Ben, sen, biz, siz… folklorik
öğelerle gönül eğlendirirken,
Tabanı delinmiş
kültür gemisi hızla su
alıyor.
Gemi
batıyor!
Güvertede düğün var,
Müzik harika,
danslar o biçim,
Neşe, huzur ve mutluluk
on numara.
Gülücükler, kahkahalar,
tatlı nameler
birbirine karışıyor.
Gemi batıyor!
Thamadeler koyu sohbette,
Yemekler nefis,
Çaylar tavşankanı,
Güzel
kızlar ve yakışıklı
gençler hallerinden memnun, çılgınca
eyleniyor.
Oysa gemi batıyor!
Kaptan, oldukça mutlu,
umurunda değil gemi ve
sakinleri,
O, güvertede gülüp eğleniyor.
Tayfalar,
durumdan memnun,
ortamla coşuyor.
Bak, gemi
yan yatmış, batıyor!
Bir çığlık,
“Batıyoruuuuuz!”
Vahameti kavrayan birkaç kişi
telaşla kaçıyor,
kaçışıyor.
Oysa kalabalık, bu bağrışmaları duymuyor,
Bu koşuşturmaları görmüyor.
Herkes halinden memnun, mutlu.
Ahali, sevinçli, coşkulu.
Bayrak, güvertede mahzun,
Bayrak, tedirgin.
Bayrak, tarihte yaşadığı
kara günleri
hatırlıyor.
Bayrak ağlıyor!
Sular yükseldikçe müzik de yükseliyor!
Danslar hızını arttırıyor!
Görenler,
“Geminin batışı
kutlanıyor!” sanıyor.
Gemi hızla batıyor!
Geminin altı delinmiş,
Gemi su almış,
Gemi
yan yatmış,
Gemi batmış,
Kimin
umurunda?
Bu ne
gaflet!
Bu ne korkunç bir hal!
Bu gemi batacak,
Bu gidişle
kurtulan olmayacak!
Peki, nedendir bu
vurdumduymazlık, bu
aymazlık?
Göz göre göre batıyor gemi, sakinler neden
tedbir almaz?
Kaptan ve mürettebat niçin görevini yapmaz?
Yetişkinler ve yaşlılar niye bu kadar rahat,
niçin çare üretmez?
Herkes
gösterişte, eğlencede…
Gemi yan yatmış batıyor!
Peki,
kim uyanacak,
Kim, kimi uyandıracak!
Bu
gemi ve sakinleri nasıl kurtulacak!
|