Sen, bir ırkçısın, zavallısın
ve acınacak haldesin.
Durmadan, yorulmadan
ırkını kutsuyorsun.
Rengini kutsuyor, kendini
kutsuyorsun.
Irkçısın sen, kafatasçısın!
Dostum, sen hakikatten
kaçıyorsun!
Sen, gözünü kapatınca gece
oldu sanıyorsun.
Güneşi
balçıkla sıvamaya
kalkıyorsun!
Oysa bak, bu ülkede
Çerkes var,
Kürt var…
Laz var
Arap var…
Bak, bu ülkede yaşayan
herkes Türk değil.
Bu topraklarda senin hakkın
kadar onların da hakkı var.
Bak, dine inanıyorsan “o
din” eşitsiniz, diyor.
Bak, yasalara saygılıysan
“yasalar” eşitsiniz
diyor.
O halde sorun nerede?
Sende.
Hatta derinlerde!
Dostum,
seni şartlandırmışlar.
Sana ezberletmişler.
Seni kandırmışlar.
Sen,
kendini ülkenin sahibi,
diğerlerini “sığıntı”
sanıyorsun.
İşte sorun tam da burada.
Anla, dostum, anla!
Ezberini boz dostum.
Titre ve kendine gel dostum!
Bak, bu ülkede
farklı diller, farklı
kültürler var.
Bak, senin gibi onun da bir
ana dili var.
Ana dilini konuşma,
kültürünü yaşama hakkı
var.
Anla dostum, anla!
Yakışmıyor bu komiklikler
sana.
Bilir misin bak, “insan
temel hak ve özgürlükleri” var.
Duyar mısın bak, “eşitlik”
var.
Anla dostum, anla.
Haydi kavra!
Haydi, at adımını eşitliğe,
sevgiye, barışa!
At adımını
dostluğa, kardeşliğe…
Paylaşarak birlikte
yaşamaya.
Haydi
Âdem oğlu!
Haydi
Havva kızı!
Barışa, kardeşliğe…
ALLAH SİZİ BİLDİĞİ GİBİ YAPSIN!
Allah’ım, bu ülke ne
çekiyor bu ırkçılardan?
Ne çekiyoruz bu
demokrasi düşmanlarından?
Bu hak ve hukuk
tanımazlardan!
Bu
tek adamlık
sevdasından!
Ey ırkçılar!
Ey demokrasi düşmanları!
Ey hak, hukuk tanımazlar!
Ey kendisi gibi
düşünmeyenleri düşman ilan edenler!
Ey vicdansızlar!
Kahrolun e mi?
|