadi hep konuştuklarımızı…

Tekrar tekrar ağıtlar eşliğinde ezberimizi…

 

BİTSİN ARTIK SÜRGÜN AĞITLARI!

Şüphesiz, “Tarih, zalimler ve zulümlerin meydanıdır!”

Tarihin yaşadığı en trajik ve dramatik olaylardan biri, bu yürek dağlayan büyük acıyı, şüphesiz kimse unutmamalı!

Ancak bir bitmeli değil mi sürgün ağıtları!

Bu halkın, hiç mi mutluk şarkıları söyleme hakkı yok?

 

BARIŞ KÖPRÜSÜ OLMAK

Bir bitsin şu tarihî düşmanlıklar!

Öfke, kin ve nefret yerini barışa, dostluğa ve işbirliğine bıraksın!

Cılız çabalar, kültürü yaşatmaya yetmiyor!

Samimiyetsizlik savurdu toplumu.

Başlasın artık ortak akılla beslenen, herkesi kucaklayan onurlu bir gelecek inşası!

Çerkes halkı, “Rusya, Kafkasya, Türkiye ve Orta Doğu ülkelerinde yaşayan akrabalarıyla bu ülkeler arasında bir barış köprüsü olsun!”

 

21 MAYIS, SEZON FİNALİ

Mayıs’ın 21’i

Bak siyah çelenk ve kırmızı karanfiller hazır.

Bunları suya attık mı tamamdır.

Tamamdır bak!

İşte sana sezon finali!

Böylece bütün yurtta etkinliklerimizi noktalarız.

“Programımız burada sona ermiştir!”

Sizleri “kâfe” dinletisiyle baş başa bırakıyorum!

İyi eğlenceler!