Bir bak şu ülkenin haline:
Terör,
hukuksuzluk, keyfilik…
altın çağını yaşıyor.
Karışan,
Ayrışan,
Kutuplaşan,
Hızla huzurdan uzaklaşan
bir toplum.
Diken üstünde bir halk.
Her günü acı,
Her günü
öfke,
Her günü kargaşa…
Gözler, hızla uzaklaşan
huzuru aramakta.
Huzurun teminatçıları(!)
güç denemesinde.
Haksızlık, hukuksuzluk, intikam…
pahasına.
Bu ülkede bencillik,
mezhepçilik, ırkçılık…
dolu dizgin.
Öfke, nefret, haset… nefes
nefese.
Diğer yanda
suskunlar, üç maymunlar…
Daha da kötüsü
hırsızlığı, haksızlığı
savunanlar…
Vurdumduymazlar,
umursamazlar…
KİM AYRIŞTIRDI BU TOPLUMU?
Kim ayrıştırdı bu toplumu?
Kim kutuplaştırdı?
Kim kamplara ayırdı?
Kim karartı bu ülkenin
ufkunu?
Bir kapı yok mu güzellikleri aralayan?
Bir pencere yok mu huzura
açılan?
Bir yol yok mu barışa
uzanan?
YASAKLAR ÜLKESİ
Yasak, yasak…
Farklı düşünmek yasak!
Eleştiri yasak!
Konuşmak yasak!
Yazmak yasak!
Düşünmek yasak!
SUÇLUSUN!
“Eğer benim gibi
düşünmüyorsan suçlusun!”
“Bu ülkede israf var!”
diyorsan, suçlusun!
“Dış itibarımız sarsıldı,
sarsılıyor!”
“Toplum ayrıştı, bölündü.”
“Haksızları, hırsızları
korumayın, hakkı, hukuku
gözetin!” diyorsan suçlusun.
KAYBETTİNİZ!
Siz, gücü elinde tutanlar,
Siz, İnsanlığınızı,
Merhametinizi,
Vicdanınızı yitirdiniz.
Kaybettiniz!
HÜKÜMSÜZDÜR!
Bu toplum, sizin gibi
eşkıyalar yüzünden
Saygıyı,
Hoşgörüyü,
Birlikte yaşama ahlakını kaybetti.
Hükümsüzdür!
HANİ NEREDE BARIŞ?
“Bu ülkede son zamanlarda,
başkasına hayat vermek için uzanması gereken eller,
bugün ne yazık ki şiddet,
terör ve ölüme uzanıyor.
Hani nerede barış?
BU UTANÇ SİZE YETER!
Neredesin ey hoşgörü?
Neredesin ey sağduyu?
Neredesin ey adalet, ey insanlık, ey barış?
Ey istismarcılar!
Ey hak, hukuk tanımazlar!
Ey vicdansızlar!
Helak olacaksınız!
Ey umursamazlar,
Ey tepkisizler,
Sizi de sessiz kalmanın utancıyla kahrolacaksınız!
Muhakemesi yerinde, muhasebesi sağlam sağduyulu
güzel insanlar, selam
size!
|